URFA – Urfa Valiliği’nin tarihi Balıklıgöl Platosu’na dair hazırladığı projeye dahil edilmelerini isteyen kentin tek ney üreticisi ve eğitmeni Ahmet Ateş, aksi halde Balıklıgöl’de bir rengin eksileceğini söyledi.
Urfa tarihi Balıklıgöl Platosu’nda içerisinde yer alan Rızvaniye El Sanatları Külliyesi’nde verilen ney, ebru, keçe, kazazlık, tezhip, filografi, kaligrafi, hüsn-i hat, nakkaşlık ve resim gibi birçok meslek kursu atölyesi Urfa Valiliği’nin “iyileştirme” projesi kapsamında boşaltılıyor. Kendilerine valilik tarafından 4 yıl önce 15 yıllığına tahsis edilen mekanı boşaltmak istemeyen kentin tek ney üreticisi ve eğitmeni Ahmet Ateş (35), atölyelerin Balıklıgöl Platosu için birer renk olduğunu ifade etti. Ateş, projeye kendilerinin de dahil edilmesini beklediklerini söyledi.
Yaklaşık 15 yıldır Urfa’da hem ney üretimi hem de eğitmenliği yaptığını dile getiren Ateş, Antep’ten Urfa’ya gelen bir ney ustası ile tanışması ile neye olan ilgisinin başladığını belirtti. Ateş, ney sesinden etkilendiği için o dönem Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinden verilen halk eğitim kurslarına yazıldığını, ardından İstanbul’da eğitim aldığını anlattı.
Rızvaniye El Sanatları Külliyesi’nden önce bu mesleği kısıtlı imkanlarla evinde yaşatmaya çalıştığını paylaşan Ateş, 4 yıldır külliyede üretim ve eğitmenlik yaptığını, bu süre zarfında 6 ney ustası yetiştirdiğini ifade etti. Atölyelerinin bölgede Kültür Bakanlığı’na bağlı ney üreten tek atölye olduğunu vurgulayan Ateş, son 4 yılda Urfa’da ney üfleyenlerin sayısında ciddi bir artış olduğunu da kaydetti.
BALIKLIGÖL’DEN BİR RENK EKSİLİR
Balıklıgöl Platosu’nda bulunmalarının kendileri için avantaj olduğunu söyleyen Ateş, “Balıklıgöl bölgenin en fazla yerli ve yabancı turist çeken tarihi mekanlarından biri. Buraya gelen müzisyenler oluyor ve biz onlarla tanışma fırsatı buluyoruz. Bu bizim için önemli. Bölgede ney üretimi yapan yok. Valilik yapacağı düzenleme, iyileştirme projesine bizi de dahil etmeli. Bizim burada olmamız, dışarıdan gelen misafirlere canlı olarak ney dinleme şansı veriyor. Burada olmasak bizim için çok bir kayıp olmaz ama Balıklıgöl’den bir renk eksilmiş olur. Gelen ziyaretçilerin talebi bizim burada olmamız. Biz 4 yıldır bulunduğumuz yerde kira vermiyoruz, bu bizim için bir destek. Bizi bundan mahrum bırakmasınlar. Elektrik ve su veriyoruz, bir de kira versek biz hayatta bu mesleği yapamayız. Kazancımız ile giderimiz orantılı değil, bizim amacımız mesleği yaşatmak” şeklinde konuştu.
NEY YAPIM AŞAMALARI
Ney yapımının aşamalarını da anlatan Ateş, şunları söyledi: “Ney yapımına uygun kamış bulmak kolay değildir. Kamışları biz kendimiz Hatay ve Adana’ya giderek kesiyoruz. Çünkü ney yapımı için gerekli olan kısa boğumlu kamışları bulmak zordur. Ney yapılan kısımlar genellikle kamışın orta kısımlarında bulunur. Ney yapılan kamışlar sonbaharda, hava sıcaklığına göre Ekim, Kasım ve Aralık aylarında kesilmelidir. Kamışlar toplandıktan sonra bazen 2 yıl kurumaya bırakıyoruz. Budaklarını temizledikten sonra, ölçü ayarları yapıp, matkap ve buna benzer özel delici aletlerle delikler açıyoruz. Daha sonra açılan perdeler zımparalanır ve hafifçe yağlanır. Ney’in parazvanesi ve başparesi takılır. Parazvane, genellikle alpaka gümüşünden yapılır. Ateşe tutulup lehimleme yöntemiyle alpaka gümüşü parazvane haline getirilir. Parazvane parlatma aracıyla parlatılır. Kamışın her iki tarafına yerleştirilen parazvane, kamıştaki aşınmayı ya da olası bir çatlamayı önlemek amacıyla takılır. Daha sonra başpare takılır. Başpare gerek temiz ses elde etme, gerekse dudaklarda olası bir yırtılmayı önlemek için takılır. Daha sonra neyin akortlamanı (ses ayarı) yapılır. Ayar tutmamışsa milim hesabı yapılarak kamıştan bir parça kesilir ve seslere tekrar bakılır.”
SES ÇIKARMA BİR HAFTA SÜRÜYOR
Bölgede ney üflemesinin 1900’lü yıllara dayandığını dile getiren Ateş, Urfa’da ney üfleyenlerin sayısının 20 yıl öncesine kadar çok az olduğunu sözlerine ekledi. Son 20 yılda ney üfleyenlerin sayısında artış yaşanmasını ise TV dizilerinde kullanılmasına bağlayan Ateş, “Urfa’da ney üfleyenlerin profiline baktığımız zaman genellikle öğretmenler. Üflemek isteyip, zor olduğunu düşünenler de var. Buraya ilk defa gelen bir öğrenci birkaç aylık çalışmadan sonra zor olmadığını fark ediyor” dedi.
Farklı boyutlarda 13 tane ney çeşidi olduğu bilgisini paylaşan Ateş, “Yaygın olan ney ise orta ton denilen kız neyi. Başlayanların kullandığı standarttır. Üflerken ses çıkarma sadece bir hafta sürüyor, başlayan biri bir haftada ses çıkarabiliyor. Tutuş ve nefes devreleri ile eğitim devam eder” diye belirtti.
SANATA VE SANATÇIYA DESTEK
Bir yıldan fazladır etkisini gösteren salgın boyunca çok az satış yaptığını söyleyen Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar salgın psikolojisi ile hobi amaçlı evde otururken keyifli zaman geçireyim, yeni bir enstrüman öğreneyim arayışına girmedi. Günümüzde sanat neredeyse bitti diyecek bir noktaya getirildi. Devlet sanata ve sanatçıya destek olmalı. Biz şuan bu mesleği yapıyoruz ama yorulur bırakırsak, bizden sonra kimse yapmaz. Ney üflemek zor gibi bir algı var ama bu öyle değil. Öğrenmek isteyenler biraz sabrederek kısa bir sürede bizden alacakları eğitim ile iyi bir ney üfleyicisi olabilirler.”
MA / Emrullah Acar
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.