CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatmayı amaçlayan tezkereye ilişkin olarak konuştuğu sırada, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) toplantısında üyelerin “Komando Andı”nın sözlerini değiştirerek okunmasını hatırlatarak, “Komando marşı söyleyen TÜGVA’cılar var. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. E gönder kardeşim onları Suriye’ye. Oradaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun!” dedi.
Sözlerinin devamında, tezkerede yer alan, “Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği esaslara göre kullanılması” ifadesini tartışmaya açan CHP lideri, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’ye yüklendi. “Bahçeli’ye soruyorum. Bu yabancı askerler kim ve sen yabancı askerler Türkiye’ye gelip konuşlanacak, sen yabancı askerler Türkiye’ye gelsin diye el kaldıracaksın. Söyle bakalım milliyetçi sen misin, biz miyiz?” diyen Kılıçdaroğlu devamında şunları kaydetti:
“Yabanı askerlerin potinlerinin TC devletinin topraklarını çiğnemesini istemiyoruz. Çıkarın bunu tezkereden, vatanseverseniz bu rezilliğe son verin. Böyle bir rezillik olur mu ya. Terör merör ayaklarına yatacaksın yabancı askerler buraya gelecek, kim? Erdoğan isteyecek. Taliban’ı mı getireceksin? Kim gelecek? Amerikalılar mı Almanlar mı Fransızlar mı? Kimi çağıracaksın sen. Terörü bitirmek için mücadele eden ve hakkını teslime delim TSK ve polislerimizdir. onların başımızın sütünde yeri vardır. Bayrak için vatan için birliğimiz bütünlüğümüz için mücadele ediyorlar. Getireceksin yabancı kuvvetleri ‘terörle mücadele diyoruz’ Ya terörle 35-40 yıldır mücadele eden silahlı güçlerimiz var. Kimdir bu yabancı güçler? Ben adım gibi eminim bütün ülkücüler, bütün vatanseverler merak ediyor.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Osman Kavala’nın serbest bırakılması için çağrıda bulunan 10 büyükelçinin “istenmeyen adam” ilan edilmesi doğrultusunda verdiği talimatı da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Özellikle büyükelçiler krizi göstermiştir ki Türkiye yönetilmiyor. İstişare diye bir şey yoktur. Meydanda alkışı görünce aklına geleni söylüyor. Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez” dedi.
Meclis’te istişare kültürünün AKP hükûmetiyle ortadan kalktığını belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu, ayrıca iktidara El Kaide ve IŞİD üzrinden de yüklendi. “El Kaide ve IŞİD’in banka hesaplarını neden incelemiyorsun?” diye soran Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yönelik olarak, “Onların 42 ilke Türkiye’de örgütlendiğini biliyoruz. Uyuyan hücreleri herkes biliyori, neden müdahale etmiyorsunuz? En önce kendi toprağına bak” diye sitem etti.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu biliyorum. Herkes Türkiye nereye doğru savruluyor diye endişe içinde. Ama kendilerine şunu açık net ifade edeyim. CHP olduğu sürece hiç kimse endişeye kapılmasın. Bu ülkenin demokrasisini büyütmek hanelere huzur getirmek gibi temel bir görevimiz var, görevimizin başındayız kimse endişe etmesin.
Sağlık çalışanlarına: Size her türlü olanağı sağlayacağız söz veriyorum
“(Doğum Kliniği Asistanı Doktor Rümeysa Berin Şen’in ölümü) Pandemi dönemi ciddi sorunlar yaşadık. Sağlık çalışanlarımız 36 saat uyumadan çalıştılar, uzun süre evlerine gidemediler. Ve bizler hep birlikte sağlık çalışanlarımızı alkışladık. Onların minnet borcumuzu bir şekilde ifade etmeye çalıştık ama aynı sorun artarak devam ediyor. 36 saat gözünü kırpmadan çalışmak ne demektir? Ve 36 saatin sonunda evine gideyim diye yola çıkıyorsunuz ve trafik kazasında hayatınızı kaybediyorsunuz. Bir sağlık çalışanının 36 saat çalışması demek kadro eksikliği var, dışarıda atama bekleyenler var demektir. Neden atama yapmıyorsunuz? Var olan kadroları kimler boş tutuyor? (Sağlık Bakanı’nın atama açıklamasına) Ne oldu? İki üç ay. Sağlık çalışanlarının bütün dalları bekliyor. Atama yapın. 740 bin sağlık çalışanı atama bekliyor. Personel eksikliği nedeniyle insanlar olağanüstü gayretler sarf ediyorlar. Nereden çıktı 24-36 saat. Bunlar insan değil mi? İnsanı robot olarak gören bir anlayış olabilir m,? Sağlık çalışanlarına sesleniyorum, yurt dışına gideceğim diye telaşa kapılmayın bu ülkede size her türlü olanağı sağlayacağız söz veriyorum bütün sağlık çalışanlarını başımızın üzerinde taşıyacağız.
