Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada gündemin ön sıralarında olan yurt meselesi ile ilgili konuşarak parklarda yatanların eylemlerinin ‘Gezi Parkı’nın bir başka versiyonu olduğunu ve bu kişilerin gerçekte öğrenci olmadığını ileri sürdü.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
– Türkiye dünyanın en fazla sayıda kamu öğrenci yurduna ve yatağına sahip ülkesidir.
– Son zamanlarda bazı park bahçe ve buralardaki bankaların üzerinde yatanlar, şunu açık ve net söylüyorum, bunların bir kısmının öğrencilikle alakası yok. Bunlar kendine göre güya sözde öğrenci. Bunlar aynen Gezi parkı olay neyse bunun bir başka versiyonudur.
– Hükümete geldiğimizde ülkemizde 190 olan yurt sayısını 774’e, 82 binn olan yatak kapasitesini de 719 bine biz çıkardık. Ayrıca özel yurtlarımızın 300 bin üzerindeki kapasitesi de öğrencilerin hizmetindedir.
– Kamuya ait olan yurt sayıları İngiltere’de 550 bin, Fransa’da 365 bin, Almanya’da 290 bin, Hollanda’da 113 bin ve İspanya’da 91 bin seviyesindedir.
– Ülkemiz 1 milyonu aşkın yurt kapasitesi ile bu konuda açık ara birincidir. Bugün 81 ilimizin tamamında güzelim binalarımız öğrencilerimizin hizmetindedir.
– 245 ilçemizde ve KKTC’de yurtlarımız vardır. Bu yıl yurt başvuruları kurum tarihinin en yüksek rakamı olan 624 bine yükselmiştir.
– Odalarımızda en fazla 3 yatak vardır. Yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 70’ine denk gelen 430 bin kişi bu yurtlara yerleştirilmiştir.
– Yangın ve sel bölgelerinden ve belli şartları taşıyan öğrencilerimize yurtlarda öncelik verilmiş, kredileri de burslara dönüştürülmüştür. Biz şu an yaklaşık 1,5 milyon öğrencimize burs ve kredi veriyoruz. Bay Kemal bunlardan haberin var mı?
– Yurtlarımızın kapasitesini arttırmaya yönelik çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Hali hazırda yapımı devam eden yurtlarımız da 110 binin üzerinde yeni yatağı daha yüksek öğrenim öğrencilerimizin hizmetine sunacağız.
– Eskiden CHP’nin dönemlerinde 30-40 kişilik ranza koğuş tipi yerlerde yatan -biz oralardan geldik- böyle yurtlarımız vardı. Şimdi ise 3-4 kişilik otel standardında odalara dönüştürdük. Buralarda kalan öğrencilerimize biz geldiğimizde 45 liracık veriyorlardı. Biz bunu 650 liraya çıkardık ayrıca aylık 570 TL de beslenme yardımı yapıyoruz. Yılın 12 ayı boyunca 1,5 milyon öğrenciye lisans için 650 TL, Yüksek Lisans için 1300 TL ve Doktora için 1950 TL burs veya kredi veriyoruz.
– Bu ülkenin gençlerinin diledikleri seviyeye kadar eğitim görmelerini sağlayacak alt yapıyı biz kurduk. Varsın birileri sadece yalan ile kendini göstermeye çalışsın biz eserlerle milletimizin hizmetinde olmayı sürdüreceğiz.
– Varsın birileri, sadece yalan ve iftira ile kendilerini göstermeye çalışsın. Biz eser ve hizmet siyaseti ile milletimizin hizmetinde olmayı sürdüreceğiz.
“New York’ta ‘Daha Adil bir Dünya Mümkün’ diyerek itirazımı bir adım öteye taşıdık”
Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurul Toplantısı için gidilen New York gezisinde yapılan görüşmelerde Türkiye’nin temel yaklaşımlarının ve itirazlarının tüm dünya ile paylaşıldığını anlatan Erdoğan, ‘dünya 5’ten büyüktür’ itirazının, küresel yönetim sistemindeki değişiklik talebinin ‘Daha Adil bir Dünya Mükün’ mesajı ile bir adım öteye taşındığını belirtti.
