Ebeveynlerin bile bebeğin altını değiştirmeden önce izin istemesi gerektiğini söyleyen Avustralyalı cinsellik eğitimcisi Deanne Carson, canlı yayında yaptığı o konuşmada “rıza” kavramının önemine dikkat çekiyor ve bunu öğretmek için bebeklikten itibaren eğitmek gerektiğini söylüyor.
Yasemin Akyol Başar’ın Serbestiyet’te yer alan yazısı şöyle:
“Giyinip, süslenmişsiniz.
Dışarıda yürüyorsunuz ya da bir restoranda arkadaşlarınızla sohbet ediyorsunuz.
Biri geldi, ‘Şaaappp!’ diye bir öpücük kondurdu yanağınıza.
Birkaç dakika sonra başkası önce başınızı okşadı, yanağınızdan ‘fıstık’ diyerek makas aldı. Sıkıştırıp sıkıştırıp öptü ve bu arada siz de elinizle itirmeye çalıştınız, anlamadı. ‘Çok tatlısın ama sennnn’ diye de üsteledi! Hadi bir güzellik yapıp ‘Maşallah!’ demeyi de unutmadı size.
Olmadı değil mi?
Olmaz tabii, saçma.
Hadi tam adını da koyalım; düpedüz taciz bu!
Peki bebeğe/çocuğa yaparken neden normal oluyor bu davranışlar?
Öpmeyin efendim!
Kendilerini fiziksel olarak koruyacak güçte olmadıkları için, ‘Hayır, öpülmek istemiyorum’ deme yeterliliğine sahip olamadıkları için yanağına bir öpücük konduruyor olabilme gücünüz, onlara dokunabileceğiniz ve onları öpebileceğiniz anlamına gelmez, gelmemeli! Onların da biz yetişkinler gibi kişisel alanı var, bedenleri üzerine söz sahibiler. Sizi itiyorsa, kafasını çeviriyorsa, istemiyor hatta çok rahatsız oluyor demektir. Bedenlerine temas edemezsiniz, izin vermiyorlar demektir. Hayret değil mi? ‘Ben sevmek için ş’eetmiştim, niyetim kötü değildi…’ diyemezsiniz zira yoldan geçen birinin de sizi öpüp, ‘Ay vallahi de niyetim kötü değildi, çok tatlıydın’ deme hakkı var bu durumda. Olmadı değil mi!
Bebeğin/ çocuğun rızası yok, taciz ediyorsunuz ve taciz edilmek istemiyor. Bu kadar basit!
Malum, son bir kaç gündür sosyal medya platformlarında Melbourne menşeili bir video dolaşıyor. Avustralyalı cinsellik eğitimcisi Deanne Carson’ın “Bebeklerin altını değiştirirken rızasının alınması gerektiği”ni söylediği video.
Burada da biraz tuhaf karşılandı.
Ancak konuşmayı birkaç saniyeye sığdırılmış “alt değiştirme” kısmından alırsanız konunun özü gözden kaçmış oluyor. Deanne Carson, canlı yayında yaptığı o konuşmada “rıza” kavramının önemine dikkat çekiyor ve bunu öğretmek için bebeklikten itibaren eğitmek gerektiğini söylüyor.
Hadi birlikte düşünelim. Çocuğumuza rıza kavramını ne zaman öğretmeye başlarız? Bedenine izinsiz dokunulmaması gerektiğini anlatmaya başlamanın yaşı var mıdır yoksa zaten bununla büyümesi daha mı önemlidir? Sahi, kaç yaşında rıza önemlidir? Üç? Beş? 15?
Evet, ‘Ebeveynler bile bebeğin altını değiştirmeden önce izin isteyecek!’ dedi Carson.
Bu, Zeki Müren Türkçesi ile ‘Çocuğum, yüksek müsaadenizle mabadınızdaki kirlenmiş bezi değiştirmemizi müsaade buyurun’ şeklinde değil.
Zaten Deanne Carson da onu söylemiyor. Çocuğa ne yapacağınızı söyleyin, biraz zaman tanıyın, altını değiştirmeye başladığınız en mahrem zamanda onunla göz teması kurun… Ve, evet, vücut dilini takip edin. Konuşun, onunla iletişimde olun.
Bu uzun pazarlığın nedeni ise, tam Carson’ın cümlesiyle:
‘Çocuklar da insan!’
Savaşmaktan fırsat bulamayıp, ancak 20. yüzyılın başlarında çocukların da erişkinler gibi haklara sahip olduğunu anlayan insanlık tarafından sık sık unutulan, yine de sıklıkla altının çizilmesi gereken bir cümle bence.
