HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT
Pakistan’da muhabirlik yaptığım dönemlerde gazeteci arkadaşım Fakhar-ur-Rehman ile birlikte yaptığımız, dünyanın ilk defa ismini duyacağı Üsame bin Ladin ile ilgili Zaman gazetesinde yayınlanan tam sayfa haber, bizlerin epey bir başını ağrıtmıştı.
İlk defa ismini duyduğumuz bu adam ile ilgili CIA’in Pakistan’a büyük bir çıkartma yaparak peşine düştüğünün yayılması, istihbarat birimlerini rahatsız etmiş ve İslamabad’daki ofisimize baskın gerçekleştirmişlerdi.
Bir dönemler Suudi Arabistan’ın Cidde kentinin tek söz sahibi olan Bin Ladin ailesinin hikayesi, 11 Eylül 2001 tarihinde sonun başlangıcını yaşadı. Tarihin akşını değiştiren hava korsanlarının kaçırdıkları ticari uçaklar birer füzeye dönüştü ve yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybetti. Ancak bu saldırılar sonrası Bin Ladin ve tüm aile mensupları kendilerini beklenmedik olayların içerisinde buldu.
Irak’ın işgali, Afganistan’daki savaş ve terör örgütü IŞİD’in doğuşu kısmen veya tamamen 11 Eylül saldırılarına bağlanabilir. Bin Ladin adı her zaman Batı’yı öfkelendiren bir sembole dönüştü. Ancak Üsame bin Ladin, 50’den fazla kardeşi, beş eşi ve yaklaşık iki düzine çocuktan oluşan devasa bir aileye sahipti ve hepsi onunla olan bağları nedeniyle 11 Eylül sonrasında tepetaklak bir hayata yelken açtılar. İsim isim ailenin biyografinin yazılması için kapsamlı bir çalışma gerekir. Ancak ailenin bazı fertleri olayların seyrinden dolayı ön plana çıkıyor. İşte 11 Eylül’den sonra Üsame bin Ladin’in akrabalarının başına gelenler.
UÇAK KAZALARI İLE ANILAN AİLE
Bin Ladin ailesi geçmişinde, Üsame’nin babası Muhammed ile başlayan bir dizi ölümcül uçak kazası trajedisi barındırıyor. 52 çocuklu bir inşaat kralı olan Muhammed bin Ladin, 1967’de Üsame 10 yaşındayken hayatını kaybetti. Kaynaklara göre uçağı, ABD Hava Kuvvetleri’nde görev yapan Amerikalı bir pilotun hatası nedeniyle Suudi Arabistan’ın Asir kentinde düştü.
Baba Muhammed bin Ladin öldükten sonra, Üsame’nin erkek kardeşi Salem, aile reisi oldu. Ancak 1988’de Salem, Teksas’ta uçağının elektrik hatlarına çarpması sonucu öldü. Aynı yıl Üsame, El Kaide’yi kurdu. 11 Eylül’ün arkasındaki adamın babası ve kardeşinin ölümünden Amerika’yı mı sorumlu tutup tutmadığı istihbarat birimlerinin yıllarca cevabını aradığı bir soru oldu.
Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon saldırılarının uçaklarla yapılması hatta babasının uçağının düştüğü Suudi Arabistan’ın Asir bölgesinde doğmuş beş hava korsanının bu saldırılarda görev alması bu ihtimali canlı tutan unsurlardı.
2015 yılında Üsame’nin üvey annesini, kız kardeşini ve eniştesini taşıyan bir jet Birleşik Krallık’ta havaya uçtu. Kaza raporuna göre pilot hızlı inmiş ve pisti kaçırmıştı. Uçak, Üsame’nin babasını ölüme götüren uçakla aynı kuyruk numarasına sahipti.
İLK EŞ TERK ETTİ
Üsame bin Ladin’in beş karısı vardı. İlk karısı, kuzeni Najwa Ghanem’di. Najwa, Üsame’yi “Amerika’ya kafa tutmaya” başlamadan çok önce tanıyordu. Çocukken onun “çok sessiz ve kibar” biri olduğunu söylemişti. Najwa ile Üsame genç yaşta evlendi ve 11 çocukları oldu.
26 yıldır sadık ve itaatkar olan Najwa, 2001 yılında bir yol ayrımı yaşadı. Oğlu Omar, babasından kurtulmaya karar verdi ve Najwa’ya onunla gitmesi için yalvardı. Başlangıçta reddetti, ancak 11 Eylül’den kısa bir süre önce en küçük iki çocuğu ve engelli yetişkin bir oğluyla birlikte ayrıldı. Omar ile tekrar bir araya geldikten sonra Najwa, birlikte bir kitap da yazdı.
