HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Dünya Kupası ve Türkiye, aynı cümle içinde bir araya gelmeyi sevmeyen iki kavram. Tarihimizde iki kez dünya arenasında sahne alabildik. İlki 1954, ikincisi yaklaşık yarım asır sonra 2002’de gerçekleşti. Güney Kore ve Japonya ortaklığıyla düzenlenen 2002 Dünya Kupası’nda kendi adımıza tarih yazıp üçüncü olduk. Ardından yine derin bir sessizliğe büründük. 2022 Dünya Kupası yolunda grupta ikinci olduk. Şansımızı playoff maçlarına taşıdık. Önümüzde ciddi rakipler var. Bir anlamda Stefan Kuntz için asıl sınav şimdi başlıyor.
1954 DÜNYA KUPASI
Türk futbolunun uluslararası macerası gerçek anlamda Euro 96 ile başladı. 1950 Dünya Kupası’na katılma biletini Suriye’yi yenip almamıza karşılık, Dünya Kupası’nın düzenleneceği Brezilya’nın uzaklığının doğurduğu malî problem yüzünden turnuvaya katılamadık. 4 yıl sonra şans bir kez daha yüzümüze gülüyordu. 1954 Dünya Kupası katılımcıları arasına adımızı yazdırıp dünya futbol sahnesinde ilk kez boy gösterdik. 16 ülkenin İsviçre’de buluştuğu 1954 Dünya Kupası’nda 2. Grup’ta Batı Almanya, Macaristan ve Güney Kore ile karşı karşıya geldik. Almanya’ya yenilip, Güney Kore’yi 7-0 yendik. Gruptan çıkış bileti olan playoff maçında Almanya’ya mağlup olup ilk Dünya Kupası maceramızı noktaladık.
EURO 96’YLA GELEN ÇIKIŞ
Euro 96 ile kabuğunu kıran Türkiye, Euro 2000 ve 2002 Dünya Kupası’na katılıp, sürdürülebilir bir başarı grafiği yakaladı. Sonraki iki turnuvayı yine ekrandan takip ettik. Dünya Kupası’na hasret kalsak da, Avrupa şampiyonalarında artık varız diyebiliyorduk. Grup maçları sonunda evimize dönsek bile durum buydu. Euro 2008’de yarı final, bu turnuvadaki en büyük başarımız oldu. Euro 2016 ve Euro 2020’de üst üste grup aşamasında evimize döndük. Hele Euro 2020’de sıfır çekmemiz son dönemin en büyük hezimeti oldu. 24 ülke arasında sonuncu olduk.
HEZİMETİ UNUTTURMA ŞANSI
Şimdi önümüzde Euro 2020 hezimetini unutturma fırsatı var. Şenol Güneş’le başlayan 2022 Dünya Kupası yolculuğumuzun sonunun iyi olmayacağı Euro 2020’de ortaya çıkmıştı. Üçte sıfır çekmenin bedeli olarak istifası istenen Şenol Hoca, Eylül ayında oynanan Karadağ, Cebelitarık ve Hollanda maçları sonunda koltuğundan oldu. Karadağ’la 2-0 öne geçtiğimiz maçı 2-2 bitirdik. Hepi topu 34 bin nüfuslu Cebelitarık’ı deplasmanda 3-0 yenmenin bir kıymeti olmadığını, Hollanda’ya 6-1 yenilip gösterdik. Bu hezimet Şenol Güneş döneminin de sonu oldu.
ASIL SINAV ŞİMDİ BAŞLIYOR
Alman Stefan Kuntz, Güneş sonrası koltuğun sahibi oldu. Almanya U21 takımını 5 yıldır çalıştıran Kuntz, ilk sınavında Norveç karşısında sınıfı geçemedi. Norveç’le sahamızda 1-1 berabere kaldık. Şenol Güneş’in başına dert açan Letonya’yı deplasmanda 2-1 yenip moral bulduk. Cebelitarık karşısında alınan 6-0’lık galibiyetin anlamı bizi averajla ikinci sıraya taşıması oldu. Son maçta Karadağ’ı deplasmanda 2-1 yenip, grubu 21 puanla ikinci tamamladık.
Ancak asıl sınav şimdi başlıyor. Avrupa’dan 10 ülke gruplardan lider çıkıp, adını Katar’da ter dökecek 32 ülke arasına yazdırdı bile. Geriye 3 bilet kaldı. Son Avrupa şampiyonu İtalya ve selefi Portekiz de playoff maçları oynayacak. Türkiye, seri başı olan Portekiz, İskoçya, İtalya, Rusya, İsveç ve Galler’den biriyle eşleşecek. Seri başı olmadığımız için maçımızı deplasmanda oynayacağız. Kuntz’un ifadesiyle “Umarız İtalya veya Portekiz deplasmanında oynamak zorunda kalmayız” demekten başka sözümüz yok.
ZORLU BİR YOL
Gruplarını 2. sırada bitiren Türkiye, Portekiz, İskoçya, İtalya, Rusya, İsveç, Galler, Polonya, Kuzey Makedonya, Finlandiya ile birlikte UEFA Uluslar Ligi’nde 2020-21 sezonunu en üst sırada bitiren Avusturya ve Çekya, playoff turunda kalan 3 Katar bileti için mücadele edecek. Rakiplerin gücü ortada. Türkiye’nin ciddi eksikleri var. Mart ayına kadar Kuntz’un eksikleri giderme şansı var. Yoksa bir Dünya Kupası’nı daha ekrandan takip ederiz. Kuntz’un da kredisi azalır.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***