Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianameye ilişkin ilk incelemesini tamamlayarak, iddianamenin kabulüne karar verdi.
Anayasa’ya göre Anayasa Mahkemesi tarafından “Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.” Anayasa Mahkemesi temelli kapatma yerine “Siyasî partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.”
68. Maddenin dördüncü fıkrasına göre “Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”
Anayasa’ya göre bir diğer kapatma sebebi de siyasi partilerin “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alması.”
Türkiye’de aktif olarak çok partili hayata geçilen 1945 sonrası “komünist eğilimli olduğu” veya “dini siyasete alet ettiği” gerekçesiyle kapatılan birkaç parti oldu.
1961 Anayasası’na göre de benzer gerekçelerle kapatılan beş parti var. Bunlardan birisi, 1969 seçimlerinde Konya’dan bağımsız olarak parlamentoya giren Necmettin Erbakan ve 17 arkadaşı tarafından kurulan Milli Nizam Partisi’ydi. 1970’te kurulan parti, bir buçuk yıl bile yaşamadan 1971’de kapatıldı.
1980 darbesi sonrası ise CHP ve MHP dahil birçok partinin faaliyetleri yasaklandı. Bu iki parti askeri yönetim dönemi sonrası yeniden kurulup zaman içinde eski isimlerini alırken, Milli Nizam Partisi yerine 1972’de kurulan ve oy oranını bir seçimde yüzde 12’ye kadar çıkararak üç kez iktidar ortağı da olan Milli Selamet Partisi’nin ardılı ise Refah Partisi olarak 1983’te kuruldu.
1982 Anayasası’na göre Türkiye’de 21 siyasi parti kapatıldı. Bunlardan bir kısmı yüzde 10 seçim barajını geçen ya da yüzde beşin üzerinde oy alan İslami eğilimli partiler ile çoğunlukla Kürt nüfusun oy verdiği siyasi partilerdi.
Refah Partisi – 1998
Türkiye’de 28 Haziran 1996’da Refah Partisi (RP) ile Doğru Yol Partisi’nin (DYP) Necmettin Erbakan başbakanlığında kurduğu koalisyon hükümeti gerginliğin artmasına neden oldu.
28 Şubat 1997’deki dokuz saat süren Milli Güvenlik Kurulu toplantının sonunda yayımlanan bildiride laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulanırken, hükümetten aralarında sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçilmesi, tarikatlara bağlı okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmesi, Kuran kurslarının denetlenmesi ve kılık-kıyafet kanunun uyulmasını da içeren bir dizi eylemi hayata geçirmesi istendi.
Bu toplantıdan birkaç ay sonra RP hakkında “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” gerekçesiyle kapatma davası açıldı. Erbakan istifasını sunmuş olsa da 1998’de parti kapatıldı.
O dönem Recep Tayyip Erdoğan da Refah Partisi’nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti.
Fazilet Partisi – 2003
Refah Partisi kapatılmaya yakın, devamı niteliğinde Fazilet Partisi kuruldu. Böylece Refah Partisi’nin kapatılmasıyla bağımsız kalan 150 kadar milletvekili Fazilet Partisi’ne geçti.
18 Nisan 1999 seçimlerinde yüzde 15’in üzerinde oy alarak 111 milletvekili çıkaran Fazilet Partisi’nin İstanbul milletvekili Merve Kavakçı, TBMM’deki yemin töreni sırasında genel kurula başörtüsüyle çıkınca büyük tartışmalar yaşandı. Nihayetinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 7 Mayıs 1999’da partiye kapatma davası açtı.
Fazilet Partisi 22 Haziran 2001’de kapatıldığında, parti içinde “gelenekçi” ve “yenilikçi” tartışması yaşanıyordu.
Adalet ve Kalkınma Partisi – 2008
Kendisini “gelenekçi” olarak tanımlayan ekip aynı yıl Saadet Partisi’ni kurarken “yenilikçi” olarak tanımlayan ekip de Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdu. Parti, girdiği ilk seçimde 11 milyona yakın oy alarak yüzde 34,2 oy oranına ulaştı ve tek başına iktidara geldi. 19 yıldır da iktidarda.
2008 yılında AKP’ye de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından “laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiği” gerekçesiyle kapatma davası açıldı. Birkaç ay içinde AYM kararı açıklandı. Buna göre 10 üyeden altısı kapatılması yönünde oy kullanmış; yeterli çoğunluğa ulaşılmamıştı. Nihayetinde partinin hazine gelirlerinin yarısının kesilmesine karar verildi.
Bu tarihten sonra girdiği 2011 genel seçiminde parti, yüzde 49,8 oy alarak TBMM’de 327 sandalye kazandı.
AKP’li isimlerden o dönemden sonra parti kapatmalarına karşı olduklarına dair çok sayıda açıklama yapıldı. 2010 ve 2015’te parti kapatmayı zorlaştıran bazı düzenlemeler de AKP’nin öncülüğünde getirildi.
Halkın Emek Partisi – 1993
Türkiye’de kapatma davalarından en fazla etkilenen siyasi çizgideki partiler ise 1990’da kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) ve devamında kurulanlar oldu.
Aralarında Ahmet Türk’ün de olduğu siyasetçiler tarafından kurulan parti, 1991 seçimlerinde yüzde 10 seçim barajını aşamayacağını öngörerek Sosyal demokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden 21 kişiyi TBMM’ye soktu. Ardından Hatip Dicle, Sedat Yurtdaş, Leyla Zana, Sırrı Sakık ve Orhan Doğan gibi isimlerin de aralarında bulunduğu bu 21 vekil, HEP’e geçti. Ancak Kasım 1991’de TBMM’deki yemin töreninde Leyla Zana’nın Kürtçe konuşması tartışmalara yol açtı.