Zira anatomik olarak çocuğun altını değiştirmenin ne olduğunu bir düşünelim.
Sizden güçlü bir kişi sizi kaldırıp yere yatırıyor. Haldır haldır sizi soyduktan sonra, soğuk bir ıslak mendille temizliyor ve -evet, çok güzel- kirli bez yerine temizini yerleştiriyor. Ancak bu süreçte sizin itiraz hakkınız yok. Ağlıyorsunuz, çığlık atıyorsunuz, kaçmaya çalışıyorsunuz ancak duyan da yok. Ve tüm bunları bebekler/çocuklar yapınca hükmü de yok. Nasıl olsa hatırlamıyorlar.
Bir yaşındaki çocuğa sarılmak, onu öpmek veya onun altını değiştirmek için rızasına ihtiyacınız var mı?
Var! Zira mahremiyetin yaşı yok.
Çocuk, vücudu üzerinde tek karar vericinin kendisi olduğunu bilmeli. Rızanın ne kadar önemli olduğunu bilmenin yaşı yok.
‘Koş otur teyzenin kucağına, git amca sevsin seni, öp teyzenin elini!’ zincirleme istek tamlamaları da, Deanne Carson’a göre rıza kavramı içine giriyor ve çocuğun rızası yoksa zorlamak, “taciz” olarak nitelendiriliyor.
Geçenlerde Avustralya’da emekli bir polis olan Chris O’Connor’ın önemli bir uyarısı vardı. 36 yıllık kariyeri boyunca çocuklara karşı cinsel saldırıları önlemeye çalışan O’Connor, asıl tehlikenin dışarıda olmadığını söyledi. Sosyal bir tabu olan aile içi cinsel saldırının, yani ensestin, aslında dışarıdaki tehditten çok daha yakın olduğunu belirten O’Connor, bu konuların hâlâ sessizlikle ve inkâr ile karşılandığının da altını çizdi.
Avustralya istatistik kurumu verilerine göre, cinsel saldırıya uğramış yetişkinlerden yüzde 85’i, tanıdıklarının tacizine uğramış. Bunların büyük çoğunluğu ise ebeveynlerinin kurbanı olmuş. O’Connor’a göre, aile içi cinsel saldırı daha erken yaşta başlıyor ve daha uzun sürüyor.
Son birkaç yıl bize birkaç şey gösterdi.
ABD’de Donald Trump’ın radyo yayınında kadınlara cinsel saldırıda bulunduğunu açıklaması başkan seçilmesini engellemedi. Az kalsın ikinci defa seçilecekti.
Son yıllarda ABD’deki film sektörünü etkileyen “Me too” hareketini ve pedofil Jeffrey Epstein’ı ve etrafındaki, günümüz insanlığının önde gelen erkeklerini de unutmamak gerekiyor.
Avustralya’da da durum farklı değil.
Brittany Higgins’in başkent Canberra’da federal parlamentonun önünde basın toplantısı düzenleyip, iktidardaki Liberal Parti’de çalışırken erkek bir iş arkadaşının tecavüzüne uğradığını iddia etmesinin üzerinden yaklaşık 20 ay, yani pandemi kadar zaman geçti. Avustralya için hangisinin daha vurucu olduğunu söylemek zor. İddialar yargıya taşınmış durumda ve dava gelecek yıl ortasında devam edecek.
Higgins’in basın toplantısı sonrasında hiçbir şey aynı olmayacak.
Avustralya’da, birlikte olduğun kişiye tecavüz etmemen gerektiğini, cinsel birliktelik için iki kişinin de rızasının olması gerektiğini anlamak için yasa geçirmek gerekti. New South Wales eyaletinde, geçenlerde yeni bir yasa onaylandı. NSW parlamentosunda onaylanan cinsel rıza yasasına göre, karşı tarafın sözel veya başka türlü rızası yoksa, cinsel birliktelik bir saldırı olarak görülecek. Kişinin fiziksel veya sözel olarak cinsel birlikteliğe direnmemesi, onay anlamına gelmiyor.
Eğer karşınızdaki kişi rıza göstermiyorsa, cinsel hamleleriniz saldırı niteliğinde. Cinsel birliktelik sırasında karşıdakinin rızası dışında prezervatif çıkarmak da saldırı olarak görülecek.
Rıza ne kadar önemli? Rıza kavramını hangi yaşta öğretmek gerekiyor?
Türkiye’de tüm korkunçluğu; kurbanları korumadan, en ince detayına kadar tüm vahşiliği ile adli tıp raporlarını çarşaf çarşaf paylaşan; çocukların fotoğraflarını ortalığa saçan haberleri okuyup siz karar verin.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***