“Dünyada hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusu”
“(Şehit Jandarma Uzman Çavuş Burak Tortumlu) Terörle mücadelede yaralanmış. Helikopter gidip alıyor geliyor ama helikopterin ineceği yer yok, başka bir yere iniyor ambulans yok. Arkadaşımız hayatını kaybetti. Sorumlusu kim? Eskiden askeri hastaneler vardı: Örneğin GATA vardı 600 yataklı hastaneler vardı bu askeri hastaneler neden hangi gerekçeyle kapandı? Dünyada hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusu. Niye askeri hastaneleri açmıyorsunuz? Askeri hastaneleri ‘içeride FETÖ’cüler vardır’ gerekçesiyle açmadılar, Saray’a baktığında FETÖ’cü ordusu görürsün. Allah’ın izniyle iktidarımızın ilk bir haftasında askeri hastanelerin tamamı açılacak.
“Hiç merakta kalmayın geliyor gelmekte olan”
“(Terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi olamayanlar derneği) 7 aydır MHP’nin kanun teklifi bekliyor. Niye? Onları gazi saymıyorlar ama biz onları gazi sayıyoruz. Neden beklediğini söyleyeyim. Saraydan irade alınmadığı için bekliyor. Saray bizim yanımızda diye düşünüyorsanız, Saray sizin değil beşli çetenin yanında. Eğer bunlar yapmazsa, bunlar hala rant ve ihale dağıtıyorlarsa hiç merakta kalmayın geliyor gelmekte olan. Çözeceğiz. Ne zamandan beridir milliyetçiler birilerinden talimat, emir alır!
“Bu iktidar Batı’nın çiftçisine çalışıyor”
“Kars’ta sokaklarda gezdiğim her yerde ceplerim ne olursunuz bana iş bulun kağıtlarıyla doldu. Bu güzel ülkemiz kan kaybediyor. Türkiye genelinde ifade ediyorum. Ekonomik açıdan ülkede kan kaybı olunca bunun her yere sıçradığını görüyorsunuz. Benzer tabloyu Doğu Anadolu’nun bütün illerinde görebilirsiniz, Ekmiyorlar dışarıdan alıyorlar. İthal ediyorlar. Kendi çiftçisi kazanmasın ekmeğe muhtaç olsun ekmek vereyim oyunu alayım mantığıyla gidiyorlar. Ama başka ülkenin çiftçilerine buradan milyar dolarlar aktarılıyor. Büyük ithal etmişiz AK Parti hükümetlerinde 7 milyar 365 milyon dolar ödemişiz. Sadece bu mu? Hayır. Küçük baş hayvan da 373 milyon 215 bin dolar. Yetmemiş kırmızı et ithal etmişiz, ona da 1 milyar 433 milyon dolar ödemişiz. 9 milyar 171 milyon dolar toplam ödediğimiz para! Vicdanı olan herkese sesleniyorum 9 milyar 171 milyon doları biz kendi besicimize ödeseydik ne olurdu? Orta Doğu’yu beslerdik. Kafkaslar’ı beslerdik. Bu iktidar Batı’nın çiftçisine çalışıyor. Çiftçi kardeşlerim merak etmeyin, o bölgeyi tarım ve hayvancılık açısından stratejik alan ilan edeceğiz. Türkiye’nin besicilikte ne kadar ileri gittiğini herkes görecek. Ele muhtaç olmadığını herkes görecek. Mazotu ÖTV’siz vereceğimi söyledim.
