Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Asistanı Doktor Rumeysa Berin Şen, nöbet dönüşü evine giderken bir kamyona arkadan çarpan aracının içinde hayata veda etti. Şen’in ölümün ardından ortaya çıkan gerçekler ise Türkiye’nin gündemine oturdu. Hekimlerle asistanların nöbet sistemi gündemin ilk sırasına yerleşti. Şen için yapılan anma törenlerinde “hekimlerin tükendiği” dile getirildi.
Bir de genç doktorun hapishanedeki KHK’lı babası hatırlandı. 8 Şubat 2018’den beri Kayseri Bünyan Cezaevinde tutulan Prof. Dr. Murat Şen, KHK ile kapatılan Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı’ydı. Acılı baba, kızını elleri kelepçeli olarak verdi.
Hem arkadaşı hem de meslektaşı olarak E.E., Kronos’a Rumeysa Berin Şen’in hikayesini anlattı. Nasıl bir insan olduğunu, babasıyla ilişkisini ve ona düşkünlüğünü, genç doktoru ölüme götüren nöbet sistemini, arkadaşlıklarını ve dahası fazlasını…
E.E., “Biricik dostum, değerli meslektaşım, rol modelim” diyerek Rumeysa’yı anlatmaya başlıyor. Genç kadının kendisi gibi birçok arkadaşında derin anlamlar bırakarak gittiğini aktarıyor ve ekliyor: “Onca kötülüğün içinde pamuk gibi yüreği babasına hasret yaşadı ve ayrıldı. Ruhunun serinlediğine inanıyoruz. Çünkü bu dünya için fazla iyi bir insandı. Arkasında hiçbir kötülük, zerre kadar kalp kırıklığı bırakmadı. İnanmasaydık babasına bu kadar düşkün bir kız evladının ona hasret gitmesinin sonsuz hüznünde boğulurduk.”
“Cennete uğurladık onu… Rumeysa, perişan gönüllerimize çok güzel teselliler bıraktı. Her zaman tebessüm eden yüzü, üstün başarısı, iş ahlâkı ve zarafeti ile kaldı akıllarımızda. Çok güzel dersler bıraktı bize yolumuza ışık tutacak.”
‘SON DAKİKASINDA BİLE İYİLİK PEŞİNDE’
Rumeysa Berin Şen’in hem çok çalışkan hem de iyiliksever olduğunu anlatıyor: “Rica edilen her iyiliği yapmaya çalışır asla geri çevirmezdi, verilen her görevin sorumluluğunu ve stresini üstlenir, titizlikle yapardı. Bütün gece 3 katlı,70-80 yataklı kadın hastalıkları ve doğum servisinin işlerini yetiştirmek için hiç uyumamış. Kazadan hemen önce kendisi gibi nöbetçi diğer çalışma arkadaşını evine bırakmış. Son dakikalarında bile iyilik peşindeymiş Rumeysa.”
‘UYKUSU ZAAFIYDI’
E.E., Rumeysa’yı ölüme götüren uykuya ilişkin de dikkat çekici bir ifade kullanarak bir de örnek veriyor: “Uykusu onun zaafıydı. Bir ramazan, hastaneden döndükten sonra ‘iftara kadar uyuyayım’ deyip sabaha kadar uyuyakalmış. İki gün hiç susuz ve yemeksiz oruç tutunca ‘artık vücudumda hiç su kalmadı’ deyip güldürmüştü bizi.”
‘BAZI BULUŞMALAR AHİRETE KALDI DOSTLAR’
Rumeysa’nın yurtdışına taşınan arkadaşlarıyla buluşma hayali olduğunu anlatıyor: “Hep güzel hayaller kurardı, bizi de katardı içine. Yurt dışına taşınan arkadaşlarımızla buluşma düşleri kurardık. Bazı buluşmalar ahirete kaldı dostlar.”
