YORUM | M. NEDİM HAZAR
Baştan söyleyeyim, bu bir “Ayranları yok içmeye, limuzin ile giderler Birleşmiş Milletlere” yazısı değildir…
Daha önce bir vesile ile de yazmıştım, Nazi belasının en büyük kötülerinden olan Adolf Eichmann şöyle diyor: “Nazi ülkesinde makbul vatandaş olmak istiyorsan, Hitler görmese bile, duyduğu zaman hoşuna gidecek şeyler söyle!”
Eichmann’ın ibretlerle dolu yargılamasını gün be gün takip eden Hannah Arendt’in Kötülüğün Sıradanlığı kitabında geçiyor bu cümle.
Bu nedenle Özlem Zengin’in “Gökdelene Mersiye”sini anlayabilenlerdenim.
Hani, değil beş yüz yılın, insanlığın kuruluşundan beri en önemli gün, nitelendirmesi yapsa iyidir. Çünkü o da çok iyi biliyor ki, “Reis duymasa bile, duyduğunda hoşuna gidecek şeyler söylemek lazım.”
34 katlı Türkevi’ne tekrar döneceğim ama başka bir bina ve övünme meselesini hatırlatmak isterim.
Yaklaşık iki ay önce, ayın 19’u… Erdoğan, Kıbrıs’a gidiyor. Aslında ne için gittiği tam olarak belli değil. Görünür gerekçe 20 Temmuz’da kutlanacak olan Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak. Ancak seyahat öncesi şu ilginç açıklamayı yapıyor:
“Kuzey Kıbrıs Parlamentosunda milletvekillerine hitabım olacak. Bunun yanında yine Kuzey Kıbrıs’a müjdesini orada parlamentoda vermek istiyoruz, şimdi verirsem yanlış olur, güzel bir adımımız var, ön çalışmalarını bitirdik!”
Yanındaki isimler de çok ilginç… Bahçeli’den tutun, çok sayıda bakan, vekile kadar neredeyse siyasi iktidar tam kadro Kıbrıs’a gidiyor.
Çok üzerinde durulmadı ama bu gezinin bir de konuğu var aslında.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev.
Aliyev’den okeyler de alınmış durumda. İletişimi Azerbaycan büyükelçisi Hazar İbrahim sağlıyor.
Ancak enteresan şekilde Aliyev ani bir randevu ile Rus lider Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya gidiyor.
Erdoğan ve takımı, muhtemelen açıklayacağı müjde konusunda açığa düşmüş olacak ki sinirler epey geriliyor. Büyükelçiye ağızlar açılıyor, gözler yumuluyor.
Hemen birkaç gün içinde Anadolu Ajansı şu haberi geçti:
“Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Ankara’ya yeni büyükelçi atadı. İlham Aliyev, Reşat Memmedov’u Ankara Büyükelçisi olarak görevlendirdi.”
Saray’da Reis’in gücünden övülerek bahsedildi tabii. Hazar İbrahim’in ipini çektirmişti Erdoğan.
Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da belki düşündüğü değil ama başka bir müjde verdi. Havuz hiç bozuntuya vermeden şu haberi manşetten yayınladı:
“KKTC’de tarihi gün! Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘müjde’yi açıkladı. Gelen son dakika haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’nci yıl dönümü dolayısıyla KKTC Cumhuriyet Meclisi Özel Oturumunda konuşma yaptı. Erdoğan, Lefkoşa’daki Metehan bölgesinde 500 dönüm arazi içinde parlamento binasının da olduğu külliyelerin yanı sıra millet bahçesi de yapılacağını bildirdi. Erdoğan, ‘Devlet olmanın işte ifadesi budur. Bunu inşallah projeyi hayata geçirerek birilerine göstereceğiz,’ dedi.” (Havuz gazeteleri)
Türk hükümetine göre bina itibar demekti ve Kuzey Kıbrıs’ın itibarı kurtarılacaktı.
Ancak bir başka gelişme nedense Türk medyası, özellikle yandaş basında tamamen görmezden gelindi. Görevden alınan Azerbaycan Büyükelçisi Hazar İbrahim, Amerika’ya Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçi olarak atandı!
Muhtemelen bu atama Erdoğan’dan gizlendi.
Dönüyoruz tekrar New York’a ve Özlem Zengin’in gururla paylaştığı güne.
Türkevi Binası âlay-ı vâlâ ile açılırken arka tarafta hummalı bir çalışma devam ediyordu. Tüm diplomasi, iş çevreleri ve lobi şirketleri harıl harıl Erdoğan ile Biden’in tek kare fotoğraf dahi olsa bir araya gelebilmesi için canhıraş şekilde çalışıyordu.
Bunun için, geri dönüş tarihi bile açık bırakılmıştı ama bir olaydan sonra artık tamamen umudu kesti Türk tarafı.
Erdoğan o ana kadar, “Sayın Biden ile tam uyum içinde çalışıyoruz, pandemi dolayısıyla randevu almak biraz zor” filan diyor, tabiri caizse sürekli alttan alıyordu.
BM binasının tam karşısına Türk’ün itibarını kule gibi dikmişlerdi işte. Biden, bundan etkilenmeyecekti de, neyden etkilenecekti ki?
Erdoğan, büyük konvoyu ile Ney York’ta itibar turu atıp, reklam panolarındaki kitabına gururla bakarken, alttaki metroda itibarsız bir olay yaşandı.
İngiliz Başbakanı metro ile geçip, Biden’in yanına gitti. Johnson’un Özlem Zengin gibi bir yardımcısının olmaması bile başlı başına bir eziklikti aslında!
Oval Ofis’te yapılan görüşmede Biden’ın 9-10 Aralık’ta yapacağı Demokrasi Zirvesi’ne katılım kararı açıklandı.
Bu itibarsız ülkelerin, itibarsız liderleri görüşmesi yapılırken, Erdoğan umudu kesmiş geri dönüyordu ve “Biden ile hiç iyi anlaşamıyoruz maalesef” açıklaması yapıyordu.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***