ANKARA – AKP-MHP’nin sistemi değiştirerek seçim kazanmayı planladığını dile getiren HDP Seçim İşleri Komisyonu Eş Sözcüsü Mehmet Rüştü Tiryaki, muhalefetin buna karşı daha cesur birlikteliğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yürütülen yeni seçim yasası çalışmaları kapsamında halen yüzde 10 olan seçim barajının, yüzde 7 olarak netleştiğini duyurdu. Hemen ardından Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim barajına dair “yüzde 7 olarak tescillendiği” açıklamasında bulundu. Cumhur İttifakı ortakları seçim barajını yüzde 7 olarak açıklarken, Seçim ve Siyasi Partiler Yasası’nın diğer maddelerinde nasıl bir değişiklik planlandığı belirsizliğini koruyor. Seçim barajıyla ilgili yapılan açıklamaların ardından Ankara kulislerinde AKP’nin istediği “daraltılmış bölge” ile MHP’nin önerdiği “ittifak içi baraj” tartışmalarının da rafa kalktığı yorumları yapıldı.
Seçim barajına daha önce “beka” gözüyle bakan MHP’nin nasıl ikna edildiği ve hangi hesaplar yaptığı ise Ekim ayında Meclis’e getirilecek yasa teklifiyle ortaya çıkacak. Muhalefet kanadında seçim barajının MHP’nin düşen oylarına karşı düşürüldüğü yorumları yapılırken, kulislerde olası seçimlerde Cumhur İttifakı’nda yer alan AKP ve MHP’nin ayrı ayrı seçimlere gireceği de konuşuluyor.
MHP’DE YAŞANAN DÜŞÜŞ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Seçim İşleri Komisyonu Eş Sözcüsü Mehmet Rüştü Tiryaki, Cumhur İttifakı’nın seçim barajıyla ilgili açıklamalarının Türkiye’nin demokratikleşmesine yönelik olmadığını belirtti. Seçim barajının düşürülmesinin nedeninin MHP’de yaşanan oy düşüşü olduğunu ifade eden Tiryaki, “Aslında buna ihtiyaçları yok. Çünkü siyasi parti ve seçim yasalarında yapılan değişiklikten sonra ittifak partilerinden herhangi birinin yüzde 10 seçim barajını aşması ya da iki partinin toplam oy oranının seçim barajını aşması yeterli oluyor. Buna rağmen barajı yüzde 7’ye düşürmelerinin amacı, biraz MHP’nin önünü açmaya yöneliktir” dedi.
AKP-MHP bloğunun olası bir seçimlere ayrı ayrı girme ihtimallerinin bu hamleyle daha yüksek bir olasılık haline geldiğine dikkati çeken Tiryaki, bunun birinci sebebinin Cumhur İttifakı’nın kurulduğu gün kadar güçlü olmaması, diğer nedenin ise Kürt seçmenler olduğunu söyledi.
BARAJ SIFIRLANMALI
HDP olarak seçim barajlarının sıfırlanmasından taraf olduklarını sözlerine ekleyen Tiryaki, “Gerçekten Türkiye’de seçimlerin demokratikleşmesi isteniyorsa, daraltılmış bölge, dar bölge tartışmalarını bırakıp, Türkiye’nin tamamını bir seçim bölgesi haline getirip, yüzde bir oy alan partinin bile temsiliyetini sağlamak gerekir. Eğer gerçekten demokratik bir seçim yarışı savunuluyorsa, bunu yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
AKP KAYBETTİ
Seçim barajı tartışmalarının AKP-MHP’nin getirmek istediği düzenlemelerin kamufle etmeye yönelik olduğunu dile getiren Tiryaki, şöyle devam etti: “Sanki bir yılı aşkın bir süredir seçim yasalarında değişikliğe yönelik hiçbir tartışma yürütülmüyormuş da sadece seçim barajının yüzde 7’ye mi 5’e mi düşürelim tartışması olduğu algısı yaratılıyor. Oysa AKP, 7 Haziran 2015’te tek başına iktidar olma şansını kaybetti. Bu yüzden ittifakla Meclis çoğunluğunu kazandı. İttifakla seçimleri kazanabildi. Önce tek başına, şimdi de ittifak olarak iktidarı kaybetti. Önümüzdeki seçimlerde seçim sistemini değiştirerek, seçimi kazanmanın hesabını yapıyor. Ekim ayında Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nda da ciddi değişiklikler içeren teklif Meclis’e gelecek ancak Türkiye demokrasisine katkısı olmayacak. AKP- MHP kaybedecekleri seçimin sistemini değiştirerek, kendilerine kazandıracak bir değişikliğin kapısını açmaya çalışacaklar.”
