Afganistan’da Taliban’ın başkent Kabil’i ele geçirdiği 15 Ağustos günü, bazı kuaförler ve güzellik salonlarının vitrininde gelinlik giymiş kadınların olduğu afiş ve posterlerin üzeri siyaha boyandı.
Kentte çok sayıda güzellik salonu da kapatıldı. Bazıları tam hizmet vermeye devam edeceğini söylerken, bazılarıysa tamamen kapılarını kapatmak zorunda kalacağından korkuyor. Kabil’de Taliban’dan saklanarak hayatını sürdüren makyaj sanatçısı Efsun (gerçek ismi değil), güzellik sektörünün Afgan kadınlar için neden önemli olduğunu anlatıyor.
Efsun, 15 Ağustos Pazar günü saat 10.00’da güzellik salonunda beraber çalıştığı arkadaşının telefonu ile gözünü açtı. Efsun’un en mutlu hissettiği yer çalıştığı kuafördü. Saç kurutma makinesi sesi ile sohbetlerin birbirine karıştığı salonda, şampuanın ve yeni sürülmüş ojelerin birbirine karışan kokusunu duymayı seviyordu.
Telefondaki meslektaşı “Sakın bugün gelme” dedi ona. “Kapatıyoruz. Her şey bitti.”
Yatağında doğrulup telefonunun ekranını kaydırırken, arkadaşlarından ve ailesinden onlarca mesaj, sosyal medyada da yüzlerce paylaşım gördü. Taliban Kabil’e girmişti ve Batılı askeri güçler ve diplomatlar 16 gün içinde ülkeyi terk etmek zorundaydı.
Efsun, bir korku seli ile sarsıldı ve aynı anda buz kesildiğini ve midesinin bulandığını hissetti.
Kendi kendine “Her şey bitti” dedi. Artık saklanmak zorundaydı.
Efsun 20’li yaşlarının ortasında ve kendisini modern bir Afgan kadını olarak tanımlıyor.
Sosyal medyayı, sinemaya gitmeyi seviyor. Araba kullanıyor ve mesleği konusunda da tutkulu.
Efsun 90’lı yıllarda doğduğu için Taliban’ın daha önce yine yönetimi eline geçirdiği dönemi hatırlamıyor. Taliban bu dönemde ülkedeki tüm güzellik salonlarını yasaklamıştı.
Genç kadın güzellik salonları ve kuaförlerin günlük hayatın bir parçası olduğu bir Afganistan’da büyüdü. 2001’de ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin işgali ile Taliban yönetimden uzaklaştırıldıktan sonra sadece Kabil’de 200’den fazla güzellik salonu açılmıştı.
Efsun gençlik yıllarında zamanının çoğunu dergi ve sosyal medya platformlarında göz alıcı görünümlü kadınların fotoğraflarına bakarak geçiriyordu. Ailesindeki kadınlarla beraber de sık sık güzellik salonlarına gidiyordu.
Bu dünyaya dair her şeyi seviyordu. Rengarenk ojeler, makyaj sanatçılarının müşterilerinin gözlerine siyah sürme çektiği, parıltılı farlar ve rimeller sürdüğü anları izlemek onu mutlu ediyordu.
En sonunda hayallerini gerçekleştirdi ve makyaj sanatçısı oldu. Hayatta böylesine istediği başka hiçbir şey yoktu.
Kabil’deki diğer güzellik salonları gibi onun çalıştığı salonun vitrini de, zarif ve ışıltılı kadınların yüzleri ile süslenmişti.
Başkentin erkeklerin baskın olduğu sokaklarında, bu afişlerin kapladığı vitrinin ardında salona doluşan her kuşaktan kadının kendisine nasıl bir yaşam alanı kurduğunu görmek zordu.
Çoğu zaman doktorlardan gazetecilere, şarkıcılardan düğüne hazırlanan gelin adaylarına, anneleriyle beraber felekten bir gün çalmak için dışarı çıkmış kıkırdayan genç kızlara 10’dan fazla kadın içeride olurdu.
Salon hiç boş kalmıyor, hatta Ramazan ayı gibi dönemlerde günler öncesinden randevu almak gerekebiliyordu.
“Kadınları çok seviyorum. Kadınların özgür olabileceği ve parlayabileceği alanlar yaratmak için çalışmak istedim” diyen Efsun, salonda kadınların erkeklerden uzakta rahatlayabildiğini söylüyor.
Ancak Taliban’ın Kabil’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na girdiği gün, yıllarca çalışıp biriktirdiği kazanımları birden kayboldu.
Kabil’de neredeyse gece yarısı ve telefonda konuştuğumuz Efsun, korkudan kısık sesle yaşadıklarını anlatıyor. Kabil’in örgütün eline geçtiği gün evini terk edip güvenli bir eve yerleşmiş.
“Güzellik sektöründe çalışan, özellikle yaptığı çalışmalarla kamusal alanda görünür olan kadınlar, Taliban’ın hedefi” diyor.
Efsun daha sonraki günlerde Kabil’de yaşayan ve Taliban’dan korkan çok sayıda insanın güzellik salonu afişlerinin üstünü boyadığını öğrenmiş. Aralarında Taliban’ın öfkesini çekmemek ve böylece güzellik sektöründe çalışan kendi kadın arkadaşlarını korumak isteyen Efsun’un bir arkadaşı da varmış.
“Örtülmemiş yüzler, boyunların vitrinlerde olmasını kabul etmelerine imkan yok. Kadınların dikkat çekmemesi gerektiğinin dinin bir gereği olduğu konusunda hep açıklardı” diyen Efsun, Afganistan’da güzellik sektörünün sonunun geldiğine inanıyor.
Afsoon’un bir uçakla Kabil’den çıkması ve başka bir ülkeye sığınması için gereken resmi belgeleri yok.
Onun için ülkeden bir çıkış yolu da yok.
Efsun, çalıştığı salondaki arkadaşlarıyla bir mesajlaşma grubundan konuşmayı sürdürüyor. En son 24 Ağustos’ta maaşını aldı ve bunun gerisi gelmeyecek. Salonu kapılarını kapattı ve çalışanlar da işe dönemeyeceklerini kabul etmiş durumda.
Geleceğinden bahsetmekte zorlandığını söyleyen Efsun, aynı o afişler gibi geleceğinin üstünün de kalın siyah boyalarla kaplandığını hissediyor.
“Tek düşünebildiğim şey ayakta kalmak. Ölmekten korkmuyorum ama böylesine korku içinde ve çaresizce ölmek de istemiyorum” diyen Efsun, her saniye Taliban’ın onun için geleceğinden korkuyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***