Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim olmayacağını belirterek, “2023 Haziran seçimlerinde hem cumhurbaşkanlığını kazanarak hem Cumhur İttifakı olarak Mecliste çoğunluğu elde ederek rekoru çok daha ileriye taşıyacağız.” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, muhalefetin erken seçim çağrılarına yanıt verirken, “Ya olmayacak erken seçim, Haziran 2023! Bunlar kiminle yürüdüklerinin farkında değiller, geçti o! Onlar tarih oldu. Öyle 15-20 ayda bir seçim yapmak, bunlar ilkel kabilelerin işidir. Biz, modern bir yapının, modern bir dünyanın şu anda uygulamalarını ortaya koyan bir partiyiz ve Cumhur İttifakı’yız” dedi.
AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” açıklaması atıfta bulunarak muhalefete de yüklendi. Erdoğan, “Ülkemizi CHP’nin yalanlarına, iftiralarına tek edemeyiz. Türkiye’yi helalleşme diyerek, haleldar etmeye çalışan, bozmaktan, lekelemekten, fesat çıkarmaktan başka iş bilmeyen Kılıçdaroğlu’nun kifayetsizliğine terk edemeyiz. Meydanı, bölücü örgütün güdümündeki HDP’ye de, şehit yakınlarına sövmekten başka mahareti olmayan edepsizlere de bırakamayız” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugün partimizin 20 yıllık geçmişindeki 150. genişletilmiş il başkanları toplantımızı icra ediyoruz. 20 yılda il başkanlarını bu şekilde 150 kere bir araya getiren bir başka parti olduğunu sanmıyorum. MYK, MKYK toplantıları gibi, il başkanlarımız, kadın ve gençlik kolları başkanlarımız, belediye ve il genel meclis başkanlarımızla yaptığımız bu toplantılar, partimizin adeta mutfak çalışmalarıdır. Siyasetin istikameti, hükümet çalışmalarımızın ana fikirleridir.
AK Parti’nin 20 yıldır seçimlerden hep birinci çıkmasının sırrı buradadır. Partimizi 2001 yılında kurduktan 15 ay sonra 2002 seçimlerinde ilk kez milletimizin huzuruna çıktık. Kampanya sloganımız, ‘Yakın ışıkları, Türkiye aydınlansın; tek başına, iş başına” olarak belirlemiştik. Milletimiz çağrımıza cevap verdi, bizi tek başımıza iktidara getirdi. Yönetimi devraldıktan sonra, bir yandan milletimizin demokrasi, hak ve özgürlükler özlemine cevap vermenin, diğer yandan kalkınma altyapı eksikliğini tamamlama gayretine girdik.
İktidarımızın ilk döneminde, vesayetin önümüze çıkardığı engelleri aşmak için sabırlı ve kararlı mücadele yürüttük. Karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine kadar nice engelle, kumpasla boğuştuk. Anayasayı, kanunları, teamülleri hiçe sayarak mecliste Cumhurbaşkanı seçmemizin bile önüne geçmek istediler. Biz de çareyi milletimize gitmekte bulduk. 2007 seçimlerini hatırlayın, “Durmak yok, yola devam” diyerek yüzde 47 oy oranı ile kazandık. Hem Cumhurbaşkanını seçtik, hem demokrasi atılımında güç tazeledik. Bu seçimin hemen ardından yapılan ve Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi dahil pek çok demokratik düzenlemeyi içeren anayasa değişikliği halk oylamasında da milletimizin yüzde 69’luk desteğine mazhar olduk.
Partimize yönelik kapatma davasının ardından başlayan süreç, ülkemizi 12 Eylül 2010’da özellikle yargıda kapsamlı değişiklikler yapan bir halk oylamasına daha götürdü. Teklif ettiğimiz anayasa değişikliği milletimiz tarafından kabul edildi. Türkiye, 2011’e geldiğinde, demokrasi ve kalkınma yolunda yeni bir sıçramanın eşiğine gelmişti. Bu seçimlerde milletimizin huzuruna, ‘Türkiye hazır, hedef 2023’ diyerek çıktık. Yüzde 49,8 oy oranına ulaştık. 2023 hedeflerimizi ilan ettiğimiz, IMF’e olan borcumuzun son taksidini ödediğimiz 2013 Mayıs’ının ardından ülkemizde ardı ardına başlayan ve kesintisiz süren bir dizi hadiseye şahit olduk.
Gezi olaylarıyla ilk işaret fişeği atılan siyasi ve sosyal istikrasızlık çıkarma, darbe girişimleri ile demokrasimizi yıkma, terör olayları ve sınırları tacizle vatanımızı işgal girişimlerine karşı ikinci bir milli mücadele yürüttük.
FETÖ’nün demokrasimizi yıkmaya, seçilmiş yönetimi devirmeye yönelik 17-25 Aralık darbe girişiminden PKK’nın çukur eylemlerine kadar, nice saldırıyla boğuştuğumuz 2015’te ardı ardına iki seçim yaşadık. Yüzde 41 seçimlerinde oy almamıza rağmen ilk defa Meclis’te tek başımıza hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadık. MHP’nin kararlı duruşu ve muhalefetin çoğunluk oluşturacak bir koalisyon kuramaması sebebiyle, cumhurbaşkanı olarak, anayasa yetkisiyle seçimleri tekrarlattık. Yüzde 49,5’luk oya ulaşmak suretiyle ülkemizi bu badireden çıkardık, hükümeti kurduk.
Türkiye’nin yakın döneminde yaşadığı en alçak saldırı 15 Temmuz’un ardından cumhur ittifakının temellerini attığımız 2017’de anayasa değişikliği halk oylamasını değiştirdik. Milletimizin tercihi ile yönetim sistemiyle değiştirdik. Milletimiz, demokrasimize yönelik darbe girişimine cevabını, yönetim değişikliği ile, demokrasimizin çıtasını en üste çıkartarak verdi.
