Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde etkili olan ve binlerce hektar ormanlık alanın yanmasına neden olan yangınlarla ilgili en tartışmalı konunun başında yangın söndürme uçakları geliyor.
2019 yılına kadar Türk Hava Kurumu bünyesindeki 6 uçak ile yangınla mücadele ediliyordu. Orman Genel Müdürlüğü tarafından bu uçaklar kiralanıyor ve özellikle yaz aylarında Türkiye’nin 5 farklı alanında konuşlandırılıyordu. Ancak 2019 yılında THK’dan uçak hizmeti alınmadı. Hatta aynı yıl Türkiye’de yangın ile mücadelede tek bir uçak bile kullanılmadı. 2020’de iki, 2021’de ise Rusya’dan üç uçak kullanıldı. Yetkililer THK uçakları için ‘hurda’ dedi.
Öğretmen kaptan pilot İsmail Çınar, uçakların yangının büyümesi sırasında kullanıldığını yüzde 95 başarı sağlandığını ifade ederek, “Yangınları 20-25 dakika içerisinde, suya uzak bir noktada ise 1-2 saate bastırırdık. Şu an yaşanan kontrolden çıkmış büyük bir yangın. Çoğu uçak ve helikopter bu yangınlarda çok az etkili olur.” dedi.
Haftalık yayınlanan Gazete Oksijen’den Çağatay Bayraktar, emekli albay ve eski THK Antalya Şubesi Başkanı Vasıf Yüceliş ve Öğretmen Kaptan Pilot İsmail Çınar’la, Türkiye’deki orman yangınlarını konuştu.
Söyleşiden satır başları şu şekilde…
Orman Genel Müdürlüğü, her yıl THK’dan yangın söndürme uçağı kiralıyordu. 2019 yılında bu uygulamadan neden vazgeçildi?
Vasıf Yüceliş: Uçakların bakımını borçlanarak gerçekleştiriyorduk. İhale sonucu hak ediş ücretinden aldığımız paralarla hem uçakların tamiri için aldığımız borçları öderdik hem de kuruma da bir gelir sağlardık. Bu sistem 2019’da yönetimde olan Ahmet Bertan Nogaylaroğlu ve THK Genel Sekreteri yaptığı devre arkadaşı Rafet Yavuz dönemine kadar sürdü.
Nogaylaroğlu’ndan önceki THK Genel Başkanı Kürşat Atılgan döneminde Bertan Nogaylaroğlu’na görevi devretmeden önce CL-215 tipi uçakların bakımı için 1 milyon dolar tasarruf edildi ve görevinden ayrıldı. Yani Atılgan görevi devrettiği gibi bu meblağı da yeni yönetime devretmiş oldu. Fakat yeni yönetim bunu acil olmayan yerlere harcadı.
Kötü niyet söz konusu olabilir mi?
Herhangi bir art niyet söz konusu değil, sadece planlama hatası vardı. Orman Bakanlığı’nın CL-215 ihale dönemi geldiğinde uçaklara bakım yaptıracak para kalmamıştı ve bakımı yapılmayan uçaklarla ihaleye girmeye çalıştılar.
Üstelik bir önceki yıl saatlik ücret olarak verilen 13 bin doların üstüne çıkıldı ve 14 bin 500 dolar teklif edildi. THK Genel Sekreteri Yavuz, yangın söndürme konusunda THK’nın rakibi olmadığı düşüncesiyle ve kurumun borçlarını azaltmak için bunu yaptı.
“Hurda denilen uçak Teknofest’te gösteri uçuşu yaptı”
Bir diğer tartışma da hangarlarda atıl bekleyen CL-215’ler, bu uçaklar dendiği gibi hurda mı? Ve geri kazanılmayacak durumda mı?
