Covid-19 ile ilgili komplo teorilerine bolca yer veren komplo teorisyenleri, dikkatlerini şimdi de iklim haberlerine yöneltti.
Matthew, günümüzün en önemli iki haberinin ardında karanlık güçlerin bulunduğuna ve ona doğruların söylenmediğine inanıyor. “Bütün bu korku ve propaganda kampanyasıyla amaçlanan bir şeyler var” diyor ve ekliyor:
“Bunun iklim değişikliği, bir virüs ya da başka bir konuda olması bir şeyi değiştirmez.”
İngiliz Matthew 20 yıldır Yeni Zelanda’da yaşıyor. Yeni Zelanda, sıkı kapanma önlemleriyle Covid’i tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen ülkelerden.
Hükümetin bu yaklaşımından rahatsız olan Matthew, haber almak ve kendi gibi düşünenleri bulmak için sosyal medyaya yönelmiş. Katıldığı aşı ve maske karşıtı internet grupları onu Covid’in ardında şeytani planlar olduğu yolunda asılsız komplo teorilerine götürmüş.
Komplo dünyasına dalınca görüşleri değişmiş, ilişkileri etkilenmiş. Benimle, bazı görüşlerine katılmayan eşi duymasın diye bahçenin arkasında saklandığı yerden görüntülü konuşuyor.
Son zamanlarda Matthew’ın üye olduğuna benzeyen gruplar sadece Covid değil, iklim değişikliği hakkında da asılsız bilgiler yayıyor. Matthew, “Covid ve iklim propagandasını” aynı sözde komplonun parçası olarak görüyor.
‘Gerçek erkekler maske takmaz’
Bu aslında büyük resmin bir parçası. Bir zamanlar tamamen pandemiye odaklanan kapanma ve aşı karşıtı Telegram grupları şimdi aynı yaklaşımla iklim değişikliği konusunda komplolar üretiyor. Paylaşımları siyasi eleştiri ya da tartışma olmaktan uzak, tamamen yanlış bilgiler, sahte haberler ve uydurmalarla dolu.
Global dezenformasyon eğilimlerini değerlendiren Londra merkezli Stratejik Diyalog Enstitüsü’ndeki araştırmacılara göre, kapanma karşıtı bazı gruplarda sık sık iklim değişikliğinin abartıldığı ve hatta insanları kontrol altına almayı amaçlayan bir aldatmaca olduğu yolunda paylaşımlar görülüyor.
Enstitü çalışanlarından Jennie King, “Covid önlemlerine karşı kullanılan ifadeler giderek, iklim değişikliğiyle mücadeleye karşı korku uyandırmak için kullanılmaya başlandı” diyor.
King, bu tavrın aslında iklim değişikliği politikalarıyla ilgisi olmadığını belirterek, “Bu konular iktidar, kişisel özgürlükler, kurumlar, devlete karşı vatandaş, geleneksel yaşam tarzlarının yok olması hakkındaki fikirleri çok daha geniş kitlelere ulaştırmak için çok uygun” diye konuşuyor.
Beyaz Gül
Bu tarz fikirleri benimseyen gruplardan biri Beyaz Gül. İngiltere’den ABD’ye, Almanya’dan Yeni Zelanda’ya kadar tüm dünyada yerel alt grupların oluşturduğu bir ağ.
Matthew, Beyaz Gül için şunları söylüyor:
“Birkaç kişi tarafından yönetilen bir yer değil. Merkezi yönetimi olmayan bir topluluk gibi. Oradan çıkartma tasarımları bulup sokak lambalarına filan yapıştırıyorsunuz” diyor.
Bu çıkartmalarda aşı karşıtı, maske karşıtı sloganlar ve komplo teorilerine işaret eden ifadeler bulunuyor. “Yeni normale diren”, “Gerçek erkekler maske takmaz” ve “Pandemi yoktur” bunlardan bazıları.
Matthew kendi yerel Beyaz Gül grubuna böyle bir çıkartmada gördüğü reklam üzerine katılmış. O da şimdi Auckland yakınlarındaki evinin civarındaki sokak lambalarına aynı çıkartmaları yapıştırıyor.
“Büyük Sıfırlama”
Matthew ile konuşurken “Büyük Sıfırlama” denilen asılsız bir komplo teorisinden bahsetti. Küresel elitin pandemiyi kullanarak karanlık bir Yeni Dünya Düzeni kuracağı, dünyanın her yanında vatandaşların hayatını kontrol edecek bir “süper hükümet” kurulacağı yolunda bir teori bu.
Bu tür inançları Matthew’u en yakınlarından bile uzaklaştırıyor. Dokuz yaşındaki kızının kısa süre önce okul için bir iklim sunumu hazırlamasından rahatsız olduğunu söylüyor. Ama bununla birlikte, komplo teorilerine kapılmaktan da pişman. “Son üç-dört aydır her gün dünyada olanlarla ilgili endişe içinde uyandım. Sık sık da buna pişman oldum” diyor.
‘Aklını tamamen kaçırdı’
Madalyonun bir de öteki yüzü var. Christine Belfast’ta Covid hastalarını tedavi eden bir hemşire.
Kız arkadaşı Covid-19 ve aşılar hakkındaki komplolara, hatta Christine’in de büyük bir komplonun parçası olduğuna inanmaya başlamış. Tıpkı Matthew gibi o da Beyaz Gül hareketine katılmış.
Kız arkadaşı daha sonra da iklim değişikliği ile ilgili yanlış haberlere kapılıp, sürekli Instagram’da bu konuda paylaşımlar yapmaya başlamış. Durum öyle bir hale gelmiş ki ilişkileri buna dayanamamış ve Christine kız arkadaşından ayrılmış.
“Şimdi de iklim değişikliğinin gerçek olduğuna inanmıyor. Her şeyin dünya nüfusunu ortadan kaldırmak ve insanlığı yok etmek için düzenlenen bir komplo olduğunu sanıyor” diyor Christine.
Yeni komplo konusu iklim
Pandemi sürerken, aşılar da etkisini göstermeye başladı ve birçok ülke normale bir adım daha yaklaştı. Covid’den iklim değişikliği konusuna kayma birçok internet platformunda gözlemlenen bir olgu.
Stratejik Diyalog Enstitüsü araştırmacıları iklim değişikliğini önlemek için pandemi sırasında olduğu gibi kapanma önlemleri alınabileceği gibi tamamen asılsız haberlerde “iklim kapanması” diye bir deyim kullanıldığına tanık olmuşlar.
Bu deyim komplo teorileri yayan YouTube kanalları arasında da tutulmuş ancak bilim insanları kapanmanın iklim değişikliği ile baş etmek için uygun bir strateji olmadığını söylüyorlar. Örneğin, kapanmalar sırasında sera gazı salımında çok az bir fark olduğunu hatırlatıyorlar.
Covid ve kapanmalar dolayısıyla yaşanan sıkıntılar ve yayılan yanlış bilgiler yeni komplolara zemin hazırladı. Dünyanın geleceği ile ilgili gerçekleri kabul etmektense, tüm kötü haberleri güçlü insanların karanlık emellerine bağlama eğilimi, insanların bir kısmını ele geçirmiş gibi görünüyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***