İskoçya’nın Glasgow şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) 40’tan fazla ülke ve 150’yi aşkın kuruluş 2030’dan itibaren aşamalı olarak enerji santrallerinde kömür kullanımını ve bu alana finansal destek vermeyi bırakacağını açıkladı.
Bu ülkeler arasında Güney Kore, İspanya, Kanada, Polonya, Ukrayna, Vietnam, Şili ile Mısır yer alıyor.
Anlaşmaya göre dünyadaki büyük ekonomiler 2030, gelişmekte olanlar da 2040 yılına kadar kömür kullanımını sıfıra indirecek. Tüm bu ülkeler ulusal ve uluslararası alanda kömür kullanılan sektörlere yaptıkları yatırımı sonlandıracak.
Bunun yanında aralarında ABD’nin de bulunduğu 20’den fazla ülke, fosil yakıt kullanılan projelere kamu kredisi vermeyi 2022 yılından itibaren durdurracağını açıkladı.
Dünyadaki elektrik üretiminin yüzde 40’ının fosil bir yakıt olan kömürden elde edildiği düşünüldüğünde, çevre bilimciler COP26’da alınan bu kararın küresel ısınmaya karşı atılan önemli bir adım olduğunu ifade ediyor.
Dünyanın en çok kömür kullanan ilk üç ülkesi arasında bulunan Çin ve ABD ise henüz bu mutabakata imza atmadı. Sadece Çin, dünyadaki kömür kullanımının yüzde 50’sini tek başına yapıyor.
Fosil yakıt kullanan enerji santralleri dünyadaki emisyonun yüzde 71’ine sebep oluyor
Dünyadaki karbondioksit salımının yüzde 71’ine fosil yakıt kullanan termik santraller sebep oluyor ve bu santraler büyük oranda yakıt olarak kömür kullanıyor. Bu bağlamda kömür tek başına, dünyada emisyon salımına en çok neden olan fosil yakıt konumunda bulunuyor.
Öte yandan petrol ve doğal gaz kullanımına ilişkin herhangi bir tasarının kabul edilmemesi ise, çevre aktivistleri ve sivil toplum örgütleri açısından hayal kırıklığı yarattı.
COP26’da bulunan Greenpeace Heyeti Başkanı Juan Pablo Osornio çok kritik bir 10 yıla girdiklerini belirterek, “Alınan bu kararlar yeterli değil. Fosil yakıtlar konusunda daha kapsayıcı önlemlere ihtiyacımız var. Ses getiren manşetlere rağmen küçük bir açık bile, ülkelerin verdikleri sözleri yerine getirme konusunda bağlayıcı tarihi seçmelerine olanak tanıyor.” diye konuştu.
En çok kömür kullanan ilk 5 ülke taahhütte bulunmadı
COP26’da kömür kullanımı konusunda taahhütler veren ülkelerin sayısındaki artış oldukça kayda değer bir gelişme. Ancak dünyanın en çok kömür kullanan 5 ülkesi arasında olan Çin, ABD, Hindistan ve Japonya’nın bu konuda herhangi bir tarih vermemesi küresel ısınma sorununu ne kadar katkı sağlayacak?
Zira bu 4 ülkeyle birlikte Rusya ve Almanya’yı da bir araya koyduğumuzda, tüm bu ülkeler dünyadaki kömür kullanımının yaklaşık yüzde 80’ini gerçekleştiriyor.
Bununla birlikte Afrika’nın en çok kömür kullanan ülkesi olan Güney Afrika ve Okyanusya’da en çok kömür kullanan ülkeler listesinde zirvede olan Avustralya bu konuda herhangi bir sağlam adım atmadı.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında Almanya’dan sonra en çok kömür kullanan ülke Polonya. Varşova hükümeti daha önceki COP toplantılarında 2049 olarak verdiği kömür kullanımını durdurma tarihini İskoçya’daki toplantılarda 2030’a çekti. Bu önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti.
Avrupa’da en çok kömür kullanan üçüncü ülke olan Ukrayna ise bu fosil yakıtla elektrik üretimini 2035 yılında durduracağını kaydetti.
Çevre konusunda fikirler yürüten E3G platformundan Leo Roberts, COP26’da kömür kullanımına karşı önemli bir adım atıldığını ve şartların geliştiğini belirtiyor: “Şu anda gelmemiz gereken ikinci aşama, temiz enerjiye geçiş konusunda devletler ve yatırımcılar için finans kaynaklarını artırmak olmalı.”
18 milyar dolarlık bir ekonomi sürdürülebilir kaynaklara gidecek
İngiltere ve Galler’deki Katolik Kilisesi resmi yardım kuruluşlarından Katolik Denizaşırı Kalkınma Ajansı’nın (CAFOD) iklim ve enerji departmanı başkanı Robin Mace-Snaith, kömür alanında atılan bu adımın sadece başlangıç olduğunu ve daha fazla ülkenin bu değişime katılması gerektiğini belirtiyor.
Kamu kredilerinin hiçbir şekilde fosil yakıt kullanan projelere verilmemesi gerektiğini belirten Snaith, bunun yıllık sıcaklık artışını 1.5 santigrat derecenin altında tutmak için tek yol olduğunu söyledi.
Snaith, temiz enerji geçişini sağlamak için ülkelerin önemli sözler verdiğini ve fosil yakıt kullanmak adına prosedürlerde pek boşluk kalmadığını belirterek, “İhtiyacımız olan şey, şu anda elektriği olmayan 750 milyon insana ulaşmak ve temiz enerjiye geçişi hızlandırmak. Birçok kesim iklim değişikliği konusunda ön saflarda yer alıyor, fosil yakıtları ivedi bir şekilde tarihe gömmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Global Witness’ten Murray Worthy ise petrol ve doğal gazın kullanımının bazı durumlarda artış gösterdiğini ancak kömür için yolun sonuna gelindiğini söylüyor: “COP26’da küçük bir adım atıldı, şimdi de büyük bir sıçrayış gerçekleştirmeliyiz.”
COP26’da ABD ile birlikte İtalya, Kanada ve Danimarka gibi en az 25 ülke, kamu olanaklarını 2020’den itibaren fosil yakıtlara kapatacak. Bu da yaklaşık 18 milyar dolarlık bir ekonominin, fosil yakıtlardan sürdürülebilir enerjiye kayacağı anlamına geliyor.
Bunun yanında Vietnam, Fas ve Polonya gibi toplamda 20 ülke 2022’den itibaren yeni kömür madenleri açmayacağını taahhüt etti. Benzer adımlar daha önce Pakistan, Malezya ve Filipinler gibi ülkeler tarafından atılmıştı.
2015’te imzalanan Paris İklim Antlaşması’ndan bu yana geçen 6 senelik süreçte yeni inşa edilen “kömürle çalışan santrallerin” sayısında yüzde 76 oranında düşüş görüldü. Ayrıca Güney Afrika’da 8.5 milyar dolarlık bir yatırımın sürdürülebilir enerjiye aktarılacağı haberleri çevrecileri sevindiren bir başka gelişme oldu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***