Batı karşıtı cepheden olan ve ABD’nin yaptırım listesinde bulunan Reisi, cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk basın toplantısını düzenledi.
Aşırı muhafazakar yargıç, hükümetinin yürüteceği diplomasinin nükleer anlaşmanın canlandırılmasıyla ilgili devam eden müzakerelerle sınırlı olmayacağını, tüm dünyayla etkileşime gireceklerini açıkladı
18 Haziran İran cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan aşırı muhafazakar kanattan İbrahim Reisi, dış politikanın 2015 tarihli nükleer anlaşmadan ibaret olmayacağını, tüm dünyayla etkileşim halinde olacaklarını söyledi.
Yargı Erki Başkanı ve en kıdemli yargıç konumunda olup ABD’nin yaptırım listesinde bulunan Reisi, seçilmesinin ardından düzenlediği ilk basın toplantısında, kendi hükümetinin yabancı ülkelerle diplomasi yürütmeye devam edeceğini, bu yaklaşımın nükleer anlaşmanın canlandırılmasıyla ilgili devam eden müzakerelerle sınırlı olmayacağını açıkladı:
“Ulusumuz baskılara direndiğini göstermiştir ve onların da hükümetimizin dış politikasının nükleer anlaşma ile başlamadığını ve nükleer anlaşma ile sınırlı olmayacağını bilmeleri gerekir. Dış politikada tüm dünya ülkeleri ile angajman, geniş ve dengeli bir etkileşimi ilke edineceğiz.”
“İran halkının çıkarlarını nükleer anlaşmaya bağlamayacağız” diye ekleyen Reisi, Tahran’ın sırf müzakere olsun diye nükleer müzakereler yürütmeyi planlamadığını ve sonucun ülkenin egemen çıkarlarına uygun olması gerektiğini belirterek “Ülkemizin çıkarları garanti edilmezse nükleer anlaşma müzakere etme niyetinde değiliz” vurgusunu yaptı.
Eski Başkan Donald Trump’ın ABD’yi İran’la nükleer anlaşmanın tarafları arasından çıkarma kararını eleştirerek, üzerine getirdiği yaptırımların anlaşmanın ihlali anlamına geldiğini belirten Reisi, Washington’ın anlaşmaya geri dönmesi ve taahhütlerini yerine getirmesi çağrısını yaptı.
Anlaşmanın uygulanabilmesi için ABD yaptırımlarının tümüyle kalkması gerektiğinin altını çizen Reisi, nükleer anlaşmanın fiilen geçersiz hale gelmesinin tek sorumlusunun ABD olmadığına, Trump’ın çekilmesinin ardından AB’nin de anlaşma uyarınca üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmediğine dikkat çekti.
Trump’ın yerine seçilen Joe Biden’ın yönetimi, nükleer anlaşmaya geri dönülse bile bazı yaptırımların yerinde kalabileceği yönünde açıklamalar yapmıştı.
ABD ile müttefiklerinin nükleer anlaşmayı değiştirip içine dahil ederek sınırlamaya çalıştığı İran’ın balistik füze programının müzakerelerin bir parçası olamayacağını kaydederek “Pazarlığa kapalı” restini çeken Reisi, hükümetinin önceliğinin bölgedeki komşularla ilişkileri düzeltmek olacağını, ancak Suudi Arabistan ile müttefiklerinin Yemen’e 6 yıldır devam ettirdikleri askeri ve siyasi müdahaleyi derhal durdurmaları gerektiğini söyledi.
Ağustosta İran Cumhurbaşkanlığını Hasan Ruhani’den devralacak İbrahim Reisi şu ifadeleri kullandı:
“Dış politika açısından, halkımızın destansı varlığıyla durumun değiştiğini dünya bilmeli. Bu duruma bakarak halk üzerindeki azami baskının bugüne kadar etkili olmadığını bilmeleri gerekir, bu yüzden yeniden düşünüp anlaşmaya geri dönmelidirler.”
“Ulusal çıkarların garanti altına alındığı herhangi bir görüşme desteklenecek, ancak ekonomik durumu ve halkın koşullarını bu görüşmelere bağlamayacağız ve hiçbir şekilde müzakere edilmesine izin vermeyeceğiz. Aşındırıcı müzakerelerin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Temel sonuç büyük İran ulusuna bir şeyler getirmelidir.”
“İran cumhurbaşkanlığı seçimlerine, yaptırımlara, psikolojik baskılara, düşmanların psikolojik savaşına ve ekonomik sorunlara rağmen büyük katılım oldu. Bu varlığın mesajı, İmam Humeyni ve şehitlerin, özellikle de General Kasım Süleymani’nin yolunun devam edeceğidir.”
14 Aralık 1960’ta Meşhed kentinde doğan Reisi, devrim lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin talimatıyla 1988 yılında hapisteki binlerce rejim muhalifinin idam kararını veren ve ‘ölüm komitesi’ olarak anılan 4 kişilik heyette yer aldı. Siyasi tutukluların idam edilmesinde ve 2009’daki sosyal çalkantıların bastırılmasında oynadığı rol gerekçesiyle Kasım 2019’da ABD tarafından yaptırım listesine alınan Reisi, bu meseleyle ilgili kamuoyuna ilk açıklamasını bugünkü basın toplantısında yaptı.
İnsanların haklarını ve güvenliğini savunduğu için ödüllendirilmesi gerektiğini öne süren Reisi, ABD’nin insan hakları gerekçesiyle kendisine yaptırım uygulamasının yargıç olarak görevini yapmasından kaynaklandığını dile getirerek şunları söyledi:
“Nerede olursam olayım bir savcı olarak insan haklarının ve insanların güvenliğinin ve rahatının savunucusu olmaktan gurur duyuyorum. Görevim süresince yaptığım tüm eylemler her zaman insan haklarını savunma yönünde olmuştur. Bugün de cumhurbaşkanlığı görevinde kendimi insan haklarını savunmakla yükümlü hissediyorum.”