Avrupa Birliği (AB) üyeliği kapsamında milyonlarca İngiliz ve AB vatandaşı karşılıklı olarak serbest dolaşım, oturum, çalışma ve eğitim hakkından otomatikman yararlanıyordu. Ancak Brexit ile bu durum değişti.
AB üyeliğinden ayrılan İngiltere, 2019’dan itibaren ülkesindeki AB üye ülkelerin yanı sıra Norveç, Lihtenştayn, İzlanda ve İsviçre’yi kapsayan Avrupa Ekonomik Alanı vatandaşlarının İngiltere’deki haklarının “AB Yerleşim Programı” kapsamında düzenleneceğini duyurdu.
Halen İngiltere’de yaşayan, çalışan, oturan ya da eğitim gören AB vatandaşlarına bu haklarını koruması için oluşturulan yeni “AB Yerleşim Programı”na başvurular bugün sona eriyor.
Bugün ayrıca AB üyesi Fransa, Letonya ve Malta’da yaşayan İngiliz vatandaşlarının oturum hakkı için son başvuru günü. AB ülkelerinde yaşayan İngiliz vatandaşlarının haklarını korumak için mücadele veren Avrupa’daki İngilizler grubu oturum hakkının zamanında yenilenmemesinin bir çok kişinin haklarını kaybetmesine yol açabileceği uyarısında bulundu.
AB Yerleşim Programı ile ne değişiyor?
AB Yerleşim Programı’na başvurarak İngiltere’de yerleşik statüye sahip olanlar ülkedeki Ulusal Sağlık Hizmetleri’nden (NHS) yararlanmaya, eğitimine devam etmeye ve kamu fonlarına ya da sosyal yardımlara başvurmaya, kısıtlamasız olarak İngiltere ve AB ülkeleri arasında seyahat etmeye devam edebilecek.
Ancak 1 Temmuz’dan itibaren bu programa başvuruda bulunmayan AB vatandaşları yasal olarak İngiltere’de çalışma, ev kiralama, hastanede tedavi olma veya sosyal yardım alma gibi haklarını kaydebecek.
Bugüne kadar 5 milyon 600 bin kişinin yerleşik statüye sahip olmak için başvurunun alındığı, 400 bine yakın başvurunun işe işlem sırası beklediği belirtiliyor. Yetkililer zamanında başvuruda bulunanların haklarının korunması için durumunun değerlendirmeye alınacağı ifade ediyor.
Yaşlılar ve çocuklar haklarını kaybetme riski altında
Muhalefet ile AB vatandaşlarının haklarını savunan kuruluş ve gruplar birçok AB vatandaşının başvurunun son tarihini kaçırmasından ve haklarını kaybetmesinden endişe duyuyor.
Özellikle yaşlı neslin böyle bir başvurunun kendilerini kapsadığından haberdar olmadığına ve nasıl başvuruda bulunacaklarını bilmediğine dikkat çekiliyor. Bu tarihe kadar başvuranların yalnızca yüzde 2’sinin 65 yaş ve üstü olduğu belirtiliyor.
Ayrıca bazı ebeveynlerin çocukları için başvuru yapmaları gerektiğinin farkında olmadığı bildiriliyor. Sosyal hizmetlerin gözetimindeki ya da savunmasız durumdaki çocukların da yasal statüden mahrum kalma riskiyle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor.
Bu konuda kampanya yürüten gruplar “Yerleşim Programı” ile ülkede yeni bir Windrush skandalına zemin hazırlanmasından endişe duyduklarını dile getiriyor.
1948 ve 1971 yılları arasında iş gücü açığını kapatmak için Karayipler’den aileleri ile İngiltere’ye gelen bir ve Windrush nesli olarak bilinen göçmenler geçtiğimiz yıllarda hükümetin yasadışı göçmenlikle mücadele kapsamında getirdiği zorlu ve “düşmanca” yaklaşımın kurbanı olmuş, İngiltere’de yasal yollardan bulunduklarını ispatlayamayanlar evlerini, işlerini kaybetmiş ve hatta sınır dışı edilmişti.
Skandal sonucunda dönemin içişleri bakanı istifa etmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***