ANKARA – Mali ve Orta Afrika tezkeresi görüşmelerinde muhalefete seslenen HDP Dış İlişkiler Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy, “Bu agresif, militarist politikalara karşı barışçıl dış politikayı hâkim kılmak için daha fazla risk alalım” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Meclis’e gelen Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ne asker gönderme tezkeresi Genel Kurul’da kabul edildi.
Genel Kurul’da tezkerenin okunması ardından ilk olarak söz alan İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, tezkereye olumlu yönde oy vereceklerini söyledi. Çıray, tezkerede bazı ibarelere dair itirazları olduğunu da belirterek, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ilgili misyon bağlamında Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde bulunmasının hududunun, şümulünün ve miktarının zamanının sadece Cumhurbaşkanı tarafından takdir ve tespit edilmesini sorunlu görüyoruz. Ancak biliyoruz ki bu tür ibareler, özellikle bu ucube rejimin savunucuları tarafından yürürlükteki sistemin bir gereği olarak takdim edilecektir. Yine biliyoruz ki bunlar, esasen ülkemizin tüm cumhuriyet tarihi boyunca karşı karşıya kaldığı en muazzam sorun olan mutlak güçler birliğinin hayatımıza bir yansımasından başka hiçbir şey değildir” dedi.
‘ADALETİN YOK OLMASI ÇIPLAKLIKLA GÖRÜLÜYOR’
İktidarın göçmen politikasına dair eleştirilerini sürdüren Çıray, “5 milyon Suriyelinin, oluk oluk gelen Afgan milislerin başta metropollerimiz olmak üzere, ülkemizin dört bir tarafına yayılmış olmasının kendisini nasıl fakirleştirdiğini, refah ve zenginliğinin önünü nasıl kestiğini artık hiç olmadığı kadar fark etmiştir. Milletimiz, yargının tek adam rejiminin bir uzantısı hâline dönüşmesinin, adaletin adeta yok olmasının kendi hayatındaki vahim etkilerini tüm çıplaklığıyla görmektedir. S-400’ler üzerinden Putin’le, Patriotlar vasıtasıyla Biden ile ‘değerli dostum’ edebiyatındaki gerçek dışılığı ve utanç verici dost kabul edilme teşebbüslerini yerin dibine geçmiş gibi izlemektedir” diye konuştu.
‘DEMOKRASİ KARNESİ EN ÇOK ELEŞTİRİLEN ÜLKE’
HDP Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy da her ne kadar tezkereye Birleşmiş Milletler misyonu çerçevesinde gidildiği söylense de Türkiye’nin faal dış politika nedeniyle Mali ve Orta Afrika’da asker bulundurmayı hedeflediğini belirtti. Türkiye’nin faal dış politikasına dair de Özsoy, şunları söyledi: “Batılı liderlerle randevu bulamayan Cumhurbaşkanı her fırsatta Afrikalı bir liderle görüşüyor. Geçen hafta Angola’daydı. Tabii ki onlarla da görüşmek lazım ama şu son birkaç yılda Afrika’yla artan ya da arttırılmaya çalışılan ilişkiler ile Avrupa Birliği’yle yıkımın eşiğine gelmiş ilişkiler arasında da ilginç bir zamansal paralellik söz konusu. Tabii, dünyada, diplomaside, genel olarak, Türkiye’nin şu an demokrasi adına söyleyebileceği çok fazla bir şey yok değil mi arkadaşlar? Demokrasi karnesi en fazla eleştirilen bir ülke” dedi.
Demokrasi, ekonomi, hukuk, ideoloji, kültürel hegemonya gibi alanlarda tam bir çöküş yaşayan AKP’nin BM ve NATO bağlamında Türkiye’nin sahip olduğu askerî güç üzerinden zemin yakalamaya çalıştığına işaret eden Özsoy, “Biliyorsunuz, yakın zamanda Amerika’nın apar topar bir şekilde Afganistan’dan çıkma durumu söz konusu olmuştu. Afganistan’dan Amerika çıkmaya çalışırken, Batı genel anlamda çıkmaya çalışırken fırsat bu fırsat deyip acaba Afganistan’da biz bir rol kapabilir miyiz, Batı’nın ihtiyaçlarına denk gelecek şekilde biz orada bir taşeronluk işi kapabilir miyiz diye dünya kadar mesai yürütüldü. Tabii, Taliban herkesin düşündüğünden daha hızlı ilerlediği için bu planda patladı ellerinde” dedi.
