YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Türkiye’de terör toplumu yönetme aracı ve biçimidir. Devlet iktidarını kullananlardan asla bağımsız değildir. Terör bir rehin alma operasyonudur ve topluma evladı üzerinde şantaj yapmanın diğer adıdır. Çocukları öldürülmeye başlayınca her istenen yere gelir, her isteneni yapar. Terör bu topraklarda işe yaradığı müddetçe iktidar sahipleri ondan asla vazgeçmez.
12 Eylül öncesi her gün onlarca evladı öldürülen toplum, bir darbe yapılmasına mutlak ikna olmuş, şartlar olgunlaştırılırken kendi evladı da ölmesin diye yönetime el koyanlara büyük minnet duymuştu. Çocuğunu kurtarmıştı ama ötekilerin çocukları içinden, yüz binlercesinin hapiste, işkence merkezlerinde telef olmasına göz yummuştu. Belki de göz yummama diye bir tercihi yoktu. Tarih boyunca devlet iktidarı karşısında gassalın elinde meyyit gibi değil miydi?
Bunu bilenler terör yoluyla 12 Eylül darbesini yapmıştı ama iktidarı sürdürebilmek için ona her zaman ihtiyaç duyuyordu.
90’lı yıllar da terörün iktidarıyla geçti. Türk tarihinde olmadığı kadar çok faili meçhul cinayet işlendi. Hiç birisinin gerçek failini(!) bulamadı.
Bu sayede toplum bir kez daha ve iyice anladı ki demokrasi, hukuk, gelir adaleti gibi konuların zamanı değil. Her zaman olduğu gibi devletin bekası söz konusuydu ve gerisinin tamamı teferruattan ibaretti. Terör, toplumun demokrasi ve gelir adaleti beklentisi içine girmemesine yine aracılık etti.
Türkiye’de son yıllarda sadece Ergenekon davalarından sonra terör etkisini gösteremedi, toplumu esir alamadı. Ergenekon davalarından sonra inisiyatif alamayan, siyaseti belirleyemeyen terör Ergenekon sanıklarının tahliye olmasından, özellikle de 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra iktidarı yeniden ele geçirdi.
Recep açık açık söylemişti 400’ü verin bu iş suhuletle çözülsün diye. Toplum vermemeye kalkınca ondan terör kartıyla almasını bildiler.
10 Ekim, Ankara’daki Gar katliamının yıl dönümüydü ve herkes yine beylik cümlelerle terörü lanetleyip bu olayların birlik ve beraberliğimizi bozamayacağı mesajları yayınladı. Hiçbir anlamı olmayan, ipe sapa gelmeyen cümlelerle terör güya lanetlendi.
45 yıldır her terör saldırısından sonra bu yetkili denen adamların mesajlarını tek tek inceleyin hepsinin aynı basmakalıp, aynı suya tirit cümleler olduğunu göreceksiniz. Hiçbirisi de terörün bu ülkeden gerçekten kazınması için bir şey yapmadı bazıları da yapamadı.
Evet toplumun bu fasit daireyi kırması, iktidar sahiplerine karşı kendi hak ve hukukunu koruyabilmesi kolay değil. Ancak bunun için hayatlarını riske sokarak terörün ağababalarını derdest etmek isteyenlerin arkasında durabilirdi. Evlatlarının canını kurtarmak için gidip katillere teslim olunca, onların şantajına boyun eğdikçe bu fasit daireden hiçbir zaman kurtulamayacaklar.
Her yıl dönümde Gar katliamını, Madımak cinayetini, Suruç katliamını anıp, terörü akıllarınca lanetleyecekler ama terörün ağa babaların yargılandığında arkalarını dönüp gidecekler. JİTEM yargı yoluyla aklanacak, tek bir ses çıkmayacak, Veli Küçük’ler, Kerinçsiz’ler, Ayhan Çarkın’lar aklanacak, onlar aklandıkça siz Ergenekon diye bir şey yok diye bas bas bağırmaya devam edeceksiniz; sonra da Ankara Garında öldürülen yüzlerce kişinin yasını tutacaksınız.
Gar saldırısı gibi yüzlerce olayın olduğu 2015 yılının bir terör yılı haline gelmesi, Ergenekon sanıklarının serbest kalmasından sonra olmuştur. Bu gerçeğe karşı başınızı kuma sokmaya devam ettikçe daha çok çocuğun arkasından ağıt yakacağız, 45 yıldır olduğu gibi.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***