Girdiğimiz her seçimden istisnasız birinci çıktık. Yeni sistemin bir parçası olan ittifaklarda da yüzde ellinin altına hiç düşmedik. Şu an muhalefet, ana muhalefet niye yırtınıyor bu kadar? AK Parti ve MHP’nin sağladığı bu başarının önüne geçemeyeceklerini biliyorlar. AK Parti, dünya demokrasilerinde bu kadar uzun süre iktidarını koruyabilmiş istisnai örneklerin başında geliyor. İnşallah 2023 seçimlerini yeniden kazanarak, bu rekoru çok daha ileri taşıyacağız.
Biz bundan 10 yıl önce, 2023 hedeflerimizi ilan ettiğimizde seçim yılı 2024’tü. Hâlâ erken seçim, erken seçim… Ya olmayacak erken seçim, Haziran 2023! Bunlar kiminle yürüdüklerinin farkında değiller, geçti o! Onlar tarih oldu. Öyle 15-20 ayda bir seçim yapmak, bunlar ilkel kabilelerin işidir. Biz, modern bir yapının, modern bir dünyanın şu anda uygulamalarını ortaya koyan bir partiyiz ve Cumhur İttifakı’yız. Yaşanan gelişmeler seçimleri 2023’e, tam da 2023 hedeflerimizle kesişen yıla denk getirdi. Türkiye ve bizim için her seçim önemlidir, hayatidir. Dünyanın ve ülkemizin geçtiği şu kritik süreç, 2023 seçimlerini çok daha önemli hale getirdi. Bu seçimleri kazanarak, ülkemizi 2002 Kasım’dan beri kurduğumuz eser ve hizmet altyapısı üzerinde büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında yeni bir safaya çıkarmış olacağız. Önümüzdeki seçim sonuçları, vesayetle, ihtiraslı çıkar odaklarıyla, terör örgütleriyle, darbecilerle mücadelenin ötesine geçen, bölgeminizin ve dünyanın geleceğini şekillendirecek ehemmiyete sahiptir. Salgının tetiklediği küresel, siyasi ve ekonomik sistemdeki değişimin milletimizle birlikte, bölgemizin tamamı, İslam alemi, Türk dünyası, tüm mazlumlar ve mağdurlar üzerinde ne gibi sonuçlar doğuracağını yakın gelecekteki gelişmeler belirleyecektir.
Ülkemizin son 8 yılındaki hiçbir gelişme, kendi tabi mecrasında ortaya çıkmış siyasi, sosyal, ekonomik vakalara dayalı değil. Hepsinin gerisinde bir kurgu, senaryo, tuzak var. Bu süreci yönlendirenlerin Allah’ın yardımı ve milletimizi feraseti sayesinde bugüne kadar başaramamaları vazgeçtikleri anlamına gelmiyor. Türkiye kendi duruşunu korumakta ve ilerletmekte ısrar ettikçe tuzakların çapı ve sonuçları da artıyor.
Geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız tüm eser ve hizmetler, okullar, hastaneler, yollar, köprüler, tüneller, barajlar, fabrikalar, savunma sanayi ürünleri, teknoloji çalışmaları ve diğer her şey bugünlere, bu büyük atılıma hazırlık içindi. Şimdi var gücümüzle mücadelemizi vereceğiz, tuzakları bozacağız. Hedeflerimize de ulaşacağız. Bölgesinin ve dünyanın siyasette sözü dinlenen, üretimi ile, ihracatı ile ekonomisi güçlü, sosyal etkisi güçlü Türkiye’ye iki asırdır hiç olmadığı kadar yakınız. Sizler bu büyük hedefin kendi şehirlerinizdeki uç beyleri olarak geleceğe de istikamet verecek yerlerde duruyorsunuz.
Yan gelip durmak yok. Çok gayret edeceğiz, çok koşacağız. Şurada 1,5 yıl kaldı, bunu en iyi şekilde değerlendireceğiz. Bizim boş bıraktığımız her yer karşımızdakiler tarafından çarpıtma ile, yalanla doldurulacaktır. Ülkemizi CHP’nin yalanlarına, iftiralarına tek edemeyiz. Türkiye’yi helalleşme diyerek, haleldar etmeye çalışan, bozmaktan, lekelemekten, fesat çıkarmaktan başka iş bilmeyen Kılıçdaroğlu’nun kifayetsizliğine terk edemeyiz. Meydanı, bölücü örgütün güdümündeki HDP’ye de, şehit yakınlarına sövmekten başka mahareti olmayan edepsizlere de bırakamayız. Bize, destek vermesi için ikna edemediğimiz her vatandaşımızı partimiz için kayıp olarak görerek hep birlikte çalışacağız.
Bize oy vermiş insanlara ulaşacağız, bu çekirdeği sağlama aldıktan sonra katman katman ilerleyerek vatandaşlarımızın gönlüne gireceğiz. Hiçbir arkadaşımızın hüzünle bakmasına meydan vermeyecek şekilde herkesi derleyip toparlayacağız. Yeminli Türkiye düşmanlarının, yeminli millet düşmanlarının, yeminli AK Parti ve Erdoğan düşmanlarının ne dediğine, ne yaptığına değil, bizimle birlikte yürüyen bu büyük davanın mensuplarına bakacağız. Asırlara yayılan hak ve özgürlük mücadelesinde milletimizin ne istediğine, ne özlediğine bakacağız. Büyük ve güçlü Türkiye hedefinden gözümüzü asla ayırmayacağız. Allah’ın izni ile milletimizin desteğinin çok daha fazla yanımızda olduğunu göreceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***