ABD Başkanı Biden, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri eylemlerinin ABD’nin güvenliği ve IŞİD’le mücadeleye tehdit oluşturduğunu belirtirken YPG’den “ABD Suriye’den çekilmeyecek” açıklaması geldi.
ABD Başkan Joe Biden, Suriye hakkındaki ulusal acil durum halini bir yıl daha uzattı. Biden’ın, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’ye gönderdiği ve kararın gerekçesini anlattığı mektupta Türkiye detayı dikkat çekti.
Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayımlanan mektupta Biden, Suriye ile ilgili acil durumun 14 Ekim 2021’den sonra da devam etmesine karar verdiğini kaydederek, “Suriye’deki ve Suriye’ye ilişkin durum, özellikle de Türkiye hükümetinin Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri taarruz düzenleme yönündeki eylemleri, IŞİD’i yenilgiye uğratma çabasına zarar veriyor, sivilleri tehlikeye atıyor, ve bunun ötesinde bölgede barış, güvenlik ve istikrarı zedeleme tehdidi barındırıyor, ve ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
YPG’li yönetici: ABD Suriye’de kalacak
Öte yandan Türkiye’de terör örgütü olarak kabul edilen Suriye Halk Savunma Birliklerinin (YPG) siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Konseyi’nin üst düzey yöneticilerinden İlham Ahmed ABD’nin IŞİD ile mücadele kapsamında Suriye’de kalacağını söyledi.
Washington’da Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon yetkilileri ile temasları sonrasında gazetecilere açıklama yapan Ahmed, “IŞİD’i yok etmek için ne gerekiyorsa yapacaklarını ve kuzeydoğu Suriye’de altyapıyı inşa edeceklerini söylediler” dedi. Ahmed, ABD’nin altyapı inşası ve siyasi uzlaşma zemini bulma konusunda bir oyuncu olmaya devam edeceğini ve ABD’nin Kürtlere net bir taahhütte bulunduğunu söyledi.
“Bu sefer çok netlerdi”
“Suriye’de kalacaklarını ve çekilmeyeceklerini, IŞİD ile savaşmaya devam edeceklerini söylediler” diyen Ahmed, “Trump yönetimi altında ve Afganistan’dan çekilme sürecinde net değillerdi ama bu sefer çok netlerdi” ifadelerini kullandı.
Ahmed, uluslararası yardımların bölgeye sokulması için Irak ile Suriye arasındaki El Yarıbiye sınır kapısının açılması konusunda ABD’den yardım istediklerini de sözlerine ekledi.
Halk Savunma Birlikleri (YPG), 2003’te PKK’nın Suriye kolu olarak kurulan Suriye Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) askeri kanadı konumunda. 2011’de kurulan YPG, ABD’nin Suriye’de IŞİD’e karşı mücadelede en önemli müttefiki konumundaydı. YPG, IŞİD’le mücadele amacıyla kurulan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) omurgasını oluşturuyor.
ABD dış politikasının Hint-Pasifik bölgesine odaklanması, ABD öncülüğündeki Batılı güçlerin Afganistan’dan çekilmesiyle ülkede Taliban’ın yönetimi ele geçirmesi ve takip eden kaos ortamı, yeni Başkan Joe Biden’ın Ortadoğu’daki müttefikleri yalnız bırakıp bırakmayacağı sorularının sorulmasına yol açmıştı.
Ahmed ABD desteği konusunda umutlu olup olmadığı yönündeki soruyu ise “Kısa vadede çok bir şey olacağını zannetmiyoruz. ABD’nin Suriye’de siyasi uzlaşma konusunda daha aktif bir rol oynamasını umut ediyoruz ve bunu yapmaları da gerekiyor” şeklinde yanıtladı.
Geçen ay Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile de bir araya gelen Ahmed, Kürtlerin Suriye’deki “ana oyuncu” Rusya ile de görüştüğünü ve İran ile de diyaloğa açık olduğunu belirtti. Kürtler Şam yönetimi ile de siyasi bir uzlaşma için görüşmeler yürütüyor.
Türkiye ile ilişkiler
AB’nin YPG’ye verdiği destek iki ülke arasında gerginlik yaratan konuların başında geliyor. AB ve ABD, PKK’yı terör örgütü olarak tanımasına rağmen PYD ya da YPG ile ilgili olarak bu tür bir karar alınmış değil. Türkiye ise PYD ve YPG’nin hala PKK’nın Suriye kolu olma özelliğini sürdürdüğünü vurgulayarak her ikisini de terör örgütü olarak kabul ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurul görüşmeleri için bulunduğu New York’ta Amerikan CBS televizyon kanalına verdiği mülakatta ABD yönetimine sert eleştirilerde bulunmuştu.
Erdoğan, “Suriye’deki 900 ABD askerinin kalmasını mı yoksa gitmesini mi istiyorsunuz?” sorusu üzerine de, “Tabii ki benim burada tasarrufum olursa Suriye’den çıkmalarıdır, Irak’tan çıkmalarıdır. Afganistan’dan çıktıkları gibi çıkmalarıdır. Çünkü eğer dünyada biz barışa hizmet etmeyi istiyorsak barış için o bölgelerde kalmanın hiçbir anlamı yok. Bırakalım o bölge halkı, o bölgedeki yönetim kararını kendisi versin” diye konuşmuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***