İklim ve salgın gibi krizlerden gelişmiş ülkelerin daha çok zarar gördüğünü ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin küresel sistemdeki çarpıklıklara ilişkin itirazlarına dün sessiz kalan ülkelerin bugün artık aynı şekilde düşündüğünü ve bu itirazların daha fazla ülke tarafından paylaşıldığını ve seslendirildiğini söyledi.
“Türk evi şehrin yeni sembollerinden biri haline geldi”
Türk Evi açılışı ile ilgili de konuşan Erdğan şunları söyledi:
“New York ziyaretimiz vesilesiyle yeni Türk Evi binamızın da açılışını gerçekleştirdik. BM binasının tam karşısndaki alan üzerinde inşa ettiğimiz 36 katlı, 1271 metre uzunluğunda 20 bin m2 kapalı alana sahip binamız Osmanlı ve Selçuklu esintileri taşıyan lale benzeri yapısıyla şimdiden şehrin yeni sembollerinden biri haline geldi.”
“İklim’de artık öncü rol oynacağız”
Paris İklim Antlaşması’nın imzalanacağı müjdesinin BM genel kurulunde verildiğini de hatırlatan Erdoağn artık bunun 2023 vizyonundaki yeşil kalkınma devriminin bir parçası olduğunu, orta ve uzun vadeli bir strateji olarak da tarihi bir adım olduğunu kaydetti.
“Önümüzdeki ay meclisin yeni yasama yılının başlaması ile bu antlaşmayı onaylama kararı aldık. Kasım’daki Glasgow zirvesine kadar da bunu onaylamayı tamamlamış olacağız. Bu kapsamlı değişikliklere gideceğimiz anlamına geliyor. Bu yeni yol Cumhuriyet dönemindeki en keskin tercihlerden biri olma önemini taşıyor. Bazıları bunu önemsizleştirmeye çalışsa da tarihi bir karar aldık.”
Artık kimsenin Türkiye’yi bu sebeple eleştiremeyeceğini, aksine Türkiye’nin her platformda esas kirleten ülkelerin yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlayacağını dile getiren Erdoğan, orta ve uzun vadeli tüm kalkınma programlarının buna göre yürütüleceğini kaydetti ve şöyle konuştu:
“Bu bizim için bir lüks, bir taviz veya kayıp değil. Geleceğe hazırlanmanın yol haritası olacak. Zaten orman alanlarının arttırılması gibi konular da, elektrikli otomobil ve nükleer güç santrali gibi projelerimiz de bu tercihimizin birer örneğidir. Türkiye iklim konusunda öncü rol üstlenecektir.”
“Ekonomimiz hak ettiği yere doğru hızla yol alıyor”
Türkiye ekonomisinin salgın şartlarını geride bırakarak hak ettiği yere doğru hızla yol aldığını anlatan Erdoğan, uluslararası yatırımcıların da ülkeye olan ilgisinin giderek güçlendiğini dile getirdi ve muhalefete yüklendi:
“Eski Türkiye hastalıklarını yeniden hortlatmaya çalışanların heveslerinin kursaklarında bırakmak için verdiğimiz mücadelenin payı var bunda. Herkes kepenk indirirken biz devletimiz tüm imkanlarını seferber ettik. Sanayide çarkların durmaması ticaretin durmaması için her gayreti gösterdik. Kamu yatırımlarını istikrarla sürdürdük.
Ülkemizin yıllık ihracatı tarihin en yüksek seviyesine ulaşarak 210 milyar doları geride bıraktı. 15 yaş üstü nüfusun istihdama katılma oranı yüzde 51, işsizlik oranı da yüzde 12’ye geriledi. Küresel inovasyon endeksinde 10 basamak sıçrayarak ülkemiz tarihinin en üst seviyesine ulaştı.
Türkiye’nin ekonomideki gerçek gücünü yüzünü yansıtmayan haberlere kimsenin itibar etmediğini zaten biliyoruz. Felaket tellalları halkımızın ve iş dünyamızın moralini bozmaya çalışıyor. Onları yalan ve iftira bataklığına mahkum ediyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***