125 BİN KİŞİ KAMUDAN ATILDI
15 Temmuz sonrasında OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla 125 binden fazla kişi kamudaki görevlerinden atıldı. Üç binden fazla kurum ve kuruluş kapatıldı. 500 binden fazla kişi hakkında soruşturma açıldı. Kişiler hangi suçlamalarla işlerinden atıldıklarını öğrenemezlerken, göreve iade edilenler de işlerine başlatılmadı.
KAÇIRMA OLAYLARI ARTTI
1990’larda beyaz Toroslarla yapılan adam kaçırmalar 15 Temmuz sonrasında yerini siyah Transporterlara bıraktı. İlan edilen OHAL ve sonrasında muhaliflere yönelik siyah Transporterlarla kaçırma olayları arttı. 15 Temmuz sonrası 33 kişi kaçırılırken bunlardan bazıları bir anda polis merkezinde ortaya çıktı. Yusuf Bilge Tunç, Hüseyin Galip Küçüközyiğit, Gülistan Doku, Mehmet Bal ve Hürmüz Diril’den hâlâ bir haber alınamıyor. Yetkili kurumlar bu durumlarla ilgili sessizliğe bürünürken, kaçırılan kişilerin yakınları, kayıp kişileri kendi çabaları ile aramayı sürdürüyor.
KALKIŞMADA 13-14 YAŞINDA OLAN ASKERİ ÖĞRENCİLERİ GÖZALTINA ALINIYOR
15 Temmuz’un ardından geçen 5 yıla karşın, kalkışmanın yaşandığı 2016 yılında yaşları 13-14 olan askeri okul öğrencileri, 18 yaşını doldurmaları sonrası kalkışmaya katıldıkları iddiasıyla gözaltına alınmaya başlandı. Bu yıl başından itibaren 725 askeri okul öğrencisi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. 15 Temmuz’dan sonra 19-20 yaşlarında 350’den fazla askeri öğrenci kalkışmaya katıldıkları iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
4 YAŞINDAKİ ÇOCUK İDDİANAMEYE KONULDU
İzmir’de savcı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuna yönelik ankesörden aranma iddiasıyla F.Ö. hakkında hazırladığı iddianameye 4 yaşındaki çocuğun kimlik bilgilerini de koydu. İddianamede Coşkun Özbudak hakkında herhangi bir soruşturma bilgisi bulunmazken, Özbudak’ın eşinin, birisi dört yaşında üç çocuğunun, yengesinin ve on iki yaşındaki yeğeninin T.C. numaraları ile kimlik bilgileri gerekçesiz olarak iddianameye konuldu. Aile bilgilerini iddianameye koyan savcı, hiçbir gerekçe de göstermedi.
İNFAZ SÜRELERİ DOLANLAR SALIVERİLMİYOR
Yeni cezaevleri yapılmasına karşın kapasitenin iki katı tutuklu ve hükümlünün bulunduğu cezaevlerinde infaz süresi dolmasına karşın salıverilmeyen çok sayıda kişi bulunuyor. Yüzlerce ağır hasta ise gerekli heyet raporlarına rağmen cezaevlerinde tutulmaya devam ediyor. Son 4 yılda cezaevlerinde sadece kanserden 41 kişi yaşamını yitirirken, koronavirüs ve diğer hastalıklarla birlikte bu sayı daha da artıyor.
POLİS MERKEZLERİNDE İŞKENCELER ARTTI
15 Temmuz sonrası devletin resmi ajansı tarafından servis edilen işkence görüntülerinin yanı sıra polis merkezlerindeki işkence iddiaları da artarak devam ediyor. Merkezi ABD’de olan insan hakları kuruluşu Advocates of Silenced Turkey (AST), Türkiye’deki işkence suçlarıyla ilgili hazırladığı 156 sayfalık raporu Birleşmiş Milletler’e sundu. İşkenceciler hakkında herhangi bir işlemin yapılmadığının belirtildiği raporda işkenceci polislere AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın plaket vermesinin de yer alması dikkat çekti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***