Kars Valisi’ne: İki ay süre veriyorum yapmazsan o köye CHP suyu getirecek kardeşim!
“(Çamçavuş Köyü) Bir baraj yapıyorlar. Baraj yapıldığı için köyü taşıyorlar. Ama köy barajla yol arasına sıkışmış halde hayvanlar meraya gidecek yolu geçmeleri mümkün değil. Köprü istiyorlar biz köprü yapmayız diyorlar. Su istiyorlar , kuyu açın diyorlar. Açtılar kuyu ama suda yüksek arsenik var. Buraya hala su gelmiyor. Buradan Kars Valisi’ne sesleniyorum. Özel idareden yapıyorsan yap kardeşim, istiyorsan devlet su işlerini harekete geçir yap kardeşim. İki ay süre veriyorum yapmazsan o köye CHP suyu getirecek kardeşim! Bir köyü nasıl susuz bırakırsınız ya? Bir de cami yapmışlar il özel idaresi ruhsat veriyor. Cami kaçak. Akıl alacak gibi değil.
Gri liste tepkisi: Türkiye’nin itibarını ayaklar altına almaya bu hükûmetin ne hakkı ne yetkisi vardır?
“(Gri liste) Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını ayaklar altına almaya bu hükümetin ne hakkı ne yetkisi vardır? İtibar bu kadar rahat kaybedilecek bir olay mıdır? Geliyor terörle mücadele ediyorum vesaire falan filan diye bir sürü laflar ediyor iktidar kanadı, ama El-Kaide olunca, IŞİD olunca onların banka hesaplarına, para hareketlerine ses çıkarmıyorlar. Sanıyorlar ki dünya görmüyor! Dünya tamamını görüyor ya, sen hangi çağda yaşıyorsun?
Erdoğan’a araba tepkisi
“(Erdoğan’ın “Her evde araba var, kapıcısında araba var” açıklamasına) Sen asgari ücretin ne kadar olduğunu biliyor musun? Sen o insanların nasıl yaşadığını biliyor musun? Bilmiyorsan Güngören’e gör orada, en çok oy aldığın yerlerden biri. Devleti yönetemezler, yönetmiyorlar da zaten, öyle bir dertleri de yok. Devleti soyulacak bir organ olarak gördüyseniz yönetmezsiniz. Acaba o şahıs yaşam kalitesi diye bir deyimin olduğunu biliyor mu?
10 büyükelçinin istenmeyen adam ilan etme talimatına tepki
“(Osman Kavala açıklaması yapan 10 büyükelçiyi istenmeyen adam ilan etme talimatına) Vatandaşlarımız böyle garip bir yönetime hiç tanık oldu mu? Bu şunu gösteriyor bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Ederseniz bu tür garip olaylarla yüzde yüz sık aralıklarla karşılaşırsınız.
“Neden Türkiye devletini dış güçlere teslim ettin!”
“Memleketi bu hale kim getirdi? Dünyanın en basit sorusu. Dış güçler diyorlarsa o zaman 20 yıldır Türkiye’yi dış güçler yönetiyor da bizim mi haberimiz olmadı. Bu kararları dış güçler alıyorsa beyefendi senin saraydaki görevin ne? Neden Türkiye devletini dış güçlere teslim ettin? Sanıyor ki millet bu havucu yiyecek, yemez artık millet uyandı. Biliyor artık. Sen yürütemiyorsun ve Türkiye’yi felakete hazırladın. Bir kara kışla karşı karşıya herkes.
