CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de sorunların temel kaynağının siyaset kurumu olduğunu söyledi. Olası seçimde iktidarı alacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Sıradan bir iktidar değişimi olmayacak bu değişim. Bu değişim devasa bir sorumluluğu omzuna alıp mücadele etmek demektir. Ağır bir sorumluluğu almaya hazırız.” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, siyasi iktidarın uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yaptığını belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin Bolu Abant’taki ‘İkinci Yüzyıla Doğru, Doğru Strateji’ temasıyla yapılan kampında konuştu. CHP liderinin konuşmasından satır başları şöyle:
ACI BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ
“Türkiye’nin bütün güzellikleri içinde sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye bir sorunlar yumağı ile karşı karşıya. Sorunun kaynağını oluşturan ise siyaset kurumu. Siyaset kurumu sorunu çözen bir unsur olarak ortaya çıksa, böyle acı bir tabloyla karşı karşıya kalmayacağız. Eğitimde sorunumuz var. Her aile eğitimden şikayet ediyor. Ekonomide, demokraside, dış politikada sorunumuz var. Toplumsal barışımız dinamitlenmek üzere. Her birimiz bu sorunlarla bir şekliyle karşı karşıya kalıyoruz. Adalette değil, baskıyla yönetilen bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Toplumsal barış derken, sadece Kürt sorunundan kastetmiyorum.”
BİR UYUŞTURUCU BATAKLIĞI VAR
“Bir uyuşturucu bataklığı var. Özellikle yoksul mahallelerden başlayarak. Daha acı olan ise uyuşturucu baronlarıyla siyasal iktidarın iş birliği. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç görmemişti, yaşamamıştı. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Bir tweet attı diye, eğer kişiyi karakola götürüyorsanız, bir sorunumuz var demektir. Düşüncelerini özgürce açıkladı diye hapislerde tutuyorsanız, bir sorumuz var demektir.”
BU TABLO, 83 MİLYONUN HAK ETTİĞİ BİR TABLO MU?
“AİHM kararını uygulamayan, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan bir yargı düzeni varsa ciddi bir sorunumuz var demektir. KHK ile insanlar görevlerinden ediliyor. Bunlar kamu görevleri sona erdirilerek dışarı atılıyorlarsa bir sorunumuz var demektir. AYM kararına uygulamadı diye bir yargıç ödüllendiriliyorsa, bir sorunumuz var demektir. Biz böyle bir tablo ile daha önce hiç karşılaşmamıştık. Yargının bir düzeni vardı. Eleştirirdik ama eleştirilere karşı duyarlı olan bir yapı vardı ve biz o yapı ile yan yana gelirdik. İnsanlar oturur konuşurlardı.”
TÜRKİYE, TEFECİLERE ÇALIŞIYOR
“83 milyonluk bir Türkiye düşünün, Londra’da bir avuç tefeciye çalışan. Hep beraber hizmet ediyoruz. Biz kazanıyoruz ama paraları oraya gönderiyoruz. Türk lirası, bırakın Amerikan dolarını, üçüncü dünya ülkelerinin paraları karşısında bile erimeye başladıysa ciddi bir sorunumuz var demektir. Bu tablo, 83 milyonun hak ettiği bir tablo mu? Açlık sınırının altında asgari ücretimiz var. Milyonlarca kişi açlık sınırının altında bir gelirle geçinmeye çalışıyor. 4-5 yerden aylık alanlar var. Bir tarafından insanlar asgari ücretle geçinirken, öbür taraftan Saray ve beslemelerinin 4-5 yerden aylık alanları var. Adaletsiz bir düzen var.”
