YORUM | MAHMUT AKPINAR
Türkiye’den bir dostumla muhabbet ettim. Öğretmen iken KHK ile atıldı, şimdilerde taksicilikle meşgul. Bu arada doktorasını bitirmek üzere, kendini geliştirmeye de devam ediyor. “Havalar nasıl?” diye sorduğumda aldığım cevap ülke adına umut vericiydi. Malumunuz taksiciler hayatın, sokağın, siyasetin nabzını en iyi tutabilen meslek erbabı.
Ahbabım 1-2 yıldır, ama münhasıran son 6 ayda havaların baya değiştiğini söyledi. 15 Temmuz’u müteakip tutuklanıp hapse atılan arkadaşım iki yıl kadar hapis yattıktan sonra çıkıp taksiciliğe başlıyor. Anlattıkları şöyle: “Başlarda durakta her daim ATV açık olur, havuz medya okunur, Erdoğan’a güzellemeler yapılırdı. Eğitim seviyesi ilkokul-ortaokul olan şoförlerin ağzından ‘FETÖ’ ve küfür eksik olmazdı. Şimdilerde havuz TV’lerinden birisi açılsa oy birliğiyle kapattırılıyor. Artık şoförlerin dilinden ‘FETÖ’ lafını duymuyorum. Erdoğan’ın, AKP’nin adı anıldığında avurtları şişiyor, ama ağzı açılmamış küfürleri geri yutuyorlar. Arada kaçıranlar da oluyor elbette. Başlarda bana ‘kandırılmış zavallı terörist’ olarak bakıyorlardı. Şimdilerde herkesin konuşması, tavrı değişti. Bana ve benim gibi iktidar mazlumu kimselere oluşan saygıyı, takdiri gözlerinden görebiliyorum.”
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Keza son yıllarda pek çok KHK’lıdan, Cemaat mensubundan duyuyoruz. “Yıllarca bana ‘terörist’ muamelesi yapan, konuşmayan arkadaşlarım, yakınlarım mahcubiyet içinde tekrar irtibat kurmak istiyor. Bakışlar, kanaatler değişti,” diyenler artıyor.
Bunlar sokaktan, hayatın içinden önemli göstergeler. Ama ülkede dengelerin değiştiğini gösteren en önemli ibre bürokrasi ve bürokratların tavrıdır. Onlar iktidarla iç içe oldukları, olayları içten ve bizzat gözlemledikleri için güç değişimini tespitte kolay yanılmazlar. Eğer bürokratlar yapılan yasadışı, problemli işlerle ilgili dosyalar biriktiriyorsa, muhalefete ve medyaya iktidarın kirli ve yolsuz işleriyle ilgili bilgi akışında artış varsa bunun sebebi öngörülen değişimdir. Bürokratlar korku duvarını aşmışlar ve iktidarın gideceğine kanaat getirmişler demektir. Pek çok muhalefet lideri de ifade etti ki kendilerine iktidar aleyhine dosyalar, dokümanlar yağıyor. Ayrıca bürokratlar gidişin mukadder olduğunu görürlerse hükümetin taleplerini sürüncemede bırakır, işleri yavaşlatır, pasif direnişle iktidarın altını oyar.
Son dönemde AYM, idare mahkemeleri, Danıştay ucundan kıyısından hukuki kararlar vermeye başladı. Militan yargıçlar hukuksuz tutuklamalarla gözdağı vermeye devam ediyorlar. Ama onları da devranın döneceği, kararlarından dolayı kendilerine hesap sorulacağı noktasında korku sarmış durumda. Her dönem kurulu düzenin yanında duran, laikçi Kemalist zihniyetin payandası olan TÜSİAD son 7-8 yıldır belki korkudan, belki beklentiden Erdoğan’ın sadık bendesi haline gelmişti. Son zamanlarda TÜSİAD yönetiminde bile kıpırdanma var. AKP içinden de homurtular yükseliyor ama korkudan bunu kamuya açık dile getirmiyorlar. Görünür alanlarda militanlık yapan AKP’li siyasetçi ve bürokratların örtülü mekanlarda kendilerini dışta tutma çabaları gözlemleniyor. Bu değişimde AKP’nin kibri, hataları ve başarısızlıklar yanında muhalefetin gündemi domine etmesinin, muhalif 6 siyasi partinin işbirliği yapıp deklarasyonlar yayınlamasının etkisi büyük. Öte yandan yurt dışında yeni ve bağımsız bir medya oluştu. İnsanlar artık havuza mahkum değil. Haberleri, olayları rahatlıkla yurt dışında oluşan yeni diaspora medyasından ve sosyal medyadan kontrol edebiliyorlar.
Bürokrasi turnusol gibidir. Sahici ve temel değişiklikleri oradan gözlerseniz yanılmazsınız. Zira iktidarlar yolcudur, onlar hancı. Onlar isabetli kestirimlerde bulunur, iyi koku alırlar. Gidici iktidarlara prim vermezler. Gelecek olana uygun davranışlar geliştirir, kendilerini sonraki iktidara hazırlarlar.
Ankara’dan Avrupa’ya görev gereği seyahate gelen bir bürokrat, arkadaşıma anlatıyor: “2010’larda 2 yıllığına yurt dışı göreve gitmiştim. Döndüğümde bende şaşkınlık oluşturan bir değişime şahit oldum. Kamu kurumlarında herkes birbirine ‘selamün aleyküm’ diyordu ve dini kavramların kullanımında patlama vardı. Ama son 3-4 aylık dönemde tekrar keskin bir değişim yaşanıyor. Artık bürokraside ‘selamün aleyküm’ün yerini ‘günaydın’ aldı. Kurumlarda ‘günaydın’, ‘iyi günler’ şeklinde seküler selamlaşmalara herkes geri döndü”.
Bürokrasideki bu keskin değişim iktidarın gitmesi için ümit verici olsa da, adil, etkin, eşitlikçi ve tarafsız kamu hizmeti vermesi gereken bürokrasimizin acınası halini gösteriyor. Kısa sürede güce göre nasıl şekil değiştirebildiğini ortaya koyuyor. Keşke memurlar, bürokratlar güce, iktidara, konjonktüre göre değil, yasalara göre şekil alsa, kamu çıkarını gözetse ve hukuka uygun davransalar. Bu olmadığı için güçlü iktidarlar onları istismar edip otoriterleşebiliyor, hukuksuzluklara, kıyımlara, zulümlere tevessül edebiliyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***