Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, son dönemde çıkan sığınmacı tartışmalarıyla ilgili olarak 14. İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmasında kamuoyunda ’18 Mart Mutabakatı’ veya ‘Göçmen Mutabakatı’ olarak bilenen anlaşmaya dikkat çekti.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 18 Mart 2016’da Türkiye ile AB arasında yapılan göçmen anlaşmasına işaret ederek, “O plan içinde en önemli unsur 1 milyon Suriyeli mültecinin Avrupa’ya gönderilmesiydi. 1 milyon mülteci 2016 içinde Avrupa’ya gidecekti. Ama biz başbakanlıktan ayrıldıktan sonra iktidar, vize muafiyetinin bize getireceği siyasi prestiji yıkabilmek için vize muafiyetini de 1 milyon mültecinin Avrupa’ya geçişini engelleyecek şekilde o anlaşmayı yok saydı, o anlaşmanın üzerine gitmedi” dedi.
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, son dönemde çıkan sığınmacı tartışmalarıyla ilgili olarak 14. İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmasında kamuoyunda ’18 Mart Mutabakatı’ veya ‘Göçmen Mutabakatı’ olarak bilenen anlaşmaya dikkat çekti.
Davutoğlu, kendisinin de Başbakanlık görevini sürdürdüğü 2016 yılında Türkiye’deki sığınmacı sayısının 2 milyon olduğunu hatırlatarak, 1 milyonunun o yıl içinde Avrupa’ya gönderilmesi konusunda AB ile anlaşmaya varıldığını belirtti. Davutoğlu, Başbakanlıktan ayrılmasından sonra iktidarın bu anlaşmayı yok saydığını kaydetti.
Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Suriyeli göçmenler doğrudan birinci derecede Türkiye’ye savaş dolayısıyla gelen göçmenler. Afgan göçmenler ise arada İran üzerinden, Pakistan-İran üzerinden gelenler.. Afgan göçmenlerle ile Suriyelilere uygulanacak kriter aynı değil. Suriye büyük bir iç savaş yaşıyor ve birinci derecede kaçtıkları ülke Türkiye.
Yapılacaklar şunlar, iktidara sesleniyorum:
1-Atıl bir şekilde Ankara’da oturup göçmenler konusunu Türkiye içinde büyük bir sosyal yara olarak gelişmesini izlemek yerine yapmanız gereken ABD, Rusya, İran başta olmak üzere Suriye kriziyle doğrudan taraf olan bütün ülkeler nezdinde etkin ve kapsamlı diplomatik girişim başlatmanız ve Suriye’de bir geçiş sürecinin diplomasisini devreye sokmanız lazım.
Suriyeli mültecilerin Türkiye’den Suriye’ye geri dönüşleri sırasında zulme uğramayacakları garantisini elde eden bir BM teminatı çıkarın. Türkiye’deki Suriyeliler ülkelerine böyle bir güvenlik ortamında dönerler, bunlar burada kalıcı değiller.
Plansız dönüşler büyük göç dalgalarını beraberinde getirecek rejim saldırıları altında kalır.
2- 2016’da 18 Mart’ta AB ile yaptığımız anlaşma… Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı onu para talebi söz konusu oluna hatırlıyor. Ancak tek parametresi 6 milyon Euro değildi. O plan içinde en önemli unsur 1 milyon Suriyeli mültecinin Avrupa’ya gönderilmesiydi. 1 milyon mülteci 2016 içinde Avrupa’ya gidecekti. Ama biz başbakanlıktan ayrıldıktan sonra iktidar, vize muafiyetinin bize getireceği siyasi prestiji yıkabilmek için vize muafiyetini de 1 milyon mültecinin Avrupa’ya geçişini engelleyecek şekilde o anlaşmayı yok saydı, o anlaşmanın üzerine gitmedi.
Kıbrıs dolayısıyla AB şimdi diyor ki ‘biz gümrük birliği revizyonunu’ erteleceğiz. Halbuki 2016’da yaptığımız anlaşmada, yıl sonuna kadar gümrük birliği revizyonu tamamlanacaktı. Bütün bu aldığımız tavizler hayata geçirilmeyecekti. O zaman 2 milyon mülteci vardı, 1 milyonu Avrupa’ya gönderilecekti. Kalan mültecileri de rehabilte etme konusunda 6 milyar euro ek kaynak o şekilde sağlanacaktı. Bunları takip etmediler, bugün takip ettileri diplomasinin dayanağı yok.
AB ile masaya oturulup, sadece 6 milyar euro üzerinden değil, 1 milyon mülteciyi niye almadınız diye masaya oturmanız lazım. Bugün o rakamlar nerelere çıktı. O gün bu uygulanmış olsaydı Türkiye’de mülteci sorunu kontrol atlına alınmış olacaktı, ama bunların derdi iktidarlarını sürdürmek, sorunu çözmek değil.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***