Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, “Başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığı tartışma dışı olmalı” dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) bir araya geldi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan konsey toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Özilhan, “Başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığı tartışma dışı olmalı. Gelir dağılımı bozukluklarını da gidermek istiyoruz. Faiz ve enflasyonun yanı sıra emisyonları da azaltmak istiyoruz. Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesine de ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
Özilhan konuşmasında şunları kaydetti:
Dünyadaki jeopolitik riskler, sosyokültürel gerilimleri, iklim değişikliğinin etkileri, bereketsiz ve dengesiz ekonomik büyüme mahşerin dört atlısını oluşturuyor. Dünyadaki jeopolitik riskler artıyor. Jeopolitik gerilimlerin ekonomik etkilerini yaşıyoruz.
İklim krizinin de giderek hız kazandığını görüyoruz. Türkiye’nin yüzde 60’ı çölleşmeyle karşı karşıya. Su rezervleri tarihsel olarak en düşük seviyelerine iniyor. Kuraklık tarımı ve çiftçileri olumsuz etkiliyor.
Depreme karşı katettiğimiz mesafe maalesef çok az.
Şu anki ekonomik modeli tamamen değiştirmemiz, karbon nötr bir ekonomi olmayı hedeflememiz gerekiyor.
Toplumsal adaleti tüm boyutlarıyla tesis etmeliyiz.
Dünya ekonomisinde arzu edilen toparlanma bir türlü sağlanamazken eşitsizlikler siyasi merkezlerde çalkalanmaya yol açtı. Pandemi bu koşulları ağırlaştırdı.
Birçok ülkedeki birçok şirket tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmayı öncelikleri arasına aldı.
Son günlerdeki enerji piyasasında yaşananlar iklim değişikliği yaşandığında yaşanacakların ön habercisi niteliğinde. Kısacası daha güzel bir gelecek istiyoruz.
Kaslowski’den İstanbul Sözleşmesi açıklaması
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’nin konuşmasında öne çıkanlar ise şöyle:
Hak ve özgürlüklerin genişletilmesine ihtiyaç duyuyoruz.
Toplumların refahını belirleyen maddi olmayan kaynaklarıdır.
İleri ülkelerin gerisinde kalmamak için raporumuzda ısrarla altını çizdiğimiz şu üç unsurun yer aldığı seferberlik içine girmemiz lazım.
Bu üç unsur insani gelişme yetkinleşme, bilim teknoloji ve inovasyon, siyasi ekonomik toplumsal kurum ve kurumlar. Bu üç unsur bir bütünlük arz eder.
Kadınların pek çok gelişmiş ülkeden önce siyasi haklarını elde ettiği Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kabul edilebilir değil.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***