“Türkiye cumhuriyeti tarihinde asgari ücret açlık sınırının altına düşmemişti”
Doğu Anadolu’da şunu söylediler, bizde kış 8 ay, nasıl doğalgaz yakacağız? Zam yağmurundan örnek vereyim. Elektriğe son bir yılda 3, doğalgaza 8, yerli kömüre yüzde 30, benzine 10 kez, mazota 9 kez, LPG’ye 7 kez, mutfak zammına gelen zam da yüzde 42! Bakın bunların içine hiç yiyecek yok. Günlük hayatında kullanmak zorunda olduğu tüketim malları. Bu kadar zam geldi. TÜİK’in verilerine bakıyoruz; domatese gelen zam son 1 yılda yüzde 70, yumurta yüzde 69, tavuk eti yüzde 68. Asgari ücret 2 bin 825 lira, açlık sınırı 3 bin 49 lira. Türkiye cumhuriyeti tarihinde asgari ücret açlık sınırının altına düşmemişti. Kendilerine çağrı yaptık, kara kış için fon kurun. Ama bunu yapmadılar.
“Dışişleri Bakanlığı tümüyle devre dışı bırakıldı”
“Dış politikasının milli olması gerektiğini defalarca açıkladım. Dış politikanın iktidarı muhalefeti değil ortak ses çıkarması lazım. Bunun için de dış politikayla ilgili alınacak kararlar konusunda en azından grubu olan partilere bilgi verilmesi lazım. AK parti iktidarında maalesef bunlar hiç olmadı. Dışişleri Bakanlığı tümüyle devre dışı bırakıldı. Büyükelçiler olayında dışişleri bakanlığının bütün bürokratları günün 16 saatini çalışarak bu kazayı atlatmayı başardılar. Nasıl oluyor da dış politikada milli politika belirleyemiyoruz?
Tezkere açıklaması
“(Tezkere) Biz torba kanuna alıştık. Torba tezkere dönemi başladı .Her şeyi koymuşlar bir tezkerenin içine gelin buna evet deyin diyorlar. Niye kardeşim? Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız. Ne ne değildir nedir bir anlat. Bunları anlatmıyorsun. Tezkereler gelirdi terörle mücadele konusunda 6 ay bir yıl gelinir bilgi verilir. Arkasından yeni bir tezkere gelir veya olay biterdi. Şimdi iki yıl. niçin? Bilen var mı? Bu işle ilgilenenler de bilmiyor. Ben iki yıl getiriyorum sen de oy vermek zorundasın niye kardeşim? Herkesi papağan gibi görme alışkanlığı var. Onu herkes yapabilir ama biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Senin her dediğine evet deseydik o zaman niye ayrı parti kuruyoruz. MHP her dediğine evet diyebilir. Ama biz milli kurtuluş savaşı geleneğinden gelen bir partiyiz.
“Daha fazla sığınmacı mülteci istemiyoruz, askerimizin ve polisimizin Suriye’de şehit olmasını istemiyoruz”
“Biz bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz diyoruz, kavga olmayacak Suriye’de diyoruz. Beyefendinin bakış açısı ise 3.5 milyon Suriyeli az geldi şimdi bir de İdlib’den bir ordu gelsin. Niye kardeşim? Suriye ile savaş değil, Suriye ile barışacağız. Büyükelçilikleri açacağız karşılıklı. Daha fazla sığınmacı mülteci istemiyoruz. Bunu öngören büyün düzenlemelere karşıyız. Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye’de şehit olmasını istemiyoruz. Suriye’de askerimiz şehidimiz gitti, mücadele. Ne mücadelesi? Barış varken neden kavga? 33 askerimizi Ruslar şehit ettiler. Soruyorum 33 askerimiz şehir edilirken sen ne yaptın? Koşa koşa Putin’in ayağına gittin. O gideceğine sen gittin. Bu benim onuruma dokunuyor. Bir de kapıda beklettiler, bir de onu televizyonlarda yayımladılar. Böyle bir devlet yönetimi olur mu!
“Komando marşı söyleyen TÜGVA’cıları gönder Suriye’ye”
“Suriye’ye barış getireceğiz, bütün komşularımız barışacağız. Büyük Ortadoğu projesini hayata geçireceğiz. Bizim askerlerimiz şehit olsun istiyor beyefendi. Neden bizim askerimiz orada şehit olsun? Komando marşı söyleyen TÜGVA’cılar var. Değil mi? Komando marşı söylüyorlar. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. E gönder kardeşim onları Suriye’ye. Oradaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun! Ne olacak yani! Hiçbir askerimizin evladımızın burnu kanamasın. Hangi gerekçeyle yapıyorsunuz bunu?