BABASINI EN YAKIN ARKADAŞLARINA BİLE ANLATMAMIŞ
Rumeysa’nın babasının cezaevine girdiğini hemen herkese anlatmadığını söylüyor E.E. Sebebini de şöyle açıklıyor: “Murat hocanın talihsiz durumunu hemen söylememişti bize. Üzmek istemezdi kimseyi, kendi derdiyle dertlenilmesini istemezdi. Haberlerden öğrenip aramıştık. 2018’de bir şubat günüydü. Sonra mezun olduk, zorunlu görev yaptık, atandık ve asistanlığa başladık. Bunların hepsini babasından ayrı yaşadı can dostumuz.”
‘RUMEYSA’MIZI HERKES TANIDI’
Göz önünde olmayı sevmeyen, hep geri planda duran Rumeysa, ölümüyle sevenlerini kenetlendirdi, ülkedeki tüm hekim ve asistanları biraya getirdi. Arkadaşı bu durumu şöyle vurguluyor: “Herkes onu yaşadığı hukuksuzluklarla tanıdı şimdi. Göz önünde olmayı hiç sevmezdi. Her zaman geri planda duran, iş bitirenimiz olmuştu. Konuşurken sık sık ‘bana dua edin’ derdi. Duanın gücüne çok inanırdı. Tüm Türkiye, yurt içinde ve yurt dışında haberini alan, adını duyan herkes ona dua etti.”
‘KARADENİZ RUMEYSA İÇİN SAĞNAK SAĞNAK GÖZYAŞI DÖKTÜ’
“Dün kabristan bir an olsun meleksiz kalmadı. Tüm Karadeniz kıyısı Rumeysa için sağnak sağnak gözyaşı döktü. Geriye hepinizin gördüğü kanlı kimlik fotoğrafı kaldı ve biz ölümle tanıştıktan sonra anladık, yaşamanın sadece bir kimlik belgesi olduğunu. Ben bundan sonraki ömrümü hayata Rumeysa gibi tertemiz veda edebilmek için çabalamakla geçireceğim. Rumeysa Berin Şen. 1996 yılının mayıs ayında doğan çiçeğimizi, 2021 yılının ekim ayında kaybettik. Rumeysa’yı 24 Ekim 2021 Pazar günü defnettik. Rab, sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar. Rumeysa en rahat uykusuna daldı…”
‘İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNÜYORDU, ZAMANI OLMADI’
Rumeysa’nın 8’de başlayan mesaiye çoğu zaman sabah 4’te gitmek zorunda kaldığını anlatıyor arkadaşı. “Son dönemlerde istifa etmeyi düşünüyordu, zamanı olmadı” diyor. 36 saat nöbeti doğruluyor E.E.: “Bazen gün aşırı 36 saat tutarsınız. Pazartesi sabah hastaneye gelir salı aksam çıkarsınız, çarşamba sabah gider perşembe aksam çıkarsınız sonra Cuma sabah tekrar gider Cumartesi sabah çıkamazsınız. Rumeysa bu cumartesilerden birinde evine hiç dönemedi. Annesinin hazırladığı kahvaltı sofrasına oturamadı.”
‘ÇÖMEZLER’ AYDA 8-12 ARASI NÖBET TUTUYOR
E.E., Rumeysa’nın ölümüyle Türkiye’nin gündemine oturan “sistemden” de söz ediyor: “6 yıllık tıp eğitimi tamamlayıp diplomalarını alan hekimler perifere pratisyen hekim olarak zorunlu göreve giderler. Ardından en zor sınavlardan bir olan TUS sınavını kazanıp seçtikleri bolümde asistan olarak çalışmaya başlarlar. Ekipteki yeni asistan doktora ‘çömez asistan’ denir ve bir nevi usta çırak ilişkisi olan eğitimini hocalardan ve kıdemli asistanlarından alacak olan cerrahi ya da dahili bilimler asistanı çömez doktor, ayda 8 ila 12 nöbet tutarak göreve baslar. Bölümün hasta kapasitesine ve doktor sayısına göre bu sayı 14-15’e çıkabilir. Kıdem aldıkça, ki bu gelecek TUS’larda yeni çömezlerin gelmesi demektir, aylık nöbetler bir bir düşmeye baslar. 24 saat ya da 36 saat tutulan nöbetler sırasıyla bütün aya yayılır. Bazen ard arda bazen aralıklı denk gelir.”
