AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından 1 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanan Melih Bulu, “Kayyum rektör istemiyoruz, kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” diyen öğrenci ve akademisyenlerin kararlı eylemleriyle gitti.
Protestoların odağında olan ve bu tutumun “6 ayda biter” diyen Bulu, yine bir gece yarısı kararnameyle Erdoğan tarafından görevden alındı. Bulu’nun yerine yardımcısı Prof. Dr. Naci İnci vekaleten atandı. Yaşanan gelişmeleri “kayyım rektör istemiyoruz” diyerek ilk günden bu yana direnişte olan Boğaziçi akademisyeni Ali Kerem Saysel ve öğrencilerden Devrim Barış Yılmaz değerlendirdi.
KAYYIMLA YÖNETEMEDİLER
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Ali Kerem Saysel, görevden alma kararının üniversiteyi kayyımla yönetememelerinden kaynaklı olduğunu belirtti. Bu kararın aynı zamanda verdikleri mücadelenin de başarısı olarak vurgulayan Saysel, “Melih Bulu ‘ben bunu 6 ay içerisinde halledeceğim’ dedi. Ama 6 ay sonra kendisi görevden alındı. Fakat diğer taraftan görevden almanın nedenini bilmiyoruz. Bunun ötesini görmek için çok erken. Melih Bulu’nun aslında istifa etmek istediğini de biliyoruz. Fakat buna izin verilmedi ama görevden alındı. Melih Bulu sonrası için Cumhurbaşkanlığı ne düşünüyor. Bunu tam öngöremiyoruz” dedi.
TÜMÜ GAYRİMEŞRU
Taleplerinin rektör atanırken kendilerine sorulması olduğunu hatırlatan Saysel, seçim yapabilmeleri için fırsat verilmesi gerektiğini söyledi. Bulu ya da yerine vekaleten atanan Naci İnci’nin kendileri için bir farkının olmadığını dile getiren Saysel, “Bunların tümü gayrimeşrudur. Melih Bulu nasıl kayyım olarak atandıysa yardımcıları da Boğaziçi akademisyenlerine sorulmadan, güvenoyu almadan görev aldı. Eğer İnci kalıcı rektör olarak atanırsa bizim tepkimiz aynen devam edecektir. Naci İnci rektör olmak istiyorsa meslektaşları ile görüşüp güvenoyu talep edebilir. Eğer güvenoyu alıyorsa bu görevi yapabilir” diye konuştu.
DİRENİŞİMİZ KAYYIMLAR GİTMESİ İÇİN
Üniversite öğrencisi Devrim Barış Yılmaz ise, Bulu’nun gidişinden kendisinin dahi haberinin olmadığına dikkati çekti. Bulu’nun 6 ay boyunca okulu yardımcılarıyla yönetmeye çalıştığını aktaran Yılmaz, “6 aylık direnişin sonucunda bu bizim için net bir kazanım değil. Bir gece kararnamesi ile gelen Bulu yine gece kararnamesiyle gitti. İktidarın burada ne düşündüğüne bakmak gerekiyor. Acaba direnişi bitirmek için okul içinden birisi mi atanacak? Yoksa yine başka birisi mi atanacak. Biz en başından beri ‘Bütün üniversitelerdeki ve Kürt halkının belediyelerinde ki kayyumlara karşı birleşik bir mücadele vermeliyiz’ dedik” diye belirtti.
İKTİDAR GERİ ADIM ATTI
Görevden almayla iktidarın geri adım attığını sözlerine ekleyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Moral üstünlük bizim tarafımıza geçmiş durumda. Bu moral üstünlüğümüzle üniversite içinden atanacak bir rektör yerine tüm okul bileşenlerinin katıldığı demokratik bir seçimi talep etmeliyiz. Bulu’nun gidip okul içinden birinin atandığı bir durumu asla kabul etmememiz gerekiyor. İktidarın attığı bu geri adımı kullanıp tüm kayyumlara karşı mücadeleyi yükseltmek için fırsata döndürmemiz gerekiyor.”
‘TALEPLERİMİZİ YÜKSELTELİM’
Eylemlerin başından itibaren hocalarla öğrencilerin ortak tavır sergileyemediğini hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi: “2016’da Mehmet Özkan atandığında hocalar tarafından kabul edilmişti. Şimdi Naci İnci’nin kalıcı olarak rektör olmasının olumlu karşılanması kötü olur. Önümüzdeki bir hafta çok önemli olacak. Demokratik seçim talebini yükseltmenin, sokaklarda eylem yapmanın ve bunun bir kazanım olmadığını kendi kazanımımızı kendimiz alabileceğimizi göstermenin tam zamanı. Umarım hocalar, öğrenciler ve üniversitenin tüm bileşenleri olarak birleşik ve net bir tavır gösterebiliriz.”