30 yılı aşkın süredir Kırgızistan’da yaşayan eğitimci Orhan İnandı’nın MİT tarafından kaçırılarak Türkiye’ye getirilmesi için ‘öncekilere benzemiyor” diyen gazeteci Alper Görmüş, nedenini Serbestiyet’te yazdı.
Görmüş’ün yazısının ilgili bölümü şöyle;
“Türkiye, daha önce de farklı ülkelerde yaşayan Gülen örgütlenmesine mensup bazı kişileri MİT operasyonuyla Türkiye’ye getirdiğini açıklamıştı. Gerçi bu da ülkenin uluslararası imajı açısından sorunlu ama Orhan İnandı’nın bir MİT operasyonuyla Türkiye’ye getirilmesi yeni ve çok daha sorunlu bir düzeyi ima ediyor.
Ülkeler, kendi yasalarına göre suçlu olduğuna inandıkları ve fakat yabancı bir ülkede yaşayan vatandaşlarını uluslararası hukuk çerçevesinde isteme hakkına sahip; bu süreç İnterpol aramasıyla başlar ve devam eder… Suçluları istihbarat operasyonlarıyla ülkeye getirme pratiği yok değil ama bunu şimdiye kadar sadece ABD gibi, İsrail gibi birkaç ülke yaptı; o da davul zurnayla ilan ederek değil, tam tersine inkâr ederek…
Orhan İnandı olayında ise bunlara ilaveten dev gibi bir sorun daha çıkıyor Türkiye’nin karşısına. Bu sorun, İnandı’nın 2012’den beri Kırgız vatandaşı olmasından kaynaklanıyor. Öte yandan bugün (6 Haziran) BBC’de yer alan bir haberden, İnandı’nın o zamandan beri Türkiye vatandaşı olmadığını da öğreniyoruz:
‘AFP’ye konuşan İnandı’nın avukatı Talaygül Toktakunova, müvekkilinin Kırgızistan’a 1990’larda taşındıktan sonra 2012’de Kırgız vatandaşlığı aldığını söylemişti.
(Kırgız haber ajansı) 24.kg’ye bilgi veren Türkiye’nin Bişkek Büyükelçiliği’nden bir yetkili ise İnandı’nın Kırgız vatandaşlığı aldıktan sonra Türk vatandaşlığından çıktığını belirtmişti.’
Yani neticede Türkiye yabancı bir ülkeden o ülkenin uyruğu birini Türkiye’ye kaçırmış oluyor.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin göze aldığı şey bu.”
Yazının tamamı burada