BİN LADİN’İN SON EŞİ KALKAN OLDU
Üsame bin Ladin’in beşinci ve son karısı Amal al-Sadeh, kocası için ölmeye hazırdı. The Guardian’a göre, Eylül 2001’de Üsame, kendisi yokken işler kötüye giderse eşlerine kendilerini havaya uçurmalarını emretti. İlk karısı onu terk etmişti ve ikinci karısı, evlilik kargaşası yüzünden onu boşamıştı. 2001 yılının sonlarında üçüncü karısı İran’a kaçtı ve dördüncü karısı da Pakistan’da saklandı.
Amal, yıllarca Pakistan’da Üsame ve çocukları ile inzivada yaşadı. Amerikan donanması yerleşkeyi bastığında, Üsame’yi korumaya çalışırken bacağından vurularak kalkan olmaya çalışan kişi Amal’di.
TERÖRE KARŞI OLAN EVLAT
Gençlik yıllarında cesaretinden dolayı çevresi Omar bin Ladin’e Arapça kılıç anlamına gelen “Alfarook” lakabını takmıştı. Babası ise onu bir intihar bombacısı olarak yetiştirmek istedi. Sonra, El Kaide’nin liderliği için oğlu Omar’ı hazırlıyordu. Oğlunun dayanıklılığını test etmek için, oğlunu Afganistan’da 40 gün 40 gece Taliban savaşçılarıyla birlikte cepheye gönderdi. Omar buna dayanamadı ve yaklaşık bir ay sonra ayrıldı.
Omar, Nisan 2001’de babasına ayrılacağını söylediğinde, babası kendisine 10 bin dolar verdi ve gönderdi. Omar daha sonra annesiyle birlikte yazdığı bir kitapta yetiştirildiği ortamın “çılgınlığını” anlatacaktı. Bir metal tüccarı olacağını ve babasının aksine barış için çalışacağını söyledi.
OĞLUNU 11 EYLÜL KORSANININ KIZIYLA EVLENDİRDİ
Aralık 2001’de Üsame bin Ladin çocuklarına bir vasiyet hazırladığı ve vasiyetinde, “Siz çocuklarım, size çok az zaman ayırdığım için özür dilerim çünkü cihat ihtiyacına cevap verdim” dediği ifade ediliyor.
Bu bir pişmanlık mektubu olsa da oğullarından Hamza bin Ladin’in babasının yanında cihada katılmak için ısrar ettiği biliniyor.
Üsame’nin en sevdiği oğlu olduğu tahmin edilen Hamza, 11 Eylül’den sonra ortadan kayboldu. Bazı kaynaklara göre İran’da ev hapsinde yaşadı, ancak daha sonra Pakistan’da babasına katıldı. Baba Bin Ladin öldürüldüğünde, Hamza da Abbottabad şehrindeydi.
2017’de Hamza intikam yemini ile yeniden ortaya çıktı. El-Kaide tarafından yayınlanan bir ses kaydında özellikle Amerikan Müslümanlarından, “Şeyh’in (Bin Ladin) katillerinden, bu iğrenç suça katılanlardan intikam almaları” çağrısında bulundu.
Hamza’nın, 11 Eylül terör saldırılarının korsanlarından Muhammed Atta’nın kızıyla evlendiği bildiriliyor. Hamza’nın genç olması, hitabet yeteneği ve babasının yolundan ilerlemesi bir tehdit olarak görülmesine sebep oluyor.
EL KAİDE’NİN SÖZCÜSÜ DAMAT SÜLEYMAN
11 Eylül’den kısa bir süre sonra Üsame bin Ladin kameranın önüne geçti. Yanında damadı Süleyman Abu Ghaith vardı. Bazı kaynaklara göre Damat Süleyman, El Kaide’nin sözcüsüydü.
Süleyman, sahte bir pasaportla Türkiye’ye seyahat etmeye çalıştığı 2013 yılına kadar gizlendi. Türk yetkililer onu yakalayıp memleketi Kuveyt’e gönderdi. Normal şartlar altında üst düzey bir El Kaide militanının Guantanamo’da yargılanması gerekiyordu ancak New York’ta yargılanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
MÜZİK VE MODELLİK YAPAN YEĞEN
Wafah Dufour, Üsame’nin üvey kardeşi Yeslam ile evlenen Carmen Dufour’un kızı. Carmen, Suudi Arabistan’da kalmayarak Wafah ve diğer kızıyla birlikte ülkeden kaçtı.
Wafah, Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yakın bir mesafede yaşıyordu, ancak saldırı sırasında İsviçre’deki annesini ziyarete gitmişti. Saldırının sorumlusunun amcası olduğu ortaya çıkınca soyadını annesinin kızlık soyadı olan Dufour olarak değiştirdi.
Wafah hukuk alanında yüksek lisansı olmasına rağmen şarkıcı olmayı tercih etti. 2004 yılında bir albüm çıkardı ve Londra’da sahne aldı, ancak amcası Üsame’nin gölgesinde kalmaktan kurtulamadı.
