HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ
TÜİK’in ‘ekonominin yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yıla göre yüzde 21,7 büyüdüğünü açıklaması, iktidar ve medyasında bayram havası esmesine neden oldu. Ancak ekonomistlere göre durum hiç de iç açıcı değil; aksine gerçeği görmek isteyenler için ileride yaşanacak sıkıntılara ilişkin çok ciddi veriler var. Bir başka gerçek ise ‘ekonomi’ büyüdükçe halkın daha da yoksullaşması… Kişi başına düşen milli gelir ilk çeyrekte 8 bin 713 dolarken, ikinci çeyrekte 8 bin 592 dolara geriledi.
Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2021 yılı ikinci çeyreğinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 arttı. Bir önceki aya göre artış ise yüzde 0,9’la sınırlı kaldı ki bu oran çok daha önemli…
Peki Türkiye ekonomisi bir yıl öncesine göre nasıl yüzde 21,7 büyüdü?
BÜYÜYEN TEK EKONOMİ TÜRKİYE DEĞİL!
Öncelikle yüzde 20’lerde büyüyen tek ekonomi Türkiye’ye ait değil. Aynı dönemde İngiltere yüzde 22.2, İspanya yüzde 19.8, Fransa 18.7, İtalya yüzde 17.3 büyüdü. Görüldüğü gibi büyüme Türkiye’ye özgü değil. Bütün dünyada pandemi sonrası toparlanmaya bağlı olarak ekonomilerde büyüme bekleniyordu.
Söz konusu büyümenin temelini ise geçtiğimiz yıl yaşanan yüzde 10 civarındaki ‘küçülme’ oluşturuyor. Kısaca ekonomi baz etkisiyle büyümüş gibi görünüyor. Aslında büyüyen bir şey yok! Şöyle söyleyelim; 2018 yılı 1. çeyreğine göre ekonomideki büyüme sadece ve sadece yüzde 10!
TEMEL ETKEN İHRAÇAT ARTIŞI
TÜİK’in açıklamasında, “Mal ve hizmet ihracatı, 2021 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 59,9, ithalatı ise yüzde 19,2 arttı.” deniliyor.
Büyümedeki temel lokomotifin ihracattaki yaklaşık yüzde 60’a varan artış olduğu görülüyor. İthalat ise yüzde 19’larla sınırlı kalmış. Bunun sebebi ise iç talepte yaşanan daralma. İç talep daralınca ithalat da azaldı. TL’nin değer kaybına karşılık kurun aşırı değerlenmesi ise ihracatı artırıyor.
İLK ÇEYREĞE GÖRE BÜYÜME SADECE YÜZDE 0,9!
İlk çeyreğe göre büyüme oranı TÜİK’e göre yüzde 0,9! Yüzde 1 bile değil ki bu çok küçük bir oran. 2021 ilk çeyrekte büyüme oranı yüzde 1,7 olarak açıklanmıştı. Baz etkisinden arındırıldığında çok ciddi bir ivme kaybı yaşandığı görülüyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Seyfettin Gürsel de bu noktaya dikkat çekiyor. Gürsel’e göre Türkiye, ‘düşük büyüme patikasına’ girmiş durumda. T24’ten Barış Soydan’ın konuğu olan Gürsel, “Türkiye ekonomisi için yüzde 5’in altında büyüme sorunların artması demektir. Üzerinde durulması gereken nokta bu.” diyor.
İHRACATIN KATKISI AZALIYOR!
Çeyrekten çeyreğe artışın temel nedeni ise özel tüketim harcamaları olarak görülüyor. Bir önceki çeyreğe göre artış oranı yüzde 1,6. Net ihracat yüzde 2,2 büyürken, ithalat yüzde 3,3 büyümüş. Kısaca, net ihracatın büyümeye pozitif katkısı sona ermiş. Üçüncü çeyrekte özel tüketim harcamalarının bu kadar yüksek bir oranda artması beklenmiyor. Dolayısıyla çeyrekten çeyreğe büyüme rakamının yüzde 1’in altında kalması muhtemel. İhracat kanadında bir kıpırdama olmazsa, durum hiç de iç açıcı değil…
GELİR ADALETSİZLİĞİ DAHA DA ARTIYOR
Verilere göre yüzde 21,7’lik ‘büyüme’ kapsayıcı olmadığı gibi enflasyonu düşürmüyor, istihdama da yaramıyor. Aksine gelir adaletsizliğinin daha da büyüdüğünü görüyoruz.
TÜİK’in açıklamasındaki, “İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 37,0 iken bu oran 2021 yılında yüzde 32,9 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 42,8’den yüzde 49,8’e yükseldi.” ifadesi de bunu doğruluyor.
Bu cümlelerin anlamı şu; milli gelirden, işgücünün aldığı pay yüzde 11 gerileyerek, yüzde 32.9’ a düşmüş… Emeğin payı daha da küçülürken, işverenin payı artmış.
VATANDAŞLAR BÜYÜMEYİ NEDEN HİSSETMİYOR?
Prof. Dr. Burak Arzova, katıldığı bir YouTube programında vatandaşların yüzde 21,7’lik büyümeyi neden hissetmediğini şöyle anlattı: “Büyümeyi neden herkes hissedemiyor? Öncelikle büyüme sektörler arasında dengeli dağılmıyor. Sanayi kesimi sürekli büyürken, hizmet sektörü pandemi sürecinde daraldı örneğin. İkinci sebep enflasyon. Bu yüksek enflasyon ücretliler üzerinde çok ciddi etki yapıyor. Ücretliler bu büyümeden pay alamadılar, aksine küçüldüler. Sermaye sahipleri ise daha da büyüdü. Bu çarpıklığı gidermek için büyük ülkelerde evde oturan çalışanlara nakit gelir desteği veriliyor. Bu eşitsizliğin derinleşmemesi için yapılıyor bu.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***