Erdoğan’a: Ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez
“Biz ayrıca değerli arkadaşları onların bayrağımızı indirip terk ettikleri vatan toprağına bayrağımızı yeniden dikeceğiz. Süleyman Şah türbesini götüreceğiz. Özellikle büyükelçiler krizi göstermiştir ki Türkiye yönetilmiyor. İstişare diye bir şey yoktur. Meydanda alkışı görünce aklına geleni söylüyor. Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez.
“El Kaide ve IŞİD’in banka hesaplarını neden incelemiyorsun?”
IŞİD ve El Kaide militanları, hapisten çıkarıyorsun. Polis yakalıyor, iki askerimizi diri diri yakıyorlar, polis yakalıyor, adalete teslim ediyor bir bakıyorsun beyefendiyi serbest bırakmışlar. Kim araya girdi de serbest bırakıyordun. Bir gazeteci arkadaşımız yazınca yeniden tutukladılar. El Kaide ve IŞİD’in banka hesaplarını neden incelemiyorsun? Onların 42 ilke Türkiye’de örgütlendiğini biliyoruz. Uyuyan hücreleri herkes biliyori, neden müdahale etmiyorsunuz? En önce kendi toprağına bak.
Bahçeli’ye: Kim bu yabancı askerler?
Bu tezkerede ayrıca ‘Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği esaslara göre kullanılması’ Ne demek yabancı kuvvetler Türkiye’de bulunacak? Soruyorum, Erdoğan’a değil, ona sormaya gerek yok, yönetime kapasitesi olmayan adama soru sormak da yanlış. Bahçeli’ye soruyorum. Bu yabancı askerler kim, ve sen yabancı askerler Türkiye’ye gelip konuşlanacak, sen yabancı askerler Türkiye’ye gelsin diye el kaldıracaksın. Söyle bakalım milliyetçi sen misin, biz miyiz?
“Yabanı askerlerin potinlerinin TC devletinin topraklarını çiğnemesini istemiyoruz”
Yabanı askerlerin potinlerinin* TC devletinin topraklarını çiğnemesini istemiyoruz. Çıkarın bunu tezkereden, vatanseverseniz bu rezilliğe son verin. Böyle bir rezillik olur mu ya. Terör merör ayaklarına yatacaksın yabancı askerler buraya gelecek, kim? Erdoğan isteyecek. Taliban’ı mı getireceksin? Kim gelecek? Amerikalılar mı Almanlar mı Fransızlar mı? Kimi çağıracaksın sen. Terörü bitirmek için mücadele eden ve hakkını teslime delim TSK ve polislerimizdir. onların başımızın sütünde yeri vardır. Bayrak için vatan için birliğimiz bütünlüğümüz için mücadele ediyorlar. Getireceksin yabancı kuvvetleri ‘terörle mücadele diyoruz’ Ya terörle 35-40 yıldır mücadele eden silahlı güçlerimiz var. Kimdir bu yabancı güçler? Ben adım gibi eminim bütün ülkücüler, bütün vatanseverler merak ediyor.
“Yoksulluğun tersi zenginlik değil, yoksulluğun zıttı adalet. Bu ülkede adalet yok. Adalet olsa zaten böyle bir tablo olmaz”
“Kötülerin zaferi yoksulların suskun kalmasıdır. Kötülüğün zaferini yenmek istiyorsak bizlerin konuşması halkın konuşması lazım. Eğer susarsak kötülüğe prim vermiş oluruz. Biz adaleti kendi topraklarımızdaki söylemleri dikkate alarak bulmamız lazım. Bu kadim topraklarda çok güzel sözler söylenmiş ‘Dünya malına tamah etme yanlış ölçme eksik tartma kuvvetli ve sütün konumdayken affetmesini şiddetliyken yumuşak davranmasını bil. kendin muhtaç iken bile başkalarıyla paylaşmayı bil.’ ‘Üzenlerin üzüldüğü vakit de gelecek.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***