Hurda ve antika olarak adlandırılan 6 adet CL-215 tipi yangın söndürme uçağı bulunuyor. Hurda denilen bu CL-215, Teknofest’te gösteri uçuşu yaptı ve 20 metreden alevlere müdahale etti. Bu uçaklardan ikisi birkaç gün içerisinde uçmaya hazır hale getirilebilir. Diğer dört uçak ise 2.5 yıldır uçmadığı ve bakımları da yapılmadığı için yeniden uçabilmeleri 1 ayı bulur.
Türkiye’de yangın uçakları ne zaman kullanılmaya başlandı, bu işin geçmişi nereye dayanıyor?
Öğretmen Kaptan Pilot İsmail Çınar: M-18 tipi uçaklar Türkiye’de 1985’ten itibaren kullanılmaya başlandı. İzmir, Çanakkale, İstanbul ve Antalya’da konuşlanıyorlardı. Bu uçaklar yangına hızlı müdahale için etkili ve yangını çıktığı anda söndürme kapasitesine sahip. THK’ya ilk olarak 3 ila 4 tane alınan M-18’ler 1.5 ila 2 ton arası taşıma kapasitesine sahip.
Bir tane de yangın keşiflerinde kullanılmak üzere keşif uçağı bulunuyordu. Bu uçak da önden giderek yangın bölgesini tespit edip söndürme uçaklarına kılavuzluk ediyordu. Yangın helikopterleri ise ilk olarak 1995’te kullanılmaya başlandı. Bu helikopterlerin su ikmali için orman bölgelerine çok sayıda yapay gölet yapıldı. Helikopterin bir avantajı su ikmali yapmak için zemine inmeye ihtiyaç duymadan havuzdan suyu alabilmesidir. Helikopterler 1.5 ila 2 ton arası su taşıma kapasitesine sahip.
Daha büyük kapasitede olan Kamof Ka-32 isimli uçaklar bu sene Türkiye’de kullanılmaya başlandı. Bu helikopterler Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerden kiralanıyordu. İtalya’da kullanılan ve 10 ton su taşıma kapasitesine sahip Skycrane S-64 Sikorsky helikopterleri de yüksek kapasiteli olmalarına rağmen pahalı oldukları için kiralanabiliyor ve satılmıyor.
“Yangınları 20-25 dakika içerisinde 1-2 saate bastırırdık”
Uçaklar etkin kullanılsaydı yangın bu kadar büyür müydü?
İsmail Çınar: Yangınlar dip ve tepe yangını olarak temelde ikiye ayrılır. Arazinin yapısı, ağaçların tipine göre de yangınlar değişiklik gösterir. Dip yangınlarda sadece otlar yanarken tepe yangında ağaçlar yanıyor. Dip yangın olduğunu beyaz duman çıktığında anlıyoruz. Fakat dip yangın büyürse ve tepe yangınına dönüşürse siyah dumanlar çıkmaya başlıyor, alevler ormanın üzerine çıkıyor. Tepe yangınlarda ısı artışı oldukça fazla, öyle ki 600 dereceyi aşan sıcaklıklar oluyor ve önüne çıkan ne varsa kurutup yakıyor.
Dip yangınlarda bazen o kadar çok duman olur ki helikopterler işe yaramayabilir, zaten helikopterler yoğun dumanlı alana giremez. Fakat uçak da helikopter de müdahale için gerekli. Uçaklar yangının büyümesi sırasında kullanılır ve yüzde 95 başarı sağlanır. Yangınları 20-25 dakika içerisinde, suya uzak bir noktada ise 1-2 saate bastırırdık. Şu an yaşanan kontrolden çıkmış büyük bir yangın.
Çoğu uçak ve helikopter bu yangınlarda çok az etkili olur. Yangının söndürülmesi için yangın yönü hesaplanarak, ilerleyeceği alanlar boşaltılarak bir yol izlenmesi gerekir. Örneğin yerleşim yerlerine giden ve yangına yakın alanlardaki ağaçların temizlenmesiyle yangına blokaj yapılır, karşı ateş uygulanarak durdurulmaya çalışılır.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***