3 Temmuz 1992’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma amacını taşımak” ve “yasaya aykırı siyasi faaliyetlerin mihrakı olmak” gerekçesiyle kapatma davası açılan parti, 1993’te kapatıldı.
Demokrasi Partisi – 1994
Kürt siyasi hareketinin ilk partisi kabul edilen HEP’in ardından, bağımsız kalan ve yasaklanmayan 18 milletvekili, partinin kapatılma ihtimaline karşı kurulan Demokrasi Partisi’ne geçti.
3 Mart 1994’de aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Orhan Doğan’ın da bulunduğu çok sayıdaki Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilinin Meclis’te dokunulmazlığı kaldırıldı ve 17 Mart 1994’te tutuklandılar.
Aralarında Sırrı Sakık’ın da bulunduğu bazı milletvekilleri bir süre Meclis’te kalarak, direndi, ancak bir süre sonra Meclis’ten çıkarılarak tutuklandılar. 2007’de yaşamını yitiren Orhan Doğan’ın Meclis kapısı önünde başına bastırılarak polis aracına bindirilmesi ise yıllarca konuşulan görüntüler arasında yer aldı.
Parti, bu olayların ardından Haziran 1994’te kapatıldı.
Halkın Demokrasi Partisi – 2003
Yine DEP’in kapatılması ihtimaline karşı 1994’te kurulan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) 1995 seçimlerinde 1 milyon 171 bin 623 oy aldı.
1999 genel seçimlerinde ise parti 1 milyon 482 bin 196 oyla, toplam oyların yüzde 4,75’ini alarak seçim barajını geçemedi. Ancak Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan 11 ilde birinci parti çıktı. Aynı yıl yapılan yerel seçimde de yedisi il olmak üzere 37 belediye başkanlığı kazandı.
Mart 2003’te “yasa dışı faaliyetlerin merkezi” olduğu gerekçesi ile kapatılan partinin 46 üyesine de beş yıl siyasi yasak getirildi.
Henüz HADEP kapatılmadan kurulan Demokratik Halk Partisi’nde (DEHAP) siyasete devam eden partililer, 2002 seçimlerinde 2 milyona yakın oy alarak oy oranını yüzde 6,21’e yükseltti.
Parti 2005’te kendisini feshederek aynı yıl kurulan Demokratik Toplum Partisi’ne katıldı.
Demokratik Toplum Partisi – 2009
Ahmet Türk, Leyla Zana, Orhan Doğan ve Aysel Tuğluk tarafından kurulan Demokratik Toplum Partisi (DTP), Türkiye’de ilk kez eş başkanlık sistemini uygulayan siyasi parti oldu. Avrupa Sosyalist Partisi’nde de gözlemci statüsündeydi.
2007 genel seçimlerine yine barajı aşamama öngörüsüyle bağımsız aday olarak katılan 21 siyasetçi, TBMM’ye girdikten sonra DTP’ye katıldı ve partinin ilk kez meclis grubu oldu.
2009’daki yerel seçimde bu kez sekiz il belediye başkanlığı alan DTP, 2 milyon 200 binin üzerinde oy aldı, oy oranı da yüzde 5,70 oldu.
Ancak bu sırada kapatma davası sürüyordu.
DTP Van İl Başkanı Veysi Dilekçi’nin 2007’de yaptığı bir konuşmada “PKK, bu ülkenin bir gerçeğidir, bunu kabul etmek zorundayız. Bizim PKK ile organik değil, duygusal bağımız var.” ifadeleri sonrası aynı yıl kapatma davası açıldı.
Parti 11 Aralık 2009’da kapatıldı. 37 kişiye beşer yıl siyasi yasak getirilirken Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekillikleri düşürüldü.
DTP, Türkiye’de bugüne kadar kapatılan, TBMM’ye girmiş son parti oldu. Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılan son üç parti Fazilet Partisi (2001), HADEP (2003) ve DTP oldu.
DTP’nin yerine kurulan Barış ve Demokrasi Partisi üyeleri, 2011 genel seçimine bağımsız aday olarak girdi. Bu şekilde seçime giren ve toplam oyların yüzde 6,5’inden fazlasını alan, aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak ve Ertuğrul Kürkçü’nün de olduğu 36 milletvekili, sonradan BDP’ye katıldı.
Parti, 2014 yerel seçiminde de 10 il belediyesini kazandı. Ahmet Türk de, bağımsız olarak girdiği seçimde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Halkların Demokratik Partisi – 2021
2014’te Halkların Demokratik Partisi (HDP) adını alan parti, 2015 genel seçimlerine ilk kez parti olarak girdi ve oyların yüzde 13,1’ini alarak seçim barajını geçti; 80 milletvekili çıkardı.
Partinin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Kasım 2016’dan bu yana tutuklu.
2018 genel seçimlerinde oy oranı yüzde 11,7’ye düşen ve 67 milletvekili çıkaran parti için, 17 Mart 2021’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kapatma davası açıldı. Dava için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğunda, istifa, milletvekilliği düşürülmesi ve ayrılmalar sonrası 55 milletvekili kalmıştı.
2013-2015 yılları arası PKK ile süren çözüm sürecinin bitişi sonrası, partiye sıklıkla PKK ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle “terör örgütlerine yardım” suçlaması yapıldı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, bir süredir kapatma tartışmaları süren parti için Aralık 2020’de “HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır” açıklaması yaptığında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda en çok bizim ağzımız yandı. Parti kapatmayı AK Parti zorlaştırdı. Bu bizim kararımız zaten. Parti kapatmak yerine, kişiler üzerinden bir ceza verilecekse verilmelidir” demişti.