İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de 6.6 büyüklüğünde, yaşanan depremde 36 kişinin öldüğü, 17 kişinin de yaralandığı Rıza Bey Apartmanı ile ilgili 3’ü tutuklu 9 kişinin yargılandığı 3’üncü duruşma İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Duruşmada “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 20 yıla kadar yargılanan tutuklu ve tutuksuz sanıklar, davacı ve taraf avukatları hazır bulundu.
Müşteki avukatının, önceki duruşmada sorduğu soruların ve verilen cevapların zabıtlara geçirilmediğini söylemesi üzerine zabıt kâtibi değiştirildi.
SANIK SAVUNMASI
Duruşmada, tutuksuz sanıklardan eski apartman yöneticisi Ramazan B.’nin savunması alındı. Apartmanda önceden çatlaklar olduğu ve bunların epoksi yapılarak kapatıldığı iddiasıyla yargılanan Ramazan B., “Apartmanda 1999’dan 2010 yılına kadar oturdum, daha sonra İstanbul’a taşınıp dairemi kiraya verdim. 2006 ile 2009 yılları arasında apartmanda yöneticilik yaptım. Benim yöneticilik döneminde apartmanda daha önceki depremlerden dolayı hasar kaydı yoktu. 2005 yılındaki depremde binada küçük çatlakların olduğunu ancak deprem için güçlendirme konusunda bir şey yapıldığını hatırlamıyorum. Apartmanda oturduğum dönemde depreme dayanıksız olduğu yönünde bir düşünce yoktu. Olsaydı ben çocuklarımla beraber orada oturmazdım. Apartmanda yapılacak kentsel dönüşümle ilgili de bir bilgim yok. Ben taşındığımda, apartmanın altındaki 2 iş yeri birleştirilmiş ve öyle kullanılıyordu” dedi.
KAVGA ÇIKTI
Ramazan B.’nin savunmasının alınması sırasında, müştekiler ile sanık yakınları arasında salonda kavga çıktı. Polis ve salondaki izleyicilerin araya girerek ayırdığı kavga sonrası duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından devam eden duruşmada ifade veren depremzedeler, meydana gelen tüm eksiklikleri anlatarak, sorumlu olan herkesten şikâyetçi olduklarını söyledi.
MÜTEAHHİT: VİCDANIM RAHAT
Tutuklu sanık binanın müteahhidi Hasan Hüseyin Özkan ise vicdanının rahat olduğunu belirterek, Bornova-Bayraklı bölgelerinde 30 kadar bina yaptığını ancak sadece Rıza Bey Apartmanı’nın yıkıldığını ifade etti. Tahliyesini isteyen Özkan, “Alt katta iki dükkân birleştirilmiş. Bir duvar, perde beton vazifesi görür. Diş kliniğinde yapılan tadilat anlatıldı. Bu binayı yaptığımda toprak çok yumuşak dedim ama bir eksik olmadan ona göre yaptık. Binayı teslim ettikten sonra dışarıdan müdahale hakkım yok. O kadar bina yaptım bir eksik malzeme kullanmadım. Ben 71 yaşındayım ve suçum olmadığı için tahliyemi istiyorum. 13 aydır buradayım. Vicdanen rahatım ama bu olaydan dolayı çok üzgünüm” diye konuştu.
ÖNCEKİ DEPREMLER TETİKLEMİŞ
Binanın projesini 1975 yılı deprem yönetmeliğine göre hazırladığını söyleyen tutuklu sanık statik betonarme proje müellifi Tamer Peker de, 2003 ve 2005 depremlerinin Rıza Bey Apartmanı’nda etkili olduğunu öne sürdü. Dükkânlarda duvarların yıkılarak yeni duvarlar örülmesinin de sistemi bozacağını belirten Peker tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık binanın mimarı Ali Serdar Bayram da suçu olmadığını söyleyerek, tahliyesini istedi.
BİR SANIK TAHLİYE EDİLDİ
İfadelerin ardından duruşma savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerini devamına karar verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, binanın statik betonarme proje müellifi Tamer Peker’in tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***