Emekli Tümamiral Cihat Yaycı’nın oluşturduğu ve en az 13 bin kişinin askeriyeden ihraç edilmesine neden olan ‘FETÖ-metre’ etkileri ve sonuçları rapor haline getirildi.
İngiltere merkezli Statewatch kuruluşu emekli Tümamiral Cihat Yaycı’nın kriterleriyle oluşturulan ve en az 13 bin kişinin ihraç edilmesine neden olan algoritmik ‘FETÖ-metre’yle ilgili dikkat çekici bir rapor yayınladı.
Rapora göre, 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından binlerce asker, meslekleri, özel hayatları, sosyal statüleri, kişisel ve ailevi bilgileri ile iş, akrabalık, eş dost ilişkileri göz önünde bulundurulup ‘irtibat ve iltisaklı’ denilerek ihraç edildi. Raporda birçok askerin tanıklıklarına da yer verildi.
‘İNSAN HAKLARI İHLALİ’
Dr. Emre Turkut ve avukat Ali Yıldız tarafından hazırlanan rapora göre, OHAL döneminde kullanılan algoritmalar ağır insan hakları ihlallerine yol açtı. Yaycı ve AKP iktidarının ortak çalışmasıyla ordudaki subayların kendileri ya da akrabalarının hassas kişisel verileri, mesleki geçmişleri temelinde yapılan fişleme temel insan haklarını da çiğnedi.
‘ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ YERLE BİR ETTİ’
Raporda, ‘FETÖ-Metre’ olarak bilinen algoritmanın 97 ana kriter ve 290 alt kritere dayandığı belirtilerek, kriterlerin birçoğunun “özel hayatın ve kişisel verilerin gizliği gizliliği haklarını” ihlal ettiğine vurgu yapıldı. Raporda “Bu algoritmayla Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından TSK’nın her kademesine el atıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde Adli İşlem ve İdari İşlemler Daire Başkanlığı (ATİİİŞ) adı verilen özel bir birim tarafından kullanılan algoritma ile asker ve sivil yüz binlerce kişinin profili çıkarılarak bu kişilere ‘puan’ verildiği” belirtildi.
810 BİN KİŞİ FİŞLENDİ
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki Adli İşlem ve İdari İşlemler Daire Başkanlığı’nın (ATİİİŞ), en az 810 bin kişinin ‘hassas’ nitelikle olanlar dahil olmak üzere kişisel verilerini toplayarak FETÖ-Metre sistemine dahil ettiği belirtilen raporda, bu veriler bankacılık işlemleri verileri, Bank Asya’da hesabı bulunanlara dair veriler, KHK ile kapatılan kurumlar ile her türden ilişkiye dair veri, bir milyon GSM numarasının telefon görüşme ve internet trafik kayıtları yanı sıra İngilizce bilgisi gibi dil becerilerini de kapsadığı vurgulandı.
AVRUPA BİRLİĞİ’NE SIĞINAN RÜTBELİ ASKER İFADELERİ
Avrupa Birliği’ne (AB) sığınma talebinde bulunan pek çok yüksek rütbeli eski askeri yetkilinin tanıklıklarını içeren rapor, algoritmanın uygulanmasının keyfi olduğunu ortaya koydu. Yalnızca birincil süjelere değil, aynı zamanda onların sosyal çevrelerindeki herkese, aile üyelerine, meslektaş ve komşularına da cezai yaptırımları uygulandığını ortaya koydu.
KÜRTAJ YAPMAMAK, ENGELLİ BEBEĞE HAMİLE OLMAK…
Rapordan bazı tanık ifadeleri şöyle:
-“ATİİİŞ biriminde üç ay çalıştım. … Binlerce subay ve komutan fişlendi… Bazıları ölü olmasına rağmen listedeydi. FETÖ-Metre’nin Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılananların hazırladığı profil ve fişleme listelerinin üzerine kurulduğu ilk günden beri apaçık ortadaydı.”
-“Engelli bir bebeğe hamile olmak ve kürtaj yaptırmamak açıkca FETÖ-Metre kriteridir. … Engelli çocuk sahibi olma kriteriyle ihraç yapıldığını bizzat Yaycı anlatmıştı.”
