ANKARA – CHP’nin savaş tezkeresine “hayır” demesindeki en önemli pay sahibinin Kürtler olduğunu belirten Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz, “Başta Kürtler olmak üzere diğer muhalif seçmen kitleleri, CHP’yi Türkiye gerçekliliğiyle yüzleşmeye zorladı” dedi.
Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz, 2022 Yılı Merkezi Bütçe Teklifi ve Meclis’ten geçen sınır ötesi operasyonlara 2 yıl süreyle izin veren tezkereye dair değerlendirmelerde bulundu. Bütçede “savunma ve güvenlik” adı altında savaşa 200 milyar TL ayrılması ve hemen ardından savaş tezkerenin Meclis’ten geçmesine geçmesinin “güvenlikçi politikaların devamı” olduğunu ifade eden Tahmaz, “2015 çözüm sürecinin bitirilmesinden sonraki süreçte Türkiye, güvenlikçi, militarist politikalarına yeninden geri döndü. Bütün toplumsal sorunlar bir güvenlik sorunu haline geldi. Meclis’ten çıkan tezkere süresinin önümüzdeki seçimlerden sonrasını da kapsıyor olması devlet aklının demokratikleşme, özgürleştirme çabalarından daha çok yasakçı politikalara devam edeceğinin bir göstergesidir” diye ifade etti.
GÜVENLİK SORUNU
Savaşa ayrılan bütçenin ekonomi ve eğitim gibi halkın temel ihtiyaçlarının önünde olmasına dair konuşan Tahmaz, “Eğitime ayrılan bütçeyle, güvenliğe ya da Diyanet’e ayrılan bütçeyi kıyasladığımızda, mevcut iktidarın Türkiye’ye dair değişime, dönüşüme ve gelişimine yönelik bir çabası olmadığını görüyoruz. İktidar, yaşadığımız ekonomik krizde bile toplumun yoksul kesimlerini değil, kendi siyasal varoluşunu önceleyen güvenlik politikalarına öncelik verdi. Bu iktidarın devamlılığı, artık bu ülkenin temel bir güvenlik sorunu haline geldi” diye aktardı.
‘ÖMÜRLERİNİ UZATMA ÇABASI’
Türkiye’deki seçmen davranışının en bariz ekonomik sorunlarla birlikte somutlaştığını vurgulayan Tahmaz, “Ekonomik temelli sorunların sonucu bu seçimlerde kendini gösterecektir. Bunun tersinin ortaya çıkması hiçbir siyasal, toplumsal ve sosyolojik bir zemine dayanmaz. İktidar partisinin milletvekilleri dahi ‘yoksullaşıyoruz’ diye feryat figan ediyor. İktidar da bunun farkında ve mümkün olduğu kadar kendi ömrünü uzatacak bir ortam yaratmaya çalışıyor” diye belirtti.
‘KARAR VERİCİ OLMAK İSTİYOR’
Tezkerenin 2023 yılı seçimleri sonrasını da kapsamasının hukuksuzluk olduğunu belirten Tahmaz, “AKP, kendinden sonrasını da ipotek altına almak istiyor. 2023’teki seçimler Haziran’da, tezkerenin süresi Kasım ayında bitiyor. Muhtemel kaybedeceği bir seçimden sonrasına dair de karar verici olmaya çalışıyor” dedi.
TÜRKİYE’NİN MANTIĞI
AKP-MHP iktidarının artık son demlerinde olduğunu vurgulayan Tahmaz, şöyle konuştu: “İktidar kendini güçlü gösterme sevdasıyla, demokratik olmayan, Türkiye’nin ayağına pranga olan politikalar üretiyor. Türkiye iki yıl Irak ve Suriye’ye müdahale etme kararı alıyor. Uluslararası güçler, Ortadoğu dinamikleri buna ne kadar müsaade edecek, bu belli değil. ‘Ben politikalarımda ısrarcıyım’ mesajını vermiş olabilir. Çünkü bütün dinamikler, Suriye’deki sürecin normalleşmesi için çabalarını yoğunlaştırdılar. Şu andaki savaşın sonunun gelmesi ve yeni bir düzleme sıçraması görüşündeler. Türkiye ise hala eski pozisyonunu koruyabilmek veya ne koparabilirsem kar mantığıyla bakıyor. Savaşın veya Kürt karşıtlığı politikaların yarattığı bölgesel, siyasal sorunları pek umursamıyor.”
‘CHP ZORUNLULUĞU GÖRDÜ’
Tahmaz, tezkereye “hayır” oyu veren Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2019 seçimlerinden sonra, muhalif olmanın gereği olarak bugüne kadar olan politikalarını gözden geçirme zorunluluğunu gördüğünü belirtti. Tahmaz, “CHP, yeni politikalar üretmenin zorunluluğunu gördü. Artık klasik CHP politikaları zaman aşımına uğradı. İktidarı istiyorsa mutlaka yeni seçmen kitlelerine hitap edebilmeli. Bugüne kadar hep var olan ile bir şeyler yapmaya çalışarak, kendi seçmen kitlesini konsolide ederek ayakta durmaya çalıştı. Süreç CHP’nin bu politikalarını sürdürebilme imkanını ortadan kaldırmıştır” dedi.
‘KÜRTLER YÜZLEŞEMEYE ZORLADI’
CHP’nin “hayır” oyu vermesinde en büyük payın Kürtler olduğunu söyleyen Tahmaz, “En önemli unsur, başta Kürtler olmak üzere diğer muhalif seçmen kitlelerinin CHP’yi Türkiye gerçekliliğiyle yüzleşmeye zorlamasıdır. Geçmişte dönem dönem bu zorlama işe yaradı. ‘Kürt sorununu biz çözeriz’ tutumundan ya da Kürt partileriyle görüşmeye başlamış olmasından gördük. En son bu tezkere ‘hayır’ oyu vermesiyle de gördük ki CHP, bu sorunlarla yüzleşmek, farklı politikalar üretmek konularında bir çaba içerisinde. Bu çabanın ne tür sonuçlar doğuracağını, ancak gözlemleyerek göreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘ÖNEMLİ BİR ADIM’
CHP’nin oylamadaki tutumunu “önemli bir adım” olarak değerlendiren Tahmaz, şöyle konuştu: “Bu değişim dinamizmine şans vermek gerekiyor. Bu iktidarın bu süreçte kendini var etmesinde CHP’nin direkt payı var ama buradan çıkmak için bir adım atılmışsa bunu anlamlı bulmak gerekir. Geçmişteki yanlışları unutulmayacak, ancak yanlışlar üzerinden de gelecek inşa edilemez.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***