Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Antalya’da sivil toplum örgütleri, siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve dernek temsilcileriyle bir araya geldi. Kentteki bir otelde yapılan toplantıda, “Özgürlük için yaşasın HDP, demokrasiye çağrı mitingi” pankartı asıldı. Sancar’a, partinin milletvekilleri, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ile il ve ilçe örgütü yöneticileri eşlik etti.
Toplantıda konuşan Sancar, şunları söyledi: “Bu kadar renkli bir toplulukla bir arada olmak bizi mutlu ediyor. Emek ve demokrasi güçleri, Alevi kuruluşları, siyasi parti temsilcileri, kadın örgütleri, çevre kuruluşları aramızda. Sizlerle bir araya gelmemizin asıl amacı Demokrasiye Çağrı deklarasyonumuz çerçevesinde bundan sonra nasıl beraber yürüyeceğimizi konuşmak. Meydanlara indik, halkla buluştuk, esnafları dinledik. 71 merkezde bu tür toplantılar gerçekleştirip her düzeyde görüş alışverişinde bulunduk. HDP anahtar güçtür, temsil ettiği kitle ve halklar bakımından önümüzdeki dönemin en önemli aktörüdür. Bu gücümüzü tek başına kurullarımızda tartışmayı doğru bulmadık. Biz halkların partisi olduğumuzu ve demokratik nitelik taşıdığımızı gururla iddia ediyoruz.
‘AMACIMIZ TÜRKİYE’DE YENİ BİR SAYFA AÇMAK’
3 aylık buluşmalar ve tartışmalar sonunda bir deklarasyon metni yayınladık. Amacımız Türkiye’de yeni bir sayfa açmak. Deklarasyonumuz bu ruhu taşımaktadır. Elbette bunu tek başımıza yapamayacağımız gerçekçilikten de uzak değiliz. Demokratik dönüşüme giden yolun en geniş demokratik birliğiyle olabileceğine inanıyoruz. Bundan kastımızın ne olduğunu deklarasyonda belirttik. Bunun anlamı seçimlerde bir üçüncü yolu inşa etmektir. Mevcut ittifaklar dışında Türkiye’nin temel sorunlarını çözebilecek, en azından çözüm için yolu açabilecek en geniş birlikteliği oluşturmak. Bunu milletvekili seçimlerinde yapacağımızı deklere etmek. Bu çoğulculuk bizim arzuladığımız çoğulculuğu ifade etmektedir.
‘HALK İÇİN, HALKA BÜTÇE’
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum her açıdan kriz tablosu arz etmektedir. Çoklu krizler içinde serbest düşüşü olarak nitelendirilebilecek bir çöküş yaşanmaktadır. En başta da ekonomidir. Buna kriz demek de durumu ifade etmiyor. Yoksulların, en alttakilerin altında kaldığı bir enkaz yaratılmak isteniyor. Bu enkazın halkın üzerine çökecek bir kara yük olmaması için mücadele ediyoruz. Böyle bir çöküşü, büyük bir enkaza dönüşmemesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Çeşitli kesimlerle bütçe buluşmalar gerçekleştirdik. Bütçe görüşmelerinde izleyeceğimiz yolu belirledik. Halk için bütçe, halka bütçe sloganında somutlaştırdık. Saraya yandaşa sermayeye değil halka bütçe.
‘ASKERİ YÖNTEMLER EKONOMİYİ ÇÖKÜŞE GÖTÜRMEKTEDİR’
Ekonomik çöküşün çok çeşitli nedenleri var. Bunlardan en önemlisi bizce savaş politikalarıdır. 2015’ten bu yana ortaya konan rakamlar gösteriyor ki, güvenlikçi, askeri yöntemler ekonomiyi çöküşe götürmektedir. 2015’te GSMH 960 milyar dolarken lirayken bugün 700 milyar dolara düşmüştür. Bugün büyüme devam etseydi 1.3 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. Araya güvenlikçi politikalar savaş stratejileri girince yüzde 10’luk büyüme hedefinden uzaklaşıldı ve tam tersi bir yola girildi. Yüzde 10 devam etseydi 1.3 trilyon dolar olacaktı ama arada 600 milyar dolarlık bir fark var. Bu farkın büyük bir kısmını askeri ve güvenlikçi politikalara gittiğini söyleyebiliriz.
‘İKTİDAR TERÖRÜN FİNANSMANINDAN SORUMLU TUTULUYOR’
İktidarın yarattığı çeşitli kirli ağlar var. Halkın kaynaklarını yutan büyük bir kara deliğe dönüştü. Sadece Sedat Peker’in açıklamaları değil uluslararası kuruluşların raporlarında da bu kayda geçiyor. OECD tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü raporuna göre Türkiye terörün finansmanı ve kara paranın aklanmasında gerekli tedbirleri almadığı için tam tersine sicili kötü olduğu için gri listeye alındı. Gri listeye alınması demek çok ciddi durumlarla karşı karşıya kalınması demek. Biri karaparanın aklanması diğeri ise terörün finansmanı. Terörün finansmanından kastedilen, cihatçı örgütler El kadie ve IŞİD’in finans kaynaklarının kontrol edilmemesi olarak tanımlıyor. Yani bu örgütlerin finansmanı Türkiye üzerinden sağlandığın belirtiliyor. Herkese terör yaftası yapmaktan geri durmayan iktidar, terörün finansmanından sorumlu tutuluyor.
