Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından Antalya’daki Adalet Vakfı Tesisleri’nde gerçekleştirilen Ceza İnfaz Kurumları 10. Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda, terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadele edildiğini kaydetti.
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde hayatını kaybeden polislere rahmet, ailelerine sabırlar dileyen Gül, “Milletin huzuruna kastedemeyecek bir hale gelinceye kadar terörle mücadelemizi başarılı ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Ülkemizin yanı başında bir terör devletine, terör koridoruna da asla izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Cumhuriyet’in 100. yılına girmeye hazırlandıklarını ifade eden Gül, bir yandan yeni çağa hazırlanırken bir yandan da Türkiye’yi daha ileriye taşıyacak yenilikleri sürdürdüklerini belirtti.
Bu süreçte ceza infaz ve denetimli serbestlik sürecinin iyileştirilmesi ve standartlarının yükseltilmesinin en önemli hedeflerinden olduğunu vurgulayan Gül, şöyle devam etti:
“Ceza infaz sürecinin konusu da öznesi de insandır. Ceza ve adalet sürecinin en önemli aşamalarından birisi infaz aşaması. Çünkü infaz sahası bütün ceza sistemimizin hukuk hasılasını ortaya çıkartan bir süreç. İnsan onurunu gözeten, suçu ne olursa olsun hükümlüye insanca muameleden asla taviz vermeyen bir anlayışın sürdürülmesi temel beklentimiz”
“Bütün reformların temelinde insanı merkeze alıyoruz”
Ceza infaz kurumlarının gerek ulusal gerek uluslararası her türlü kurumun haberli ya da habersiz denetimine açık olduğunu aktaran Gül, bu öz güvene sahip olduklarını, hükümlü ve tutukluların hakları ile cezaevi şeffaflığına önem verdiklerini kaydetti.
Çalışmalarında “insani yaşat ki devlet yaşasın” anlayışını rehber edindiklerini anlatan Gül, şunları söyledi:
“Devletin yaşaması insanı yaşatmakla, insanı onuruyla yaşatmakla olur. Devletin temeli adalet, adaletin temeli de insandır, insan onurudur, haysiyetidir. Bu sebeple temel vazifemiz insana dokunmak ve insanı kazanmak olarak özetlenebilir. Bütün reformların temelinde insanı merkeze alıyoruz. Bu hassasiyet temelinde son 19 yılda çok önemli bir zihniyet değişimi içerisine girdik. Hukuk devletinin kurallarıyla, kurumlarıyla işlemesi için önemli gelişmeler aldık. Bunların en başında sağlık hakkı gelmektedir. Hasta, tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarını iyileştirecek önlemlerin alınması devletin görevi, tutuklu ve hükümlülerin de hakkıdır”
“Çocuklara özel hassasiyet göstermeye devam etmenizi bekliyorum”
Kütüphanelerin varlığının hükümlülerin topluma kazandırılmasında fayda sağladığına işaret eden Gül, “Hükümlü dış dünya ile ne kadar yeterli bağ kurabilirse o kadar topluma entegre olma noktasında başarılıdır. Buralarda kalan çocuklara da özel hassasiyet göstermeye devam etmenizi bekliyorum. Bu çocuklar da ‘Ben bir yanlış yaptım ama devletim elimden tuttu. Bu yanlışa bir daha düşmeyeceğim’ diye bakabilmesi lazım. O çocukların elinden tuttukça devlete, millete, topluma ve kendisine olan güveni artacaktır” ifadelerini kullandı.
“Son 3 yılda 11 bine yakın hükümlü okuma yazmayı ceza infaz kurumlarında öğrendi”
Orman yangınlarına karşı eğitimli hükümlülerle mücadele edeceklerine dikkati çeken Gül, şu bilgileri verdi:
“45 bin 178 hükümlü ve tutuklu da eğitim programlarına devam etmekte. Bunun büyük bölümünü açık lise öğrencileri oluşturuyor. Son 3 yılda 11 bine yakın hükümlü okuma yazmayı ceza infaz kurumlarında öğrendi. Meslek edindirme, topluma kazandırma yolunda da çok önemli çalışmaları sürdürüyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile İnsan Hakları Eylem Planı, daha güçlü ve özgür bir birey ile güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye’ye ulaşmamız için temel hedeflerimizden biri. Hükümlülere kendi dini bayramlarında açık görüş ve görüntülü görüşme gibi ilave haklar getirildi. Çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda çocukların ziyaretçi görüşlerinin açık usul yapılması, aile görüşmesi yapma imkanı gibi düzenlemeler yapıldı. Ziyaret saatleri 1 saatten 1,5 saate, çocuk hükümlülerin ziyaret saatleri ise az 1 en fazla 3 saat olarak belirlendi. Mazeret izinlerinin kapsamını genişledi ve 1’den 2’ye çıkarıldı”
Sözleşmeli personelin kadroya geçmesinin de en yakın zamanda neticeye ulaşacağına değinen Gül, infaz koruma memurlarının özlük haklarını iyileştirilmesi için de çalışmaları sürdüreceklerini anlattı.
Gül, daha önce “gardiyanlık” olarak bilinen infaz koruma memurluğunun yapılan düzenlemeler ile önemli bir meslek haline geldiğine dikkati çekti.
“İnsan odaklı infaz sistemi uygulanıyor”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç da bünyelerindeki 396 ceza infaz kurumunun, 144 denetimli serbestlik müdürlüğü ile 70 bin 393 personel ile çağdaş bir infaz sisteminin gerekliliğini yerine getirme sorumluluğunda olduklarını söyledi.
Ceza infaz kurumlarında farklı ülkelerden hükümlü ve tutukluların olduğunu, bu konuda en küçük ayrım yapmadan insan odaklı infaz sistemi uyguladıklarını belirten Alkaç, “Sistematik işkence, kötü muamele gibi insan onuruyla bağdaşmayan davranışları gerek ulusal gerek uluslararası platformlarda muhatap olmadığımız konular olarak gündemimizden çıktı” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***