Ankara’da 36 saatlik nöbet dönüşü geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren doktor Rümeysa Berin Şen’in cezaevindeki babası Murat Şen, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak cenaze günü yaşadıkları için şikayette bulundu. Acılı baba Murat Şen’in yaşadıkları ‘bu kadar da olmaz’ dedirtti. CHP’li Ali Haydar Hakverdi konuyu bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı.
Ankara Şehir Hastanesi Doğum Kliniğinde asistan doktor olarak görev yapan Dr. Rümeysa Berin Şen, 23 Ekim 2021 tarihinde, 36 saat süren nöbet çıkışı sonrasında evine dönerken geçirdiği trafik kazası sonrasında hayatını kaybetmişti. Doktor Rümeysa Berin Şen’in hapiste olan babası Murat Şen, aldığı izin ile kızının cenaze törenine katılmıştı.
Murat Şen, aldığı iznin süresi, gerek cenazeye gidiş geliş sırasında yaşadığı ihlaller, gerekse cenaze merasimi sırasında yaşananlar ve bu yaşanan hak ihlalleri dolayısıyla; “Dini inanç ve ibadet hürriyeti, aileye saygı hakkı, özgürlük hakkı ve sağlık hakkı” gibi temel insan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 24.10.2021-25.10.2021 tarihlerinde verilen mazeret izni ile törene götürülmesine izin veren ve görev alan tüm kamu ve jandarma personeli hakkında, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu.
‘KANUNDA İKİ GÜNE KADAR OLAN İZİN, İKİ SAAT OLARAK UYGULANDI’
Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Dr. Rümeysa Berin Şen’in babası hükümlü Murat Şen’in, cenaze için Kayseri/Bünyan’dan Zonguldak/Alaplı’ya 640 km yol götürüldüğünü belirterek, “Bu kadar uzun yoldan sonra cenaze merasimi için acılı babaya verilen iki saatlik izin kabul edilebilir gibi değildir. İnsanlar cezalarını cezaevlerinde zaten çekmektedir. Hangi suçtan mahkum olursa olsun, evladını kaybetmiş acılı bir babaya en azından kızının cenazesinde hassasiyet göstermek, devletimizin ve bu işle görevli kamu personelinin en başta vicdani görevidir” ifadelerini kullandı.
‘KELEPÇELERİM HİÇ ÇÖZÜLMEDİ, KAHVALTI VERİLMEDİ, YANIMA BIRAKILAN YİYECEKLERİ KELEPÇEM NEDENİYLE YİYEMEDİM’
Baba Murat Şen’in, ısrarla kelepçelerinin açılmasını istediğini ve bu talebinin yanıtsız kaldığını iddia ettiğini aktaran Hakverdi, “Şen’in iddiaları çok vahim. Savcılığa yaptığı başvuruda, kendisine kahvaltı verilmediğini ve öğlen saatlerinde ağzı sıkıca bağlı bir poşetle yanına bırakılan yiyeceği kelepçesi nedeniyle yiyemediğini belirtmiş. Bu iddialar doğru ise kızının cenaze törenine giden babaya ceza üstüne ceza verilmek istenmiş” dedi.
KIZININ CENAZE NAMAZINI KILDIRMASINA İZİN VERİLMEDİ, İTİRAZ EDERSE GERİ GÖTÜRÜLMEKLE TEHDİT EDİLDİ
Hakverdi’nin Adalet Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle konuya dair verdiği soru önergesinde, dikkat çekici ayrıntılar yer aldı. CHP’li Hakverdi acılı babanın, kızının cenaze namazını kıldırmasına izin verilmediği, ahali tarafından hiç değilse kelepçesiz bir şekilde hocanın arkasında namaz kılabilmesini talep etmesi üzerine; görevlinin kelepçenin açılamayacağı ve itiraz ederse törene katılmadan kendisini geri götürmekle tehdit ettiği iddialarını belirterek bunun dayanağını sordu.
NAMAZLARINI MİDİBÜSTE KILDI
Dr. Rümeysa Berin Şen’in hükümlü babasının, gidiş dönüş yolunda namaz kılması için kendisine uygun ortam yaratılmadığını dile getiren CHP’li Hakverdi, “Cenaze törenine gidiş ve dönüş yollarında, yine dini inanç ve ibadet hürriyeti kapsamında ve dini inancın bir gereği olarak namaz kılma hakkını kullanmak isteyen Şen, kendisine uygun ortam yaratılmadığını, mola ve dinlenme tesisleri yerine namazlarını midibüsün içinde ve elleri kelepçeli olarak namaz kılması istendiği iddiası doğru mudur?” dedi.
Serbest Görüş:
Ali haydar Hakverdi’nin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e yönelttiği sorular şöyle:
‘KIZINI MEZARA TEVDİ ETMESİNİN ENGELLENMESİNİN DAYANAĞI NEDİR?’
– Kanunda “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda bulunanlar da dahil olmak üzere; ikinci derece dahil kan veya kayın hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü nedeniyle cenazesine katılması için yol süresi dışında iki güne kadar cenazeye katılması için izin verilir.” hükmüne rağmen mahkuma kızının cenazesi için iki saat izin verilmesinin nedeni nedir?
– Mahkumun iddiasına göre, kızının cenazesine götürülürken ön ve arka bölümünde Jandarmaların, orta bölümünde ise mahkumun oturduğu, camları demir parmaklıklı bir midibüsle götürülmüş, kelepçelerinin çözülmesi talebi reddedilmiştir. Hal böyle iken; mahkuma öğlene kadar kahvaltı verilmediği, öğlen saatlerinde ağzı sıkıca bağlanmış poşet ile koltuğa yiyecek bırakıldığı ve mahkumun bu poşeti kelepçeden dolayı açamayarak yiyemediği iddiaları doğru mudur?
-Üstün güvenlikli koruma ile kızının cenaze törenine götürülen mahkumun, kızına son görevini yerine getirmek için cenaze namazını kıldırmak istediği, bu isteğin yerine getirilmediği doğru mudur?
-Yine kızının cenaze namazını kıldırmasına izin verilmeyen mahkumun, ahali tarafından hiç değilse kelepçesiz bir şekilde hocanın arkasında namaz kılabilmesini talep etmesi üzerine; görevlinin kelepçenin açılamayacağı ve itiraz ederse törene katılmadan kendisini geri götürmekle tehdit ettiği doğru mudur? Doğru ise mahkumun kızının cenaze namazını kıldırmasının engellenmesinin dayanağı nedir?
-Murat Şen’in kızı Rümeysa Berin Şen’i, kelepçeleri yüzünden mezara tevdi etme imkanından yoksun bırakıldığı doğru mudur? Eğer doğru ise Şen’in dini inanç ve ibadet hürriyeti kapsamında kızını mezara tevdi etmesinin engellenmesinin dayanağı nedir?
-Cenaze törenine gidiş ve dönüş yollarında, yine dini inanç ve ibadet hürriyeti kapsamında ve dini inancın bir gereği olan namaz kılma hakkını kullanmak isteyen Şen, kendisine uygun ortam yaratılmadığını, mola ve dinlenme tesisleri yerine namazlarını midibüsün içinde ve elleri kelepçeli olarak namaz kılması istendiği iddiası doğru mudur?
-Tüm bu iddialara ilişkin başlatılmış bir soruşturma var mıdır?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***