Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Kemal Peköz, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri devam eden 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi’nin Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine konuştu.
Türkiye’de 2003 yılından bu yana çoğu askeri amaçlı operasyonlar olmak üzeri ve bazıları da tekrarlanmak üzere 69 tezkere getirildiğini ve Genel Kurul’da defalarca onaylandığını hatırlatan Peköz, HDP olarak her seferinde buna karşı olduklarını ve barışçıl politikalar izlenmesi gerektiğini ifade ettiklerini anlattı.
Türkiye’nin ve tüm komşu coğrafyaların barış bütçesine ihtiyacı olduğunu söyleyen Peköz, “Dışişleri Bakanlığı harcama bütçesinin savaşa, operasyonlara, çatışmalara değil, komşu ülkelerle politik gerilimleri azaltacak, ara bulucu odaklı diplomasiye harcanması gerekir. Çatışmalı bölgelerde müzakereleri ve diyaloğu destekleyecek nitelikte özgün bir diplomasi bütçesinin oluşturulmasından yana olduğumuzu ifade ettik” dedi.
MUHALEFET DÖNEMİNİ HATIRLATTI
DSP, ANAP ve MHP koalisyonu hükümeti döneminde 25 Aralık 2001’de getirilen Irak tezkeresini hatırlatan Peköz, “Meclis Kuzey Irak’a asker gönderme tezkeresi getirmişti ve siz şu gerekçeyle karşı olduğunuzu ifade etmiştiniz; ‘Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasına özen gösterilmiyor. Oraya asker göndermek bölgeye kan ve gözyaşı getirir. Türkiye’nin zararına gelişmeler olabilir’ dolayısıyla da buna karşı olduğunuzu söylemiş ve ret oyu kullanmıştınız. Daha sonra çokça tezkere geldi. Bu arada 2013-2015 yıllarında müzakere sürecinde ne bir çatışma var ne de bir askeri operasyon söz konusu” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLER KENDİLERİNİ NEREDE GÖRECEK?’
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Balkanlardaki soydaşlarımız göz bebeğimiz keza Batı Trakya Türkleri, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri, Gagavuz Türkleri, Irak ve Suriye Türkmenleri gibi dünyanın farklı bölgelerinde soydaşlarımızın yanında durmaya devam edeceğiz” sözlerini hatırlatan Peköz, “Şimdi 20 milyon insanın yaşadığı, 20 milyon Kürdün yaşadığı bir ülkenin Dışişleri Bakanı olarak.. Buradaki Kürtler kendilerini nerede görecekler? Hani ‘kardeşiz’ diyorsunuz zaman zaman, herhangi bir amaçla işinize yaradığı zaman, sizin kardeşlerinizin kardeşleri nerde? Peki, Suriye’deki Kürtlerin sorunları yok mu, Irak’taki Kürtlerin sorunları yok mu? Bunların hepsinin sorunları var ve siz bunları görmezden gelmeye devam ediyorsunuz” diye konuştu.
‘ŞELADİZE’DE 348 KÖYÜN 198’İ BOŞALTILDI’
Verilerle konuşmasını sürdüren Peköz, şöyle devam etti: “Mesela, Irak’taki askerî operasyon bölgelerinde Amedi bölgesi belediye başkanı bir açıklama yaptı, İslam İsmail Mustafa, ismini de veriyorum ‘348 köyün 198’i Türk Silahlı Kuvvetlerin bombalaması sonucu boşaltıldı. 28 sivil öldürüldü, 38 sivil yaralandı’ diye ifade ediyor. Ve devam ediyor ‘Şeladize bölgesinde 92 köyün 85’i boşaltıldı. Duhok bölgesinde ise 50 tanesi Hristiyan köyü olmak üzere çok sayıda köy yine boşaltıldı.’ Dikkatinizi çekmek istiyorum, İdlib’de İdlib Üniversitesi, 2020 mezunları için bir tören düzenledi. Bu töreni düzenleyenler içerisinde Heyet Tahrir el-Şam var ve Türkiye’den Diyanet vakfı var, yan yana bayrakları görülüyor ve orada ki insanlara plaket veriyor. Peki, böyle bir şeyi nasıl sindirebiliyorsunuz ya da terör örgütü olarak gördüğünüz bir ekiple nasıl hareket edebiliyorsunuz doğrusu merak ediyorum.
AFRÎN’DEKİ YAĞMA
Yine İnsan Hakları Yüksek Komiserinin açıklamaları var özellikle İdlib’de ve Afrîn’de çok sayıda insanın kaçırıldığı, fidye karşılığı alıkonulduğu ve fidye verebilecek durumdakilerin mutlaka kaçırıldığı ifade ediliyor ve kadınların evlenmeye zorlandığı ve iki ü ç gün sonra da tekrar boşandıkları, sadece beraber olmayı meşrulaştırmak için böyle bir işlem yaptıklarını ifade ediyor. İsterseniz dosya hâlinde size de iletebilirim. Şimdi, böyle bir durumda, biz Suriye’de yapılanların haksız olduğunu, yanlış olduğunu söylediğimizde, Kürt sorununun çözümüne katkısı olmadığını, tam tersine kutuplaştırmayı artırdığını ve derinleştirdiğini ifade ederken söylemek istediğimiz şey şu: Siz orada Gaziantep Üniversitesine bağlı fakülteler açabiliyorsunuz, kaymakam ataması yapabiliyorsunuz, PTT, postane vesaire açabiliyorsunuz. Bunlarla yetinmiyorsunuz, Türkiye’de mezarlıkların bile Kürtçe tabelalarını sökerken oradaki sokaklara Türkçe tabelalar yapıyor, okulda da Kürtçe eğitimi yasaklıyorsunuz. Bunun, Kürtlerle kardeşliğe, beraber yaşamaya ve geleceğe ne gibi bir katkısı olacak? Sizin bunları cevaplamanızı rica ediyorum.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***