Kağıt üzerindeki değişikliklerin her zaman istenen sonucu vermeyeceğini kaydeden Tiryaki, AKP-MHP’nin hesaplarının yanı sıra muhalefet partilerinin de kendi politik hesapları olduğuna işaret etti.
2015 ÖNCESİ DÜZENLEMELER
İktidara seslenen Tiryaki, “Gerçekten iyi bir şey yapmak istiyorlarsa, muhalefet partileriyle bu yasayı oturup, konuşmanın imkânı var. Nitekim 2015’ten önce AKP, MHP, HDP ve CHP’nin desteklediği seçim mevzuatına yönelik düzenlemeler vardı. Bu düzenlemeler getirildiği takdirde, muhalefette destek verir. Ama oyunun kurallarını değiştiren, seçimi kazanmak için hile anlamına gelen düzenlemeler ne AKP-MHP’ye ne de ülke demokrasisine bir faydası olur” diye belirtti.
ANTİDEMOKRATİK SEÇİM!
Ekim ayında gelecek Siyasi Parti ve Seçim Kanunu’ndaki değişikliklere ilişkin yasa tekliflerine dair de Tiryaki, öngörülerini şöyle sıraladı: “Bu teklif içerisinde bugüne kadar tartıştıkları pek çok konu var. İlçe Seçim Kurulu hakimlerinin kıdeme göre değil de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından belirlenmesi, daraltılmış seçim bölgelerini daha da daraltmaya yönelik girişimler, milletvekillerinin istifa ederek, başka bir partiye geçmesini engellemek vb. düzenlemeler yapacaklar. Meclis’te grubu olan siyasi partiler, örgütlenme yeterliliğini sağlamasa bile seçime girebiliyorlar. Bunu da ortadan kaldıracaklar. Olağanüstü Hal (OHAL) koşulları devam ediyor. Valiler ve kaymakamlar her türlü etkinlikleri yasaklayabiliyorlar. OHAL koşullarında 2022 Kasım’ında mı yoksa 2023 Kasım’ında antidemokratik koşullarda bir seçim bizi bekliyor.”
CESARET ZEMİNİ ŞART
Düşürülen seçim barajının HDP’yi olumsuz yönde etkilemesinin mümkün olmadığını vurgulayan Tiryaki, bu düzenlemenin daha çok Millet İttifakı’nı parçalamaya yönelik olduğuna dikkat çekti. İktidarın hamlelerine karşı muhalefete de sorumluluk düştüğünün altını çizen Tiryaki, “Muhalefetin buna karşı biraz daha cesur davranması ve en geniş birliktelik için diyalog zeminini oluşturması gerekir. Muhalefet geçmiş yıllara göre daha güçlü, nitekim 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinde bunu gördük. Muhalefetin birbirine yakınlaşması ve diyalog zeminini geliştirmesi, iktidarın politikalarını boşa çıkacaktır” diye ekledi.
SİYASETTE TEHDİT DİLİ
Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz’ın MHP Genel Başkan Yardımcısı tarafından tehdit edilmesini eleştiren Tiryaki, siyasette artan tehdit diline dair de şunları söyledi: “İktidar sadece antidemokratik düzenlemelerle yetinmiyor. Muhaliflere ya da sadece iktidarın hoşuna gitmeyen anket yayınlayanlara karşı fiziksel saldırıya ve şiddete varan müdahaleler söz konusu. Ülke bir şiddet sarmalına doğrudan sürüklendiği anlaşılıyor. Saldırıların hiçbiri bizi yıldıramayacak. Muhalefet partilerinin buna en sert şekilde tepki göstermesi gerekir. Şiddet ve nefret dilinin sonlandırılması, tehditlere pabuç bırakılmaması için muhalefetin bir araya gelerek, güçlü ses vermesi gerekir.”
MA / Berivan Altan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***