‘SUÇSUZSAN İSPAT ET’
-“Bir gün Cihat Yaycı beni görmek istedi. “Eşiniz ByLock kullanıcısı” dedi. “Bu mümkün değil çünkü numarası benim adıma kayıtlı” dedim. “Suçsuzsan ispat et” dedi. Böylece masumiyet karinesi tersine çevrildi.”
-“… kurumuma [Türk Donanması] göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde Purdue Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesi almak, İngilizce dil sınavında [100 üzerinden] 97,5 almak…, askeri ataşe olarak çalışmak ve hassas askeri projelerde çalışmak benim ‘FETÖ’cü’ olduğumu kanıtlıyor.”
– “Bir grup üst düzey askeri personelin, diğer askeri personele ‘bildikleri FETÖ mensuplarının’ isimlerini vermeleri için dayak, elektrik verme, cinsel saldırı dahil olmak üzere farklı işkence ve kötü muamele biçimlerini uyguladıklarına hem tanık oldum hem de duydum.”
RAPORUN BULGULARI
Rapordaki önemli bulgular şöyle:
– “FETÖ-Metre Fişleme Algoritması, bakanlıklar ve diğer kamu kurumlarının işbirliği ile çok büyük ölçekte hassas kişisel verileri yasal dayanağı olmaksızın toplamış ve işlemiştir. Bu faaliyetler Türk Anayasası’nın 20. maddesi (özel hayatın gizliliği) ve 128. maddesini (kamu görevlilerine yönelik güvenceler) ve ayrıca Türkiye Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) 4. ve 6.maddelerini açık ve ağır bir biçimde ihlal etmiştir.”
– “FETÖ-Metre 20,000’den fazla askeri personelin ihracına yol açtı. İhraçlara genellikle bilgi elde etmek için işkence ve kötü muamele eşlik etti. İhraç edilenlere etkili bir adli veya idari başvuru yolu sunulmadı.”
– “Sistemin dizayn ve uygulanış biçimi, kriter ve veri seçiminin keyfiliğini ortaya koymakta ve gerçek saikin, fişlenen askeri personele yönelik “kripto” Gülenci olduklarına dair önyargısını gerekçelendirmek olduğunu göstermektedir.”
– “Önyargılı ve keyfi veri seçimi ve doğrulanmamış bulgulara dayanan FETÖ-Metre sistemi esasen gündelik hayatın normal ve sıradan aktivitelerinin terörizm suçlamalarına dayanak yapılmasının örneğini ortaya koymaktadır.”
– “FETÖ-Metre sistemi ceza sorumluğunun şahsiliği, işkence ve kötü muamele yasağı, suçların ve cezaların geriye yürümezliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ve özel hayatın gizliliği gibi temel insan hak ve özgürlüklerini ve modern ceza hukuk prensiplerinin açık ve ağır biçimde ihlal etmiştir.”
‘HERKES ALGORİTMİK ZULME KURBAN GİDEBİLİR’
Raporun yazarlarından Ali Yıldız, binlerce kişinin FETÖ-Metre denilen bir zulüm aletiyle kendilerine verilen ‘puan’ üzerinden işsiz bırakıldığını söyledi. Bu subayların tutuklandığına da dikkat çeken Yıldız, “Devletlerin terörle mücadelede dijital izleme araçlarına daha fazla başvurduğu, giderek daha fazla bağlantılı hale gelen bir dünyada, herkesin benzer algoritmik zulme kurban gitme olasılığı yüksektir” dedi.
‘TÜYLER ÜRPERTİCİ’
Statewatch araştırmacısı Yasha Maccanico ise “Bu rapor, şüphelileri algoritmik olarak belirlemek için kullanılabilecek araç ve kriterlerin, yetkililerin diledikleri kişileri suçlu durumuna düşürmelerine izin verecek şekilde tasarlanabileceğinin tüyler ürpertici bir hatırlatıcısıdır” ifadesini kullandı.
STATEWATCH NEDİR?
Statewatch, sivil özgürlükler, insan hakları ve demokratik standartlar üzerine tartışmalar, hareketler ve kampanyaları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek için eleştirel araştırma, politika analizi ve araştırmacı gazetecilik ürünleri üretir ve üretimini teşvik eder. 1991 yılında faaliyete başlamıştır ve merkezi Londra’dadır.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***