HERŞEYE ZAM GELECEK
“Türkiye aslında yönetilmiyor. Bir planlama yok. Önümüzdeki ayın ne olacağını bilmiyor kimse. Daha baharımızı yaşıyoruz, daha ağır tablolar çıkacak önümüze, bunları biliyoruz. İğneden ipliğe her şeye zam geleceğini artık 83 milyon da biliyor. Şu soruları, milletvekili arkadaşlarımın özellikle dillendirmesini istiyorum. Bu zamların sorumlusu kim? Çünkü bu soruları sormadığımız zaman, vatandaş; siyasi iktidarı sorunların dışında bir organmış gibi görüyor. Dertleri başımıza açan kim? Türk lirasının bu kadar değer kaybetmesine yol açan kim? Türkiye Cumhuriyeti’nin kasasındaki 128 milyar doların buharlaşmasına yol açan kim? Son üç haftada; milletin sırtına Türk lirasının erimesi karşısında, 260 milyar liralık ek yük getirdik. 260 lirayı kim ödeyecek? Saray mı ödeyecek, sarayın beslemeleri mi ödeyecek, beşli çeteler mi ödeyecek; 83 milyon vatandaş mı ödeyecek?”
RÜŞVETİ MEŞRULAŞTIRAN İKTİDAR VAR
“Daha önce hiç yaşanmamış tablolar var. Rüşveti görmeyerek adeta meşrulaştıran bir siyasal anlayış var. Bir ülke düşünün; İçişleri Bakanı var, bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para verildiğini söylüyor, ses çıkmıyor. AK Parti grubundan, MHP grubundan ses çıkmıyor. Yolsuzluğun bu kadar meşrulaştığı bir düzeni hiç yaşamadık. Yolsuzluk bu boyutlara ulaştıysa, bize düşen sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu fark edeceksiniz. Yolsuzluğu meşrulaştıran kim? Manav mı, kasap mı? Kim?”
ELEKTRİK ŞİRKETLERİNİ UYARIYORUM; SAKIN ZAM YAPMAYIN
“Buradan elektrik şirketlerine iki sözüm var. Zam hazırlığı yapıyorlar. Onları uyarmak bizim görevimiz. Milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe zam yapmaya kalkarsanız, bunun bedelini ödeyeceksiniz. Siz de vicdan yok mu? Gerekirse, zam yaparlarsa, kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracağız halkımızı, bunun mücadelesini vereceğiz. Yapmaya kalkarlarsa; yarın iktidar olduğumuzda, bunun hesabını soracağız. Oturursun, kafana göre zam yaparsın. Kim ödeyecek onu? En pahalı elektriği kullanıyoruz.”
AÇ VE YOKSUL YÜZBİNLER VAR
“Kentin varoşlarında yaşayan aç ve yoksul yüzbinler var. O mahalleleri geziyoruz. İnsan dramının tanığı olduk. İyi koşullarda yaşamaları için CHP’ye ihtiyaçları var. Bize ihtiyaçları var. O evdeki çocukların eğitiminden de sorumluluk üstleneceğiz. O çocukların da güzel bir eğitim alma hakları var. Anne ve babaların sofrasına bakın, dolu değil, o sorumluluğu da üstleneceğiz.”
DÜZENİN NE KADAR TERS İŞLEDİĞİNİ EMEKLİ AYLIKLARINIZDAN GÖREBİLİRSİNİZ
“Emekli kardeşlerim unutmasınlar. İki maaş ikramiyeyi söke söke aldık. Kim ne kadar çok prim öderse o kadar çok emekli aylıkları alacak. Düzenin ne kadar ters işlediğini emekli aylıklarınızdan görebilirsiniz. Her birimiz vatandaşın önüne çıktığımızda Mevlana’nın sözünü hatırlatarak, ‘sizin için yanmaya hazırız’ demeliyiz. Bu topraklarını hiç kimsenin, hiçbir ailenin acı çekmesini istemiyoruz. Birileri lüks içinde yaşarken, yüz binler acı içinde yaşamasın.”
SIRADAN BİR İKTİDAR DEĞİŞİMİ OLMAYACAK
“Devralacağımız sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu, milletvekili arkadaşlarım bilsinler diye bunu anlatıyorum. Sıradan bir iktidar değişimi olmayacak, bu değişim. Bu değişim devasa bir sorumluluğu omuzlarına alıp Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için mücadele etmek demektir. Ağır bir sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Allah’ın izni, milletin takdiriyle iktidar görünüyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***