TALİBAN HEYETİ
Taliban heyetinin Türkiye’ye gelmesine de değinen Özsoy, “Türkiye bir taraftan -tabii, Hükümet- kültürel yakınlığını -bundan kastım, dinî anlamda ortak, ikimiz de Müslümanız- diğer taraftan, Batı’yla NATO üzerinden kurduğu güvenlik iş birliğini yan yana getirip Batı için ‘Afganistan’ı sizin için dizayn edebilirim, askerî anlamda da biraz güç sunabilirim’ gibi zemin yakalamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘KARARLARI UYGULAYIN İTİBAR ALIRSINIZ’
Türkiye’nin 2018-2019 yıllarında 43 tane büyükelçilik, 46 tane iş konseyi açtığını aktaran Özsoy, “Topu topu yıllık 20 milyar ticaret hacmi. Strazburg’da konsey kadar elçilik binası yapmışlar, gerçekten, dünyanın parasını koymuşlar. Bina, inşaat yapma konusunda üzerlerine yok. Şimdi, ben tabii, merak ediyorum, diyorum: Ya, niye? Strazburg’a bu kadar büyük bir Türk elçiliği yapmanın ne anlamı var? En nihayetinde değil mi, itibar? Sayın vekilim, itibar için o kadar büyük bina yapmayın, AİHM kararlarını uygulayın, itibarı alırsınız zaten siz” diye belirtti.
Özsoy’un Kürtçe sarf ettiği kelime tutanaklara (X) olarak geçti.
İktidarı Suriye savaşını militarize etmekle eleştirdiklerini dile getiren Özsoy, ekledi: “Suriye savaşı ne oldu? Çıktı. Bakın, Suriye’den Esat gidecekti, yok namazlar kılınacaktı. Ne oldu şu an? On yıl sonra Türkiye’nin elinde 4 milyon mülteci kaldı, bir 4 milyon da İdlib’te bekliyor. Başka ne var? Ne olduğunu bilmediğimiz her türlü çete yapıya verilmiş destek var, uluslararası karne berbat. İktidar değişsin görün o dosyalar nasıl çatır çutur iniyormuş aşağıya. Başka ne var? Türkiye’nin bütün Ortadoğu’daki dış politika enerjisini tüketmiş bir Suriye söz konusu. Tamam mı? İlişkileri militarize ederseniz bunun kazananı Türkiye olmaz.”
MUHALEFETE BARIŞÇIL DIŞ POLTİKA ÇAĞRISI
Özsoy, konuşmasına muhalefete yönelik eleştirileri ile devam etti. Özsoy şu ifadeleri kullandı: “‘Muhalefetim’ diyen arkadaşlara özellikle söylüyoruz: Bakın, son beş altı yıldır Türkiye’nin bölgede, dünyada ve Türkiye içerisindeki militarist bütün politikalarının sonucunu şu an koca bir yıkım olarak çekiyoruz, yaşıyoruz, ekonomik olarak da çökmüşüz. Dolayısıyla, muhalefete söyleyeceğimiz şu: Lütfen, bu agresif, militarist politikalara karşı barışçıl dış politikayı hâkim kılmak için daha fazla tefekkür edelim, daha fazla risk alalım çünkü savaşın, silahın hiç kimseye faydası yok. Buraya olmadığı gibi Afrika halklarına da olmayacaktır.”
‘SURİYE HÜKÜMETİYLE GÖRÜŞÜLMELİ’
Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına söz alan Ahmet Ünal Çeviköz de iktidarın İdlib politikalarına yönelik eleştirilerini sıraladı. Çeviköz, “İdlib’e olası bir operasyonun ülkemiz açısından çok ciddi sonuçları olması muhtemel. Böyle bir durumda askerlerimizin ve sınırlarımızın güvenliği elbette öncelikli hedefimiz olmalı. Şimdi, İdlib konusunda iktidar olası bir göç akınını önlemek için statükoyu koruma isteğiyle askerlerimizi İdlib’de bulundurduğunu söyleyecektir. Ama ülkemize Afganistan’dan akın akın gelen göçmenlere karşı aylarca herhangi bir önlem de alınmamıştır. İdlib özelinde Suriye sorununun çözümü konusunda yapılması gereken bellidir. Suriye’nin mevcut Hükûmetiyle görüşmenin zamanı artık gelmiştir” dedi.
Çeviköz, sözlerini şöyle sonlandırdı: “AKP iktidarının ülkemizi yalnızlaştıran politikaları Türkiye’ye karşı kurulan ittifakların da bu şekilde genişlemesine yol açıyor. Türkiye, yeniden komşularıyla iyi ilişkileri olan bölgesinde ve dünyada yeniden itibarlı bir ülke yapacak politikalar uygulanmadıkça bu tür ittifaklar ve bu tür gelişmeler artacak ve Türkiye’nin kuşatılması da devam edecektir. Onun için ülkemizin dış politika önceliklerinin de iyi belirlenmesi gerekir. Bizim dış politika vizyonumuz böyledir, iktidara da bu vizyonu en kısa zamanda benimsemesini tavsiye ediyoruz.”
Tezkere HDP dışındaki muhalefetin de desteğiyle kabul edildi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***