Gazeteci İsmail Saymaz, DEVA Partisi’nin İstanbul Esenyurt ilçe binasının açılışına katıldığı izlenimlerini ve Babacan’a sorduğu soruların cevaplarını halktv.com.tr’deki yazısında aktardı. Esenyurt’ta, alışılagelmiş sağ parti kitlesi ve etkinliğinden farklı bir manzarayla karşılaştığı kaydeden Saymaz, açılışta Kürtçe ve Türkçe şarkılar eşliğinde halay çekildiğini, ayrıca sözleri şair Nazım Hikmet’e ve bestesi Zülfü Livaneli’ye ait olan ‘Karlı Kayın Ormanı’ adlı şarkısının da okunduğunu kaydederek, “Sanki sol bir partinin şenliğindeydik” dedi.
Babacan’ın açılıştan sonra sorularını yanıtladığını ve AKP iktidarı için de “Maç çoktan bitti, uzatma dakikaları var. Uzatmaları dört dakika daha uzattırabilir miyiz; bunun çabası içindeler. Beyhude çaba” dediğini aktaran Saymaz, Erdoğan’ın başkanlık sisteminden vazgeçmesi halinde işbirliği yapıp yapmayacaklarına ilişkin soruya da Babacan’ın, “Sadece sistem değişikliği yetmez. Topyekün iktidar değişikliği olması lazım” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.
Saymaz’ın yazısında aktardığı bazı sorular ve Babacan’ın cevapları şu şekilde:
‘MAÇ ÇOKTAN BİTTİ, UZATMA DAKİKALARI VAR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketler açmak hayat pahalılığını çözer mi?
Daha önce tanzim satış mağazalarını devreye soktular. Ne oldu? Bir tane kaldı mı? Sonuç koca bir sıfır. Yine işe yaramayacak. Fiyatları regüle etmek (ayarlamak) için 500-1000 şubeyle bu iş olmaz. Fiyatları aşağıya çekme gayreti varsa Tarım Kredi Kooperatifi mağazalarına zarar ettirmeleri lazım. Piyasanın yüzde 10-20 altında sattıracak ki regüle etsin. Ona da mal yetişmez. Zaten uzatma dakikaları şu anda. Maç çoktan bitti, uzatma dakikaları var. Uzatmaları dört dakika daha uzattırabilir miyiz; bunun çabası içindeler. Beyhude bir çaba. Asla sonuç vermez.
Cumhurbaşkanı ABD’de benzinin tükendiğini, Almanya ve Fransa’da kuyruklar olduğunu iddia etti. Gerçekten böyle mi düşünüyor?
Buna ‘uydurulmuş gerçeklik’ diyoruz. Biliyor da farklı konuşuyorsa uydurmuş oluyor. Bilmiyorsa, hayal alemindeyse ‘paralel dünya’ diyebiliriz. İkisi de muhtemel. Bütün yetki ve kararlar tek kişide biriktiği anda gerçeklerden kopmak mukkadderdir. O kadar bilgiye ulaşması, konuların derinine inmesi, meseleyi anlaması ve doğru karar vermesi kolay değil. Birileri böyle şeyler anlatıyor, o da inanıyor olabilir.
‘CUMHUR İTTİFAKI’NDA YER ALMAYIZ. ONLAR BAŞKANLIK SİSTEMİ İSTİYOR’
Millet İttifakı’na dahil olacak mısınız?
Bugün için bir kararımız yok. İleride olabilir de olmayabilir de. Parlementer sistemde diyelim uzalaştık. Geçiş süreci nasıl işleyecek? İttifakı o çalışmaların seyri belli eder.
İki ittifaka eşit mesafede misiniz?
Cumhur İttifakı’nda yer almayız. Onlar başkanlık sistemi istiyor.
Erdoğan kararını değiştirirse?
Sert bir ‘U’ dönüşü yapması lazım. Yapar mı? Yapabilir. Onun için bizler ne diyoruz? Sadece sistem değişikliği yetmez. Ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım. Topyekün bir iktidar değişikliği lazım. Hayırlı olsun’a geldiklerinde bu riski Kılıçdaroğlu ve Akşener’e söyledim. “Erdoğan bakıyor ki parlamenter sistem kazanıyor. ‘Niye 50+1 peşinde koşalım? Gelin, parlamenter sistemi konuşalım’ diyebilir. Böyle bir ihtimale hazır olalım.” (dedim.)
2018’den önceki dönemi düşünelim. Parlementer sistem varken Tayyip Bey’in isteyip yapamadığı bir şey var mıydı?
Meclis’e talimat verip çıkartamayacağı kanun var mıydı? Eski sistemde başkanlık sistemini defacto yürütüyordu. Anayasa dğeişikliğiyle, yaptığına hukuk kılıfı geçirildi. Hukuk kılıfına uyuyor mu? Canı istemezse gene uymuyor. Sistem değişmeli, ama bu iktidar mutlaka değişmeli. Çünkü bu şekilde yönetmeye alışmış, bürokrasiyi kendisine sadık insanlarla donatmış bir zihniyet var. İstediğiniz kadar sistemin adını değiştirin, şeklini değiştirin, adam aynı adam, kadro aynı kadro.
‘KİMSEYLE KONUŞMAKTAN ÇEKİNMEYİZ’
Kürt sorununda çözümü kastederek, şöyle dediniz: “Sorun varsa ilgili herkes ile görüşülmesi gerektiğini biliyoruz” dediniz. ‘İlgili herkes’ derken kimleri kastediyorsunuz?
Kim varsa. Adres olarak meşru demokratik siyaset zeminini işaret ettim. Bu zeminde siyasi partiler var. Siyasi parti olmayan aktörler, bu işe kafa yormuş kuruluşlar, dernekler, düşünce kuruluşları ve düşünürler var. Herkesle konuşuruz. Kimseyle konuşmaktan çekinmeyiz.
‘MEŞRU SİYASET ZEMİNİNDE KIRMIZI ÇİZGİ YOK’
Kırmızı çizginiz var mı?
Meşru siyaset zemininde kırmızı çizgi yok.
PKK ve İmralı’yı hariç tutuyorsunuz.
Kürt sorunu ile PKK’yı aynı torbaya koyduğumuzda iş yürümüyor. Çözüm Süreci ile ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekirse en önemli konu, vatandaşların temel hakları ile terör örgütünün yaptıklarını ve yapmayacaklarını aynı müzakere masasında al-ver meselesi haline getirmekti.
Bu hataydı.
Bu hataydı tabi. Olmadı, yürümedi. Terör örgütüyle mücadeleyi ayırmamız gerekiyor. Tabi ki, elinde silah varsa, sizin de elinizde silah olacak. Ama diplomasi önemli. Siyasi diyalog önemli. Bölgeyle diyalog önemli. PKK sadece Türkiye’de yok ki. İran, Irak ve Suriye’de var. Bu ülkelerle görüşüyor olmak lazım. Her ne ise iddiaları, iddialarının varlık sebebi neyse ortadan kaldırmak lazım.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***