YORUM | ALPER ENDER FIRAT
(Bu yazı ağır bir ironi içerir mi içermez mi tam karar veremedim.)
“Madem iktidar sahipleri dinin emirlerine uymuyor o zaman dini iktidara uygun hale getirmek en doğrusudur” diye düşünen “AKP Dini”nin şeyhülislamı ve fetvacısı; dinlerindeki caiz olmayan şeylerle ilgili yeni bir düzenleme yayınladı. Bu düzenlemeye göre caiz olmayan şeyler madde madde vurgulandı.
İktidarı zora sokabilecek yeni gelişmeler olduğunda bu maddelere yeni eklemeler de gündeme gelmesi kaçınılmazdır.
AKP dinine göre caiz olmayan şeyler:
İktidarın, dünyanın en önemli uyuşturucu şebekesini yönettiğini açığa çıkarmak caiz değildir. İktidar yöneticilerinin ve çocuklarının uyuşturucuyla bağlantısını ortaya dökecek bilgi paylaşmak, haber girmek ve bu haberleri okumak katiyen caiz değildir.
İktidar sahipleri ve çocuklarının milyarlarca dolar kişisel servetlerini ifşa etmek caiz olmadığı gibi “Nereden buldun?” diye sormak da zinhar caiz değildir. Bu tür bilgiler iktidar aleyhine istifham oluşturma riski taşıdığı için görüldüğü yerde yok edilmesi gerekir.
Devlet malı; yetim malı değil, iktidar mülküdür. Ne yerlerse, nereye çökerlerse, ne kadar almak isterlerse haklarıdır. Bunu sorgulamak, hele de itiraz etmek caiz değildir.
Sadece kamu değil ülkedeki herkesin malı iktidarın en doğal hakkıdır, istediğine el koyabilir. Bu çökmeleri kritiğe tutmak, “ama” demek caiz değildir. Bu çökmelerin bir fetih olmadığını ileri sürmek de caiz değildir.
İktidarın, kuru dereye köprü yapıp geçenden 5 akçe, geçmeyenden zorla 10 akçe almasını eleştirmek katiyen helal görülemez.
Recep T. Erdoğan’ın ülkenin her yerine kendisi için saray yaptırmasını sorgulamak haramdır. İstedikleri kadar lüks, diledikleri kadar şatafat, yapabildikleri kadar debdebe, iktidar olmanın en doğal hakkıdır. Hz. Ömer’in giydiği hırkayı sorgulayan sahabeleri örnek gösterip durmak tedavülden kaldırılmıştır.
İsraf edebiyatı yapıp, alınan uçakları, milyonlarca dolarlık makam arabalarını, yüzlerce arabayla ve binlerce korumayla gezmelerini kritiğe tutmak, hem caiz değil, hem de kimsenin haddi değildir.
Sadece mülklerin değil ülkede yaşayan her vatandaşın iktidarın tebaası/kulu olmadığını düşünmek dahi dinden çıkarır.
Lohusa kadınların tutuklanmasını, bebeklerin hapsedilmesini, yüz binlerce insanın derdest edilmesini, on binlerce, öğretmen, doktor, ev hanımı kadının tutuklanmasını gündeme getirmek, hık mık etmek bu dinin cehennemine atılmakla sonuçlanacak büyük günahtır.
İktidarın devamı için gerekli olan işkenceyi, adam kaçırmayı, adam öldürmeyi, tutuklamaları, terörize etmeyi, işten atmaları sorgulamak, neler oluyor diye akıldan geçirmek bile cezayı mültezimdir.
Kimsesizlere yardım edenlerin tutuklanmasını eleştirmemek yeni dinin farzlarından biri. Komşusu açken tok yatan bizden değildir düsturu bizim mahalle için ilga edilmiştir. Rahat rahat uyuyabilirsiniz. Zaten bu dinin mensuplarının yaşadığı lüks sitelerde komşuları aç olamayacağı için, bu durum fakir mahalleleri için söz konusudur. İktidara yeterince biat etmeyenlerin açlıktan öldürülmesine karşı olmak aforoz sebebidir. İktidarın yalanlarını, çelişkilerini, aldatmalarını ortaya çıkarıp durmak tecviz olunamaz.
Recep T. Erdoğan’ın Biden ve Putin ile baş başa neler görüştüğünü onların hangi isteğine olur dediğini ortaya dökmek, sormak, sorgulamak – doğru da olsa – memleketin toptan satıldığını söylemek haram kılınmıştır.
İktidara oy vermemek ise en büyük günahlardan birisidir ve bu affedilemez.
İktidarı sıkıntıya sokabilecek hiçbir şey ama hiçbir şey caiz değildir.
Cehennemin dibine kadar yolumuz olsa da bu yoldan dönmek caiz değildir.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***