PRENS SALMAN, BİN LADİN HANEDANLIĞINI BİTİRDİ
2001’de Üsame’nin ağabeyi Bakr bin Ladin, babalarının kurduğu inşaat imparatorluğunun başındaydı. Reuters’e göre, onun liderliğindeki Suudi Bin Laden Grubu, isimlerinin “binaları yıkmakla” eşanlamlı hale gelmesine rağmen Suudi kraliyet ailesinin en gözde müteahhidi konumunu korudu. Ancak, 2015 yılında Kral Abdullah’ın ölmesi ile bu dinamikler değişti.
Prens Muhammed bin Salman iktidara geldi ve ekonomik bir darbe sahneledi. Suudi Bin Ladin Grubu’na ait bir inşaat vinci Kabe’de düşüp 107 kişiyi öldürdüğünde, Prens Salman şirket yöneticilerinin yurtdışına çıkmalarını yasakladı ve inşaat projelerini askıya aldı.
2017’de Bekir ve yaklaşık 200 diğer Suudi elit, sözde mali kurnazlıklar nedeniyle tutuklandı. Onlarca akrabasının banka hesapları donduruldu ve ülkeden çıkışları yasaklandı. Bekir 10 aydan fazla hapiste kaldı ve Suudi hükümetinin Bin Ladin aile şirketinin hisselerini resmen almasından sonra serbest bırakıldı.
BİN LADİN’LERİ İRAN TUTUKLADI
Dünyanın en çok aranan kişisi olan Üsame, yıllarca saklanmayı başardı, ancak ailesinin çoğu için aynı şey söylenemez. 11 Eylül saldırılarının ardından Bin Ladin ailesine mensup bazı kimseler yasadışı yollardan İran’a girdi ve ev hapsine alındı. Onları Suudi Arabistan’a gönderme talepleri reddedildi. İran ve Suudi Arabistan’ın ilişkilerinin kötü olması bu kişilerin geri gönderilmesini engelledi.
Ev gibi bir yer olmamasına rağmen, ev hapsi Bin Ladinler için oldukça rahattı. Lüks hayatlarından vazgeçmediler. Ancak Üsame’nin kızı İman için bu durum bile dayanılmaz hale geldi. 2010 yılında bir alışveriş gezisi sırasında kaçtı ve 112 gün boyunca Suudi büyükelçiliğinde kaldı. Sonunda annesiyle birlikte yaşamak için Suriye’ye taşınmasına izin verildi.
ANNE ALİA ‘BEYİN YIKAYANLARI’ SUÇLADI
Dünya Üsame bin Ladin’i, dengesiz ideolojisi adına korkunç bir katliamı planlayan demagog olarak hatırlıyor. Ancak annesi Alia Ghanem, oğlunu aşırılık yanlıları tarafından yoldan çıkarılmış, sevgi dolu, ahlaki açıdan doğru biri olarak tanıtıyor. Alia, Suudi Arabistan’daki malikanesinde 2018’de yaptığı bir röportajda şunları aktarıyor: “20’li yaşlarının başında beynini yıkayan bazı insanlarla tanışana kadar çok iyi bir çocuktu. Ona her zaman onlardan uzak durmasını söylerdim.”
Bu tarikat, Usame’nin Kral Abdülaziz Üniversitesi’ne devam ederken karşılaştığı Müslüman Kardeşler’di. Üsame’nin Alia ile birlikte yaşayan kardeşi Hasan, abisi ile gurur duyduğunu söyleyerek, “Bana çok şey öğretti” ifadelerini kullanmıştı. Diğer kardeşi Ahmed ise, “En küçüğünden en büyüğüne kadar hepimiz ondan utandık” diyerek tepki gösterecekti.
BOSTON’DA ÖLEN KARDEŞİNDEN DNA ÖRNEĞİ ALINDI
11 Eylül’den dokuz yıl sonra Üsame’yi yakalama girişimleri henüz başarılı olmamıştı. 2010 yazında CIA, Üsame’nin kuryesini Pakistan’ın Abbatabad yerleşkesinde buldu. ABD yetkilileri Boston’da ölen Üsame’nin kız kardeşinden alınan DNA örneği ile karşılaştırmak için bir plan yaptı.
Plana göre CIA, Bin Ladin ailesinin çocuklarına Hepatit B aşıları yapma hedefiyle Pakistan’da ücretsiz kampanya başlattı. Dr. Shakil Afridi de bu kampanyayı yürütmek için görevlendirildi.
National Geographic’e göre çocuklara hepatit aşıları hiç yapılmadı, ancak Üsame bin Ladin, Dr. Afridi’nin bulduğu bir telefon numarası yardımıyla yerinin tespit edilmesi sonrası öldürüldü.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***