HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faisal bin Ferhan ile yaptığı görüşmede eşit bayrak bulunmamasının yol açtığı diplomatik nezaketsizlik pek çok yönü ile tartışıldı. Kamuoyundaki bu tartışma sürerken, konunun gözden kaçırılan en az o kadar önemli bir başka boyutu var.
Önce konu ile ilgili kısa bir hafıza tazelemesi yapayım. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 15-16 Temmuz’da Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yapılan “Orta ve Güney Asya: Bölgesel İşbirliği, Sınamalar ve Fırsatlar” konulu bir uluslararası konferansa katıldı.
Konferansa katılan ülkelerin dışişleri bakanları da bu geniş katılımlı toplantılar sırasında ikili temaslar yapma fırsatı buldu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ikili temasları sırasında görüşme yaptığı isimlerden birisi de Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faisal bin Ferhan idi.
Görüşmenin yapıldığını Çavuşoğlu kendi sosyal medya hesabından duyurdu. “Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faisal bin Ferhan ile yararlı bir görüşme gerçekleştirdik” notu ile paylaştı.
Çavuşoğlu aynı içeriği İngilizce olarak da Suudi mevkidaşını (@FaisalbinFarhan) etiketleyerek yayınladı.
TÜRK KAMUOYU SUUDİ PAYLAŞIMLARDAN GERÇEK FOTOĞRAFI ÖĞRENDİ
Toplantıya bakan dışında katılan Türk temsilcileri çok sınırlı olduğu için yapılan paylaşımdan görüşmenin nasıl bir ortamda gerçekleştiğine ilişkin bilgi yoktu.
Suudi Arabistan kaynaklı hesaplardan, Çavuşoğlu’nun paylaşımında fotoğrafın gerçek boyutuyla niçin kullanılmadığını sorgulayan twitler atılmaya başlandı.
Türk hükümetinin Suudi Arabistan’la “düşmanca ilişkilere girmesi”ni eleştiren Suudi hesaplar, fotoğrafın kırpılmadan önceki şeklini yayınladılar. Çavuşoğlu’nun paylaştığı yakın plan fotoğrafta aradaki sehpada iki ülkenin küçük bayrakları bulunuyor.
Arkadaki duvarda çeneden aşağısı görülen göğüs plan fotoğraflardan da görüşmenin Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde yapıldığı anlaşılıyor.
Suudi kaynaklı hesaplar, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nu etiketleyerek “fotoğrafı kesme” diyerek fotoğrafın gerçek halini paylaşmaya başladılar.
Paylaşımların hepsi bu kadar “nezaketli” değil. İçlerinde galiz ifadelerin bulunduğu twitler hayli fazla.
Yapılan paylaşımlardan ortamın bilerek hazırlandığı anlaşılıyor. Daha net bir ifade ile söylemek gerekirse, orta yerde Suudi Dışişleri makamlarının da işin bir tarafından tuttuğu bir organizasyon var.
Suudi tarafından atılan bir twitte ise Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Suudi bakan ile görüşmek için Suudi Arabistan’ın Özbekistan büyükelçiliğine gittiği hatırlatılarak bu durum, “Türkiye Suudi Arabistan’a yalvarıyor ve diz çöküyor komik” olarak nitelendirildi.
Bir başkasında ise “Çocuklarınızı ülkemizde çalışmaya davet ettik. Türkiye’nin bize diz çökmesi çok doğal” denildi.
İSRAİL İLE YAŞANAN ALÇAK KOLTUK KRİZİ GİBİ
Tıpkı İsrail ile Ocak 2010’da yaşanan ve diplomaside “Alçak koltuk krizi” olarak anılan olay gibi. Bilindiği gibi İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u İsrail Parlamentosuna çağırmıştı.
Görüşme öncesi odaya basın mensuplarını davet eden Ayalon, hazırladığı alçak koltuk görüntüsü yetmiyormuş gibi basın mensuplarına dönerek aynen şöyle demişti:
“Bizim yüksek, onun alçak koltukta oturduğuna, masada yalnızca İsrail bayrağı bulunduğuna ve bizim gülümsemediğimize dikkatinizi çekerim.”
Ayalon bununla da kalmamış, gazetecilerin el sıkışmaları yolundaki çağrısını da geri çevirmişti. Ayrıca, Türk büyükelçiye su dahil hiçbir ikramda bulunmamıştı.
Yıllar boyu Bülent Ecevit’in ABD Başkanı Clinton ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşme sırasında çekilen fotoğrafı paylaşarak “haysiyetli dış politika” nutukları atan AK Parti, ülkenin saygınlığını ayaklar altına paspas yapmış durumda.
Dış politikayı, diplomasinin ince çizgileri üzerinde yürütenleri “monşer” olarak adlandıran iktidar yanlıları, maalesef iç siyaset uğruna dış politikayı malzeme yaptı. Perde arkası diplomasisi ile kırıp döktüklerini toparlamaya çalışırken de bir kez daha eline yüzüne bulaştırıyor.
Dışişleri Bakanlığı koltuğunu bunca yıldır işgal eden Çavuşoğlu’nun, oluşturulan eşitsizlik ortamını görünce, “Salonda Suudi Arabistan bayrağıyla eşit boyutlarda Türk Bayrağı bulunmayacaksa görüşme başlamadan bitmiştir” deme cesaretini gösteremediği anlaşılıyor.
Esas itibariyle iş Bakan Çavuşoğlu’na bırakılmadan daha alt düzeydeki temaslarla bu sorunun çözülmesi gerekiyordu.
Çavuşoğlu, Suudi mevkidaşıyla yatığı görüşmede normal olmayan bir durum olduğunun kendisi de farkında olduğu çok net. Bundan dolayı paylaştığı fotoğrafı kadrajlayıp, ya de bilinen ifade ile kırpıp yakın plan olarak yayınlıyor.
Bu utanç fotoğrafının bize öğrettiği şu. Erdoğan rejimi, iç politika uğruna ya da öngörüsüzlüğü yüzünden kırıp döktüğü ülkelerle arayı düzeltmek istiyor. Bunun için tavizkar bir tutum takınmayı göze almış durumda. Mısır’dan sonra sırada Suudi Arabistan var. Kısacası diplomaside “ayağa gitme” dönemi!
Türk hükümetinin bu tavrını gören Suudi tarafı ise kendi iç kamuoyunun duygularını tatmin edecek bir malzemeyi bulmuş ve bunu istediği gibi kullanmak istiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***