Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, 10 yıl aradan sonra ilk kez yabancı bir gazeteciye konuştu.
Libya’da 2011’de yaşanan iç savaşta 42 yıl boyunca iktidarda kalan Muammer Kaddafi, 69 yaşındayken isyancılar tarafından öldürülmüş, Seyfülislam Kaddafi’yse muhalifler tarafından yakalanmış ve hapse atılmıştı. Başkent Trablus’ta 2015’te düzenlenen bir mahkemede savaş suçu işlediği gerekçesiyle idama mahkum edilen Seyfülislam, 2017’de çıkan afla serbest bırakılmıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Seyfülislam 2014’ten beri hiçbir yaşam belirtisi göstermiyor, uzun süredir ne yaptığına ve yaşayıp yaşamadığına dair bir bilgi bulunmuyordu.
Kaddafi’nin oğlu, New York Times’a verdiği röportajda, artık özgürlüğüne kavuştuğu için siyasete dönüş planları yaptığını belirtti.
49 yaşındaki Seyfülislam, Libya’nın mevcut durumuna ilişkin şunları söyledi:
“Ülkenin ırzına geçtiler; çok kötü durumda. Para yok, güvenlik yok. Hayat kalmamış. Benzinliğe gidin, benzin yok. İtalya’ya petrol ve benzin ihraç ediyoruz, İtalya’nın yarısına enerjiyi biz sağlıyoruz. Ama burada elektrik kesintileri yaşıyoruz. Bu başarısızlıktan da öte bir şey. Bu bir fiyasko.”
2011 Libya İç Savaşı’na dair detaylar paylaşan Seyfülislam, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisini aradığını söyledi. Erdoğan için “Önce bizim yanımızda durdu ve Batı’nın müdahalesine karşı çıktı” diyen Seyfülislam, “Sonra beni ülkeyi terk etmem için ikna etmeye çalıştı” ifadelerini de kullandı.
Seyfülislam, Erdoğan’ın ayaklanmaları “dış güçlerin uzun süredir hazırladığı bir tezgah” olarak nitelendirdiğini aktardı. Kaddafi’nin oğlu da benzer şekilde ayaklanmaların artan uluslararası gerginliklerle, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de dahil fırsatçı dış aktörlerin bir araya gelmesiyle oluştuğunu düşündüğünü belirtti. Seyfülislam, “Aynı anda birçok şey yaşanıyordu. Muazzam bir fırtınaydı” dedi.
“Güçlü bir hükümet kurulması işlerine gelmiyor”
Kaddafi’nin oğlu, 2011’de muhalifler tarafından tutuklanıp hapse atıldığı dönemde bazı şeylerin değiştiğini anladığını belirtti. Tutuklu kaldığı hücrede kendisini ziyarete gelen ve iç savaşta Kaddafi’ye karşı savaşan milislerin sinirli ve hayal kırıklığına uğramış olduğunu anlattı.
Seyfülislam’a göre Libyalılar yaşananlardan o kadar olumsuz etkilenmişti ki, Kaddafi dönemine nostaljiyle bakıyorlardı. Kaddafi’nin oğlu, bunun kendisi için bir fırsat olabileceğini ve kaybettiği her şeyi geri kazanmasını sağlayabileceğini fark ettiğini söyledi.
Röportajda 2011’den beri Libya’da gerçek bir devlet olmadığını savunan Seyfülislam, iç savaştan bu yana farklı hükümetlerin iktidara geldiğini fakat bunların takım elbise giyen eli silahlı kişilerden ibaret olduğunu belirtti.
“Güçlü bir hükümet kurulması işlerine gelmiyor. Bu yüzden seçimlerden korkuyorlar” ifadelerini kullanan Seyfülislam, “Bir başbakan bulunması fikrine karşılar. Bir devlet, meşruluğunu halktan alan bir hükümet fikrine karşılar” diye devam etti.
“Kaddafi’nin rejiminde eleştirecek bir şey görmüyorum”
Robert F. Worth’un kaleme aldığı röportaj metninde, Seyfülislam’ın halkı temsil edecek kişi olarak kendini gördüğü belirtildi. Ayrıca Libya halkında, Seyfülislam’ın babasının rejiminin hatalarından ve yaşanan acı olaylardan ders çıkardığına ilişkin bir beklenti ve umut bulunduğunu, bunun kolektif bir fanteziye dönüştüğü ifade edildi.
Seyfülislam’ın da bunun farkında olduğunun belirtildiği metinde, Kaddafi’nin oğlunun şu sözleri aktarıldı:
“Libya halkından 10 yıldır uzaktayım. Yavaş, çok yavaş bir şekilde geri dönmelisiniz. Striptiz gibi. Biraz akıllarıyla oynamalısınız.”
Öte yandan röportajda Seyfülislam, babasının 42 yıllık iktidarında gerçekten eleştireceği bir şey bulunmadığını söyledi. 1980’lerdeki bazı sosyalist politikaların aşırıya kaçmış olabileceğini belirten Seyfülislam, babasının bunu fark edip gerekli düzeltmeleri yaptığını savundu.
Kaddafi’nin yazdığı ünlü Yeşil Kitap’a ilişkin de yorumlarda bulunan Seyfülislam, “Bu çılgınca bir kitap değildi. Herkesin şimdi kabul ettiği şeylerden bahsediyordu” dedi. Seyfülislam, Batı’da zamanla rağbet gören halk referandumu ve çalışan için hisse senedi sahipliği planı gibi fikirlerin kökenlerinin Yeşil Kitap’ta bulunabileceğini söyledi.
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – YASİN SOFUOĞLU
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***