‘YETER Kİ İRADLEERİMİZİ BİR ARAYA GETİRELİM’
Terör kavramının iktidarın elinde nasıl kullanıldığı ve yarattığı gerilim politikaları ortada. Orman yangınları sırasında kışkırtılan o ırkçı duygularla ortaya çıkma ihtimali olan gelişmeleri yine sizler gibi farklı çevrelerin çabası halkların sağduyu önlemiştir. Halkların bir arada yaşama iradesi bu oyunları boşa çıkarmıştır. Buna benzer girişimleri boşa çıkarmanın en önemli yolu inanç gruplarının, emek meslek örgütlerinin bir araya gelerek ortak tutum sergilemesidir.
Deklarasyonumuz bunu hedeflemekte, bunun için çağrı yapmaktadır. Amacımız Türkiye’nin bu girdaba mahkum olmadığını, bu kanlı ve kirli döngüye mahkum olmadığını göstermektedir. Demokrasi güçlerinin bu oyunu bozacak iradesi vardır. Yeter ki iradelerimizi bir araya getirelim.
‘KÜRTLERİ KANDIRABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR’
Türkiye’yi bu kirli döngüden çıkarabilecek asıl güç emek güçlerinin ortak iradesi ve mücadelesidir. İktidar çok çeşitli yöntemlerle seçimlere doğru oyunlar sahnelemeye çalışmaktadır. İnanç çevrelerine, özellikle Alevi kurumlarına dönük planın devre sokulduğuna dair bilgiler elimize ulaşmaktadır. Alevi çalıştayları düzenlediler 2009’larda. Onlardan Aleviler için bir sonuç çıkmadığını da gördük. Şimdi de yardımlarla rüşvetlerle farklı çevreleri kendi yanlarına çekmek, Alevi oylarının kendilerine yönlendirmek istiyorlar. Gönül okşayıcı sözlerle Kürtleri kandırabileceklerini düşündükleri gibi. Alevilerin diğer inanç gruplarının da toplum kesimlerinin ihtiyacı eşit yurttaşlık. Bu temelde bir düzen ancak barış içinde ortak geleceği garanti eder. HDP inançların eşitliği ve özgürlüğü her zeminde her fırsata söylemeye devam ediyor.
‘DEĞİRMENİN SUYU BİTİYOR’
Halkların, inançların eşitliği ve özgürlüğü, ortak yaşamın demokratik bir düzende inşaa edilmesi ile mümkündür. Emekçilerinin haklarının korunması da ancak bu çerçevede olacaktır. Eşit yurttaşlık, sosyal devlet, sosyal adalet ve hakça paylaşım. Bizim temel aldığımız ilkeler bunlardır. Bu sistemin çeşitli makyajlarla devamı sağlanabildi ama artık bu değirmenin suyu bitiyor ve faturası yoksul halka çıkıyor. Aşımız eşimizden alınıyor soframız küçülüyor. Halkların eşitlik, inançların özgürlük, emekçilerin hakça paylaşım ve kadınların güçlü direnişi, gençlerin geleceklerine sahip çıkma azmidir. Bütün bu ötekileştirilen sömürülen herkesin bir araya getirecek olan yolu birlikte inşaa edebileceğimizi düşünüyoruz.
‘SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI ÇIKMALIYIZ’
Seçim ne zaman gerçekleşir bunu çok dikkate almıyoruz. Seçime hazırlığımız vardır. Esas olan mücadeleyi bugünden kurmaktır. Bugün şimdi hemen mücadeleyi ortaklaştıramazsak seçim zamanı geldiğinde yapacak fazla bir şeyimiz kalmayacak. Seçimleri bekleyerek dönüşüm gerçekleştireceğimiz yanılgısından uzak durmamız gerekiyor. Eşit ve özgür bir yaşam inşaa etme fikrine dayanarak savaş politikalarına da sömürü talan politikalarına da bugünden karşı çıkmak zorundayız.
‘TEZKERE VE SAVAŞ OYUNLARINA HAYIR DEYİN’
Tezkereler yeniden Meclis’e sunuldu. Bunlar salı günü görüşülecek. Burada amacın ne olduğunu aslında herkes biliyor. İktidar savaş politikalarıyla varlığını güvence altına almaya çalışıyor. Tezkerelerin de buna hizmet edeceğini herkes görmeli. Savaş karşıtlığı ve barış için mücadele temelinde buluşma zorunluluğumuz var. Gelecek için bir umut daha iyi bir ülke için umut vermeliyiz. Çağrılarımızı yeniliyoruz, iktidarın tezkere ve savaş oyunlarını hayır deyin. Buna şimdiden karşı çıkalım. Önümüze açabilecekleri maceralara şimdiden karşı çıkalım. Bu konuda uzlaşmazsak temel hususları ortaklaştırıp biri irade ortaya koyamazsak, topluma yeni bir vaatte bulunma konusunda gerçekçi olamayız.
‘BARIŞI İNŞA EDEBİLİRİZ’
Özgür bir yaşam sürmeyi vaad ediyorsak, bu politikaların farkına varmalı ve hep birlikte karşı çıkmalıyız. HDP gelecekte barışın inşasını toplumun bütün kesimleriyle müzakere ederek yapmakta kararlıdır. Müzakere ve diyalog yollarını açık tutarak barışı inşaa edebiliriz. Demokratik geleceği birlikte kurabilir. Özgür bir geleceği birlikte kurabiliriz. HDP, önümüzdeki dönemin yapıcı aktörü olma hedefinde kararlıdır, samimidir. Bu kararını da bütün demokrasi güçleriyle, emek ve meslek örgütleriyle, ezilenlerle ve ötekileştirilenlerle birlikte kullanmayı amaçlamaktadır. Bu toplantının buna hizmet edeceğine inancımızı bir daha ifade etmek isterim.”
Toplantı, basına kapalı olarak devam ederken, Sancar, yarın Kepez Meydanı’nda saat 13.00’te yapılacak mitinge katılacak. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***