Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilen ve Silivri Cezaevi’nde yaklaşık olarak 4 yıldır tutulan iş insanı Osman Kavala’nın tahliye edilmemesinin ardından Avrupa Konseyi’nin AİHM kararları uygulanmadığı gerekçesiyle Türkiye’ye yaptırım uygulaması konuşuluyor.
TÜRKİYE’Yİ NE BEKLİYOR?
2019 yılından bu yana AİHM, 2020’den bu yana da Avrupa Konseyi kararlarını görmezden gelen Türkiye için çanlar çalmaya başladı. 30 Kasım – 2 Aralık tarihleri arasında beraat kararı verilmezse Konsey tarafından ihlal prosedürünün uygulanmasına maruz kalacak Türkiye’yi neler bekliyor?
Türkiye’nin Avrupa Konseyi tarafından oy ve veto hakkının elinden alınması, demokrasi ve insan hakları konusunda öncü olması amacıyla İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulmuş Konsey’de, Türkiye’nin de kurucu üye olarak yer aldığı noktadan oldukça geriye gittiğinin göstergesi olacak.
Bunun yanı sıra Türkiye’nin gittikçe kötüleşen dış ilişkileri ve uluslararası topluluklardan gittikçe uzaklaşması da diplomaside izolasyon ve yalnız bırakılma ihtimalini kuvvetlendiriyor.
Gazeteci Fikret Bila, Halk TV’de yayınlanan 10 Ekim tarihli Açıkça programında ihlal prosedürlerinin ötesinde Konsey üyeliğinin askıya alınması durumundan bahsederek, “Bu durum Türkiye’yi uluslararası camiada itibarı olmayan bir ülke konumuna getirir” yorumunu yapmıştı.
TARİHTEKİ ÖRNEKLER
AİHM kararlarını uygulamadığı için bir Konsey üyesine karşı ilk dava 2017 yılında Azeri muhalif Ilgar Mammadov’un tutukluluğu sebebiyle Azerbaycan’a açılmıştı.
Davanın açılmasından hemen hemen bir yıl sonra Mammadov, Ağustos 2018’de ise serbest bırakılmıştı.
DOSYA TEKRAR AİHM’E GİDECEK
Türkiye’nin diplomasisinde kritik bir yer tutacak kararın bugünkü duruşmadan çıkması beklenirken halktv.com.tr’den Hazar Dost’a konuşan Osman Kavala’nın avukatlarından Tolga Aytöre, “Yerel mahkeme en son 5 Kasım’da tutukluluk incelemesi yaptı ve tahliye etmedi” diye konuştu.
Aytöre yaptığı açıklamada, yargılamanın siyasi şekilde ilerlemesinin hukuki açıdan değerlendirmeyi zorlaştırdığını aktarmıştı.
Öte yandan Aytöre, Türkiye’nin 30 Kasım 2 Aralık arasında Kavala için tahliye kararı vermemesi durumunda Bakanlar Konseyi’nin dosyayı tekrardan AİHM’e göndereceğini belirtip, AİHM’in casusluk suçlamasını da dahil ederek Türkiye’ye dair karar alacağını söylemişti.
AİHM’in casusluk suçlamasından da hak ihlali vermesi durumunda ise Türkiye’nin Avrupa Konseyi ile yaşadığı çatlakların büyümesi bekleniyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***