36 SAAT NÖBET NASIL OLUYOR?
Devam ediyor E.E. “sistemi” anlatmaya: “36 saat nöbet nasıl tutulur? Teorik olarak sabah 8 de başladığınız mesainiz gece nöbetiyle devam eder, ertesi günün mesaisiyle devam eder ve gün sonunda biter. Gece tüm servisle basbaşa kalırsınız. Bir anda onlarca hastanın, hemşirelerin ve sağlık personelinin sorumluluğunu alırsınız. Doğacak problemlerde, oluşacak komplikasyonlarda, acil bir durumda müdahale etmeniz ve hayat kurtarmanız beklenir. Doğal olarak, hekimsiniz. Fakat bu performans bir değil, iki değil, üç değil ay boyunca en az 10-12 kez tekrarlanır. Hastane dışında sosyal hayatınızz kalmadığı gibi hastane içindeki sosyalleşme de kıdemlileriniz tarafından ezilmekten, azarlanmaktan ve yoğun iş yüküne maruz bırakılmaktan ibarettir.”
‘KIDEMLİLERE YEMEK HAZIRLAYAN VE DİNLENME ODASINA ALINMAYAN ÇÖMEZLER’
“İş demişken sadece bir hekimin işleri değil, kıdemlilere kahvaltı hazırlamaktan yahut yeni bir teknik öğrettiklerinde yemek ısmarlamaktan tutun da personel görevlerine kadar. Çömeze reva görülen asistan dinlenme odasına girme yasağı gibi mesela, türlü türlü mobinglere maruz kalırsınız. Çünkü bulunduğunuz coğrafyada insanın kıymeti yoktur. Otoriteden alt kesime kadar iş etiği ve ahlaki ayaklar altındadır. Bazen günaşırı 36 saat tutarsınız. Pazartesi sabah hastaneye gelir salı akşam çıkarsınız, çarşamba sabah gider perşembe akşam çıkarsınız, sonra Cuma sabah tekrar gider Cumartesi sabah çıkamazsınız. Rumeysa bu cumartesilerden birinde evine hiç dönemedi. Annesinin hazırladığı kahvaltı sofrasına hiç oturamadı.”
‘HUKUKSUZLUKLAR ÜLKESİNDE SİSTEM SÖMÜRÜYE MÜSAADE EDİYOR’
“Bu zorlukları ve mobbingleri sadece hekimler yaşamıyor ama hekimler bu korkunç şartlarda ölüyor. Sistemden kaçıyorlar. Hekimlerin seslerinin duyulmasına ihtiyaçları var. Yönetmeliğin; 26. maddesinin 3. fıkrası uyarınca uzmanlık öğrencileri eğitim sorumlusunun gözetim ve denetiminde araştırma ve eğitim çalışmalarında ve sağlık hizmeti sunumunda görev alabilir. Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca da uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemezler. Uzmanlık öğrencilerinin eğitim aldıkları kurumlardaki nöbet ve çalışma düzenlerinin yönetmelikle düzenlenen bu temel kurallara göre belirlenmesi gerekmektedir. Kanun var ama hukuksuzluklar ülkesinde sistem tüm bunların aksi bir sömürüye müsaade ediyor.”
Genç doktorun mezarına elleri kelepçeli babasının toprak atmasını hala gözlerinin önünden gitmiyor E.E.’nin: “Babası Prof. Dr. Murat Şen gibi Rumeysa da ibadetlerine düşkündü. Dünyadaki son anlarında babasının safta olmasına sevinmiştir…’ derdi.”
Serbest Görüş:
Cezaevinden kızının son yolculuğu için hastaneye getirilen baba, öğle namazının vaktinin girdiği görünce, önce namazını kılıyor, sonra cenazesine sarılmaya gidiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***