Avrupa Birliği (AB) Kriz Yönetiminden Sorumlu Komiseri Janez Lenarcic, BM tarafından 10 Temmuz’da süresi dolacak olan insani yardım geçişlerinin devam edip etmeyeceği kararı öncesi çağrıda bulunarak, izin verilen tek yardım kapısı Bab El-Hava sınır kapısının açık kalması gerektiğini vurguladı.
Avrupa Birliği’nin Kriz Yönetiminden Sorumlu Komiseri Janez Lenarcic Suriye’ye BM sınır ötesi insani yardım operasyonlarını yerinde incelemek için geldiği Hatay’da, yardım aktarma merkezindeki gözlemlerinin ardından basın mensuplarına açıklama yaptı.
AB Suriyeliler’i kaderine terk etmeyecek”
Milyonlarca Suriyeli için hayati önem taşıyan insani yardım geçişi kararının önemine dikkat çeken Komiser Lenarcic, “Şöyle rakamlara bakacak olursak sınırın ötesinde 3 milyon 500 bin kişi yaşıyor. Her ay buradan bin tane TIR tek sınır geçiş noktasından bu kişilere insani yardım götürüyor ve Suriye yönetiminden bu tarafa gelen herhangi bir yardım söz konusu değil. Tabi ki bu anlamda Avrupa Birliği Suriyeliler’i kaderlerine terk etmeyecek. Ancak bu yardım hatlarının alternatifi yok. Bunu da unutmamak lazım; şu anda tek sınır ötesi yardım geçiş noktası burası’’ dedi.
Sınır kapısının kapanması durumunda olası göç dalgası
Gazetecilerin “Suriye’ye açılan tek yardım kapısının da kapanması durumunda Türkiye’ye olası bir göç dalgası yaşanabilir mi?” sorusunu yanıtlayan Lenarcic, “Spekülasyon yapmak istemiyorum ancak net olan şu ki sınırın ötesinde insani yardıma ihtiyaç duyan milyonlar var ve herhangi başka rota yok. İnsani yardım kesinlikle herhangi bir göç yönetimi aracı değil ancak şunu da ifade etmek lazım ki o insanlar orada sadece hayatta kalabilmek için bu insani yardıma ihtiyaç duyuyorlarsa ve bu hattan başka herhangi bir alternatifimiz yoksa bu durumu mutlaka dikkate almak gerekir’’ ifadelerini kullandı.
“Yardımların Türkiye’nin desteğiyle sürmesi çok önemli”
Lenarcic sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Şu anda çok kritik bir zamandayız. Aynı zamanda sınırın ötesindeki milyonlarca Suriyeli için de önemli bir zamanlama. Çünkü iki gün içerisinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla sürdürülen bu operasyonun nihai tarihine yaklaşıyoruz. Tabi Güvenlik Konseyi bu kararı uzatma kararı da alabilir. Aslında bu operasyon aynı zamanda yaşam anlamına da geliyor. Sınırın ilerisinde yaşayan 3 milyon 500 binden fazla kişi için insani yardım anlamına geliyor. Bu operasyon sayesinde bu kişilerin hayatları destekleniyor. Oradaki kişilerin gıdaya, suya, korunmaya ve barınmaya ihtiyaçları var. Aynı zamanda tıbbi yardım ve psiko-sosyal desteğe ihtiyaçları var. Bu kişiler 10 yıldan daha uzun bir süre yerlerinden edildiler, travmatik bazı olaylar yaşadılar. Bu durum oradaki toplumların hayatlarını mahvetti, yıktı, bir sonraki neslin de hayatını elinden aldı. Avrupa Birliği’nin insani yardımdan sorumlu komisyon üyesi olarak bu insani operasyona bir kez daha dikkat çekmek için bugün burada bulunuyorum. Çünkü bu son derece önemli operasyonun devam ettirilmemesinin sonuçları sınırın ötesindeki milyonlarca kişinin hayatlarının bitmesi anlamına geliyor. Ancak Şam’dan da gelecek yardımlar için herhangi bir hat kurulmadıkça Bab El-Hava’nın yani bu yardım aktarma merkezinin Türkiye’nin de desteğiyle sürdürülmesinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum. Ancak şunu da ifade etmek istiyorum, Avrupa Birliği her zaman Birleşmiş Milletler çerçevesinde sürdürülecek olan siyasi diyalogla ilgili bu süreci desteklemeye devam edecek. Aynı şekilde Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı temelinde demokratik bir geçişin sağlandığı bir çözümü de destekleyecek. Avrupa Birliği’nin yoğun bir şekilde desteklediği Birleşmiş Milletler çerçevesinde devam eden bu süreç tam anlamıyla uygulanmaya başladığı noktada Avrupa Birliği Suriye’nin yeniden yapılandırılması ve yeniden kurulmasıyla ilgili destekleme tercihini yapacak.”