Yapacağımız şey ülkelerde kişi başına gelirin dünya ortalamasından sapmasına bakmak. Bu bize orta gelir düzeyinden ne kadar farklı bir yerde olduğumuzu gösterecek. Dünya GSYH’sini IMF’nin veri stokundan alıyorum ve dünya nüfusunu da worldometers sitesinden alıyorum. Dünya GSYH’sini dünya nüfusuna bölerek dünyada kişi başına düşen ortalama geliri buluyorum (bütün grafiklerde kırmızıyla gösterilen çizgiler.) Ardından yine IMF’nin veri stokundan her bir ülkenin cari fiyatlarla kişi başına düşen gelirinin USD cinsinden değerini alıyorum ve dünya kişi başına ortalama geliriyle aynı grafiğe yerleştiriyorum. Sonuçta seçilmiş ülkeler için karşımıza aşağıdaki grafikler çıkıyor. Aynı yöntemle bu grafikleri bütün ülkeler için yapmak mümkün (bazı ülkelere ilişkin verileri ekteki tabloda bulabilirsiniz.)
Grafiklerdeki mavi çizgi kırmızının ne kadar üstündeyse ülkenin kişi başına geliri dünya ortalamasından o kadar yüksek, tersine mavi çizgi kırmızının ne kadar altındaysa ülkenin kişi başına geliri dünya ortalamasının o kadar altında demektir. Bu altı ekonomi arasında en iyi durumdaki ülke ABD’dir, onu Kore izliyor. Çin, inanılması zor bir çıkışla dünya ortalamasını yakalamış görünüyor. Macaristan özellikle AB üyeliğiyle birlikte ortalamanın üzerine çıkmış, Bulgaristan da benzer bir yolda ilerliyor.Türkiye, AB ile tam üyelik müzakerelerini başlattıktan sonra iyi bir çıkış yakalamışken özellikle başkanlık sistemine geçiş sonrası ciddi bir düşüş yaşamış ve dünya ortalamasının altına düşmüş bulunuyor.
Yalnızca 2020 yılının görünümüne bakalım:
Tablodan görüleceği gibi bu seçitiğimiz ülkeler arasında 2020 yılında dünya kişi başına gelir ortalamasının en üzerindeki ülke ABD, onu Almanya ve Kore izliyor. Dünya ortalamasından en olumsuz sapmayı Endonezya gösteriyor. Brezilya ve Türkiye de olumsuz sapma yaşayanlar arasında üst sıralarda yer alıyor.Şimdi de yalnızca Türkiye’nin durumuna bakalım:
Türkiye’nin kişi başına geliri 2005 yılına kadar dünya ortalamasının yüzde 15 – 30 arasında altında seyretmiş, 2005 yılında denkleşme sağlanmıştır. Ardından dünya ortalamasının üzerinde giden Türkiye, aşağıdaki grafikten görüleceği gibi 2017 yılından başlayarak dünya ortalamasının altına düşmüş 2020 yılında da yüzde 21 olumsuz sapma göstermiştir.Şimdi Türkiye’nin 1980 – 2020 arasındaki tam serisinin (bütün yılları kapsayan seri) grafiğine bakalım:
Grafik Türkiye’de 2005’de başlayan kişi başına düşen gelirin dünya ortalamasına göre yükselmesinin 2017’ye kadar, inişler yaşasa da sürdüğünü, başkanlık sistemine geçiş sonrasında olumsuz bir sapma içine girdiğini gösteriyor. Türkiye’nin böyle geriye düşmesinde sorun büyüme hızı değildir, sorun; Türkiye’nin izlediği yanlış politikalar sonucu risklerinin sürekli yükselmesi ve onun etkisiyle Türk Lirasının hızlı değer kaybı yaşamasıdır. Günümüzde kurda yaşanan gelişmelere bakınca Türkiye’nin kişi başına gelirinin dünya ortalamasına göre olumsuz sapmaya devam edeceğini söylemek mümkündür.
(Bu yazı, ilk olarak Mahfi Eğilmez’in kendi sitesinde yayımlanmıştır.)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***