Altındağ’da, Suriyeli ortağıyla birlikte işlettikleri mağaza mültecilere yönelik ırkçı saldırı sırasında yağmalanan Bekir Coşkun, polisin farklı ilçelerden de gelen saldırganlara seyirci kaldığını söyledi.
Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Battalgazi ve Önder mahallerinde yaşayan birçok Suriyeli mülteci aile, 11-12 Ağustos’ta hedef oldukları ırkçı saldırılar sonrasında ev ve iş yerlerini terk etmek zorunda kaldı. Gerçekleştirilen saldırılarda birçok işyeri de yağmalandı. Üstelik bu iş yerlerinin tamamı Suriyeli mültecilere ait değil. Mültecilerin Türkiyeli ortakları ile işlettikleri işyerleri de saldırılarda camları, kapıları yıkılarak yağmalandı.
8 yıldır Önder Mahallesi’nde yaşayan Suriyeli mülteci Abdullah El Hesen’in Türkiyeli ortağı Bekir Coşkun’la beraber işlettikleri mobilya mağazası da saldırılar sırasında yağmalandı.
Yaklaşık 60 bin TL zararları bulunan işyerlerinden geriye kalan eşyaları taşımak zorunda kalan El Hesen ve Coşkun yaşananları Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı
SALDIRGANLAR BAŞKA MAHALLELERDEN
Bugüne kadar kimseyle bir sorun yaşamadığını dile getiren El Hesen “8 yıl önce ailemle buraya geldim ve kendi dükkanımı açtım. Türk arkadaşla ortak oldum, beraber iş yapıyoruz” dedi. Komşularıyla iyi anlaştığını belirten El Hesen, saldırganların başka mahallelerden geldiği düşüncesinde.
‘EŞYALARIMIZI ÇALDILAR’
Hedef olan işyerlerindeki mobilyaların kullanılamaz hale geldiğini, bu yüzden mağazayı boşaltmak zorunda kaldıklarını ifade eden El Hesen, “Karşı tarafta ikinci el eşya satan bir dükkan da var. Oranın sadece camlarını kırmışlar. Ama bizim eşyalar sıfır olduğu için hem camları kırdılar hem de eşyalarımızı çaldılar. Yazık değil mi bize. Çok zararım var, 10 tane LCD televizyon çalmışlar ve koltuk takımların hepsini yırtmışla. Toplamda yaklaşık 60 bin TL’lik zararımız var. Saldırı sırasında ve sabah saatlerinde gelip, eşyalarımızı çaldılar” diye konuştu.
‘AİLEM İÇİN ENDİŞE EDİYORUM’
El Hesen, sabah saatlerinde işyerine geldiğinde ise bir kişinin yanına gelip, ‘Sizin burada ne işiniz var. Durun daha neler yapacağız. Siz toplayın akşam gelip yine yıkacağız, yakacağız’ diyerek kendisini tehdit ettiğini paylaştı.
Bu yüzden içeride kalan diğer eşyaları taşımak zorunda kaldıklarını belirten El Hesen, saldırılar sırasında polisin ne kendilerini ne de ev ve işyerlerini korumadığını söyleyip, şunları dile getirdi: “Polis hiçbir şey yapmadı. Korusaydı dükkanımız bu halde olmazdı. Kalan malzemeleri de almazsam gelip alıp yakacaklar, ailem için endişe ediyorum.”
‘HİÇBİR ŞEY YAPAMADIM’
El Hesen’le 6 yıldır ortak olduklarını ve bugüne kadar bir sıkıntı yaşamadıklarını ifade eden Bekir Coşkun da, yapılan saldırıyı şu sözlerle anlattı: “Dün olay anında dükkanın önündeydim ama hiçbir şey yapamadım. Çünkü çok kalabalıklardı. Herkes yağmalamaya gelmişti. Ortağım Suriyeli olduğu için dükkana saldırdılar ama saldırıyla kalmadı, neredeyse dükkandaki her şey çalındı. Saldırı sırasında koltuklarımızı dışarı atıp, yaktılar.”
POLİS SEYİRCİ KALDI
Polislerin saldırılara başlangıçta seyirci kaldığını söyleyen Coşkun, ancak bir müddet sonra saldırgan güruha plastik mermi ve biber gazı ile müdahale edildiğini kaydetti. Saldırganların olaylar sırasında itfaiye aracının geçişine de engel olduğunu belirten Coşkun, “Çok kalabalıklardı itfaiye aracının önüne geçtiler bilerek her yeri yaktılar” dedi.
Coşkun, ırkçı saldırıda bulunanların sadece Altındağ ilçesinden olmadığını, kentin farklı ilçelerinden de gelenlerin olduğunun altını çizdi.
Saldırıdan sadece Suriyeli mültecilerin değil, kendilerinin de zarar gördüğünü vurgulayan Coşkun, şunları ekledi: “Ben Türküm, beş parmağın beşi bir değil. Biz burada iş yapıyoruz, mallarım zarar gördü. Kim karşılayacak bunları? Biz de zarar gördük, benim zararımı karşılayacak kimse yok. Polis bizi korumadı, hiçbir şey yapmadı. Zaten korusaydı bu halde olmazdı.”
İşyerine yönelik saldırı ve yağma nedeniyle polise şikayetçi olunmadığını söyleyen başka bir çalışan ise, “Aramanın anlamı yok. Kimi kime şikayet edeceğiz” dedi.
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – ZEMO AĞGÖZ
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***