Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına 17 Haziran’da silahlı saldırıda bulunan Onur Gencer parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katletti. Saldırının üzerinden 24 saat geçmeden tutuklanan katil zanlısı Gencer hakkında 11 Ekim’de iddianame hazırlandı. İddianame birçok çelişki ve yanıtsız soruyu beraberinde getirirken, olayın tüm detaylarıyla aydınlatılması için Poyraz ailesi ve dava avukatları mücadelesini sürdürüyor. Katliamın üzerinden aylar geçmesine rağmen Türkiye’nin birçok ili ve yurt dışından gelenler aileyi ziyaret ederken, bir çok yurttaş yeni doğan çocuklarına “Deniz” ya da “Deniz Poyraz” adını verdi. Cezaevindeki tutuklular da aileye yüzlerce mektup gönderdi.
Anne Fehime Poyraz ile kızının katledilmesinin ardından yaşadıklarını ve katil Onur Gencer hakkında hazırlanan iddianameyi MA’dan Özlem Yayan’a anlattı.
Deniz’in ölümünün üzerinden aylar geçmesine rağmen hala birçok kişinin dayanışma ve acılarını paylaşma amacıyla kapılarını çaldıklarını ifade eden Poyraz, kendilerini yalnız bırakmayan halkın desteğiyle ayakta kaldıklarını söyledi. Poyraz, “Evimizin kapısı herkese açıktır. Binlerce insan Deniz’i sahiplendi ve ayağa kalktı. Acımı onlarla birlikte yaşıyorum. Diğer acılı annelerle el ele verdik ve mücadelemize devam ediyoruz” dedi.
DENİZ ÇOCUKLARLA YAŞIYOR
Deniz’den sonra doğan bebeklere onun isminin verildiğini ve bu durumun kendilerini çok mutlu ettiğini söyleyen anne Poyraz, “Küçük Denizlerin aileleri sağ olsun her gün beni arıyorlar. Ben o çocukları görünce ‘Deniz ölmedi’ diyorum. Onlar da benim çocuklarım ve Denizlerim diyorum. Deniz’in isminin yaşatıldığını gördükçe çok mutlu oluyorum. Bu çocuklara beslediğim sevgi bana kızımın yokluğunu aratmıyor. Anneleri çocuklarının dertlerini görmesin. Bu aileler kızımı sahiplendiler. İsminin yaşatılması beni mutlu ediyor” diye konuştu.
TURNUVA GÜÇ VERDİ
Deniz’in ardından gençlerin futbol turnuvası hazırladığını ve onun adını yaşattıklarını dile getiren Poyraz, şöyle devam etti: “İlk olarak İstanbul’dan beni aradılar. Çok mutlu olduk. Deniz zaten yaşarken de böyle şeyleri çok seviyordu. Düğünleri, etkinlikleri, çalgıları çok seviyordu. Nerde düğün varsa Deniz orada olurdu. Çok neşeli, hayat dolu biriydi. Futbol turnuvasındaki gençler ‘anne gelmeden başlamıyoruz’ demişler. Gidemedik tabi ama telefon üzerinden onları arayıp maçı başlatmıştık. Bu bizi çok duygulandırdı. Turnuvanın olması hayatımıza renk verdi. Deniz’in ardından mücadelenin büyümesi ve bunu sürdürmek hepimize güç veriyor.”
MEKTUPLAR KİTAPLAŞTIRILACAK
Türkiye’nin birçok cezaevinden dayanışma mektupları aldığını aktaran Poyraz, mektupları gönderen tutuklulara minnetlerini sundu. Poyraz, “Her mektubun bir anlamı var. Bu mektupların hepsini bir kitap haline getireceğiz. Mektupların çoğu müebbet alan ya da uzun yıllardır cezaevinde olan tutuklulardan geldi. Birçok mektup da bize ulaşmadan tekrar tutuklulara geri veriliyormuş. Haliyle bu durum hem bizi hem de tutukluları üzüyor” diye konuştu.
KATİL TEK DEĞİLDİ
Gencer hakkında hazırlanan iddianameye de dikkati çeken Poyraz, açıklandığı gün kendisini çok kötü hissettiğini ifade ederek, şöyle devam etti. “O gün çok kötü oldum. Nefes alamadım bütün vücuduma ağrı girdi. İddianamenin açıklandığı günden beri hiç iyi olmadım. Katil tek başına bu katliamı yapmadı. O katilin binaya elini kolunu sallayarak girmesi tek başına olan bir şey değildi. Saldırıdan önce katilin 27 kez emniyeti aradığı ortaya çıktı. İddianame kızımın planlı programlı katledildiğini gösteriyor. İşkence, kin ve nefretle kızımı katledildi. Bu büyük bir katliam. Benim yüreğim nasıl yandıysa onların da yüreği yansın. Tek isteğim adalet yerini bulsun. Katili koruyup kollayanlar ortaya çıkarılsın.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***