Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin ABD’den savaş uçağı talebiyle ilgili olarak, “Birinci tercihimiz, hakkımız olan F-35’leri almaktır” dedi.
Milliyet gazetesinden Aslıhan Altay Karataş’ın sorularını yanıtlayan Kalın, “ABD ile bu kriz aşılırsa Türkiye tekrar programa girer, oradaki F-35’lerimizi alırız; çözülmezse alternatif arayışlarımıza devam ederiz” dedi.
Kalın, “Ödediğimiz para karşılığında mevcut F-16 filomuzun genişletilmesi ve elimizdeki F-16’ların modernizasyonu bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Mesele daha yeni şekilleniyor” diye konuştu.
“F-16 eski teknoloji” eleştirisine de katılmadığını belirten Kalın, halen F-16’ların Türkiye’nin ve NATO hava gücünün önemli bir bölümünü oluşturduğunu ve bir müddet daha bu işlevi görmeye devam edeceğini söyledi.
“Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması tamamen hukuk dışı ve haksız bir uygulama. Sadece Türkiye açısından değil, F-35 programı açısından da yanlış ve maliyetli bir karar. Umarım bu hatadan en kısa zamanda geri dönerler, ama geri dönmemeleri halinde bizim o projeye 1.4 milyar dolar ödediğimiz bir bütçe var. Bu bizim paramız, bunun doğru kullanılması için alternatifler neler olabilir? Eğer F-35 meselesi yakın vadede çözülmeyecekse, o zaman alternatiflere bakmamız gayet doğaldır. Türkiye savunma sanayi alanında alternatifsiz değildir. İhtiyacı olan ürünleri müttefiklerinden ve dünya pazarlarından alma yoluna gidebilir. En önemlisi ise bu süreçte yerli ve milli imkan ve kabiliyetlerimizi geliştirmemizdir ki, Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu sayesinde son on yılda bu alanda muazzam mesafeler aldık ve adeta bir kuantum sıçraması yaşadık. Bu ivmeyi muhafaza ederek savunma sanayi alanında daha çok adımlar atacağız.”
‘Biden’ın Kongre’ye gönderdiği mektubun bizim açımızdan bağlayıcılığı yok’
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Başkanı Joe Biden’ın Amerikan Kongresi’ne gönderdiği mektupta “temelsiz ve talihsiz” ifadeler olduğunu belirtti.
İbrahim Kalın, “Türkiye’nin Suriye’de yaptığı askeri operasyonlar meşru müdafaa hakkı çerçevesinde yapılan müdahalelerdir” dedi.
Kalın, “Trump döneminde kullanılan dilin hemen hemen aynısını orada da tekrar etmişler. Bizim açımızdan bunun bir bağlayıcılığı yok, çok bir önemi de yok açıkçası. Çünkü biz kendi ulusal güvenliğimizi, sınır güvenliğimizi, Suriye’nin barış ve istikrarını sağlamak için atmamız gereken adımları egemen bir ülke olarak kendimiz kararlaştırıp atarız” diye konuştu.
“ABD’yle İlişkilerimizi darboğaza sokan iki tane temel konu var. Birincisi FETÖ terör örgütünün Amerika’daki mevcudiyeti ve buna karşı herhangi bir ciddi adım atılmamış olması, ikincisi ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği desteğin devam etmesi. Buna ilave olarak S-400 meselesinden dolayı uygulanan CAATSA yaptırımları ve Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması var. Stratejik öncelikler doğru belirlenirse, Amerikan yönetiminin atması gereken adımlar bellidir. FETÖ’ye karşı kararlı adımlar atılması, onların oradaki Türkiye aleyhine faaliyetlerine son verilmesi, ayrıca PYD/YPG’ye verdikleri desteği sonlandırmaları. Son tahlilde bunları da biz müzakere ederek, konuşarak çözeceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***