HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Sholom Aleichem, Ukrayna asıllı Yahudi bir yazar. 2 Mart 1859’da doğdu, 13 Mayıs 1916’da hayatını kaybetti. Asıl adı Solomon Naumovich Rabinovich idi. Babası gibi kendisi de iniş çıkışlarla dolu bir hayat yaşadı.
Babasına özenip önce haham oldu. Sonra bankacı, borsa ve sigorta komisyonculuğu yaptı. Dünya Solomon Rabinovich’i bu yaptığı işlerden hiçbiri ile hatırlamaz.
Solomon Rabinovich daha lise yıllarında yazmaya başladı. Kısa öyküler, romanlar ve oyunlar yazdı. Yahudi Yidiş edebiyatının “üç kurucu babasından biri” kabul edilir. Eserlerinde taşralı karakterin modern dünyaya hayranlıklarını, şaşkınlıklarını, anlaşılmazlıklarını ve mücadelelerini konu eder.
Bizde kültürle bir miktar bağlantısı olanlar Solomon Rabinovich’i “Damdaki Kemancı” dendiğinde hatırlar. Yazar 1907’de “Teyve ve Kızları” adıyla yazdığı kitabı, ABD’li oyun yazarı Joseph Stein ele aldı ve “Damdaki Kemancı” adıyla 1964 yılında müzikal olarak Broadway’e uyarladı.
Solomon Rabinovich yazarlığa başladığı sıralarda adını Sholom Aleichem olarak değiştirdi. Yahudi köklerine bağlılığını göstermek amacıyla bunu yapmıştı. Sholom Aleichem (Türkçe söylenişi ile şolom aleyhem) yeni ismi İbranice’de “barış seninle olsun” anlamına geliyordu.
ŞOLOM ALEYHEM’DEN SELAMÜN ALEYKÜME
İslam inancına göre hükümdar peygamber olan Süleyman, Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından “Kral Süleyman” olarak kabul ediliyor. Süleyman adının karşılığı Şelomoh (Şlomo) “barış, selamet, sükunet” demekti.
İnanca göre, Davut Peygamber, Tanrı’dan oğlunun döneminde barışın yeryüzüne hakim olacağı müjdesini alınca oğluna barış anlamına gelen bu ismi vermişti. (Ahd-i Atik, I. Tarihler, 22/9) Bazı Yahudi kaynaklarında farklı bilgiler de var.
Babası gibi 40 yıl hükümdarlık yapan Süleyman, hayatı boyunca bir kez savaş yapmak durumunda kaldı. Mezopotamya ve batısındaki bölgelerde (bugünkü Filistin, İsrail, Ürdün, Suriye ve İran’ın önemli bir kısmı) mutlak hakimiyet ve barışı sağladı.
Adı da barış ve esenlik anlamına geldiği için Yahudiler, hem Kral Süleyman’ı anma hem de adına gönderme anlamında “şalom aleyhem” diye karşısındakine sesleniyor. Bu iyi dileğe muhatap olan kişi de “aleym şalom” hitabında bulunuyor.
Sinagog korosunun haham eşliğindeki “şalom aleyhem” müziği çok ciddi ve ağır geldi ise hayatın içine katılan versiyonu belki daha eğlenceli gelebilir.
Bu iki çalışma size sıradan bir benzerlik gibi geldi ise şarkıcı Susana Alen’in “Shalom Aleichem”i Yahudi olmayanlara anlattığı lirik şarkısına göz atın. Tamamını izlemeyi gereksiz görürseniz, sonlarına doğru 4.15’inci dakikaya gidin.
“The traditional greeting used when two Jews meet” yazısına ulaşın. Dil sorunu yaşıyorsanız Google Translate’e başvurun. Şalom aleichem ifadesinin “İki Yahudi buluştuğunda kullanılan geleneksel selamlama” anlamına geldiğine bakın.
Şimdi oradaki ayrıntılara boğmayayım sizi. Yahudilerin “barış seninle olsun” anlamında kullandıkları “şalom aleyhem” ve “aleyhem şalom” sözü güzel bir dilek olarak Müslümanlar tarafından da kullanılmaya devam edilmiş.
“’Selamün aleyküm’ sözü ne anlama geliyor?” diye kendini dini konularda bir yerlerde olduğunu sananlara sorduğunuzda genelde size “Allah’ın selamı üzerinize olsun” anlamına geldiğini söylerler.
Evet, “aleyküm” ifadesi “sizin üzerinize olsun” demektir. Peki “Allah’ın selamı” anlamı nerede?
“Selamün” ifadesinde “Allah’ın selamı”nı karşılayacak hiçbir ifade yok.
Peki ne var?
“Slm” harf kökleri ile ifade edilen kelime ve bundan türetilen kelimeler tek bir anlam taşıyor. “Barış, esenlik, güven” gibi anlamları bünyesinde bulunduruyor.
Yani? Yanisi şu. “Selamün aleyküm” ifadesi “barış, esenlik seninle olsun” anlamına geliyor. Tıpkı Yahudilerin kullandığı gibi.
‘GÜNAYDIN’ CAHİLİYE DÖNEMİ SELAMI
Selamlaşma ile ilgili bir şey yazma gündemimde yoktu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kaleme aldığı “Ramazan Günlükleri” adlı kitapta selam üzerine bir başlık açmış. “Selamı aranızda yayın” bölümde Cahiliye Döneminde insanların buna benzer selamlaşma yaptıklarından söz ediyor:
“Cahiliye döneminde birinin evine vardıkları zaman mahremiyete saygı göstermez, dünya ve ahiret saadetini temenni etmek olan selamı da bilmezlerdi. “Sabahınız hayat olsun”, “akşamınız hayat olsun”, “aydın olsun” gibi sözler söylerlerdi. Bizde bazı kimselerin kullandığı “günaydın”, “tünaydın” ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar. Selam vermekle ilgili ayetler geldikten sonra artık Müslümanlar birbirlerine dua etme amaçlı selamlaşmaya başladılar.”
Erbaş’ın bu sözlerini okuyunca, selamın ne anlama geldiğini ve kökeninin Cahiliye Dönemi diye adlandırılan devirden 1500 yıl daha öncesine dayandığını paylaşmak istedim.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***