Türkiye’nin Katar ile ilişkilerinin dar bir klik üzerinden finanse edildiğine değinen uzmanlar, bu kaynağın büyük oranda yolsuzluğu artırdığını ve gücü elinde tutmak isteyen Erdoğan ile çevresine ekonomik kaynak açtığını vurguluyor.
Türkiye’nin son on yılda ilişkilerinin bozulmadığı tek ülke olan Katar’la kurduğu rabıta son yapılan askeri anlaşma ile tekrar gündemde. Suriye iç savaşından bu yana birlikte hareket eden iki ülke arasındaki politik ve ekonomik ilişki, Saray’ın dış politikada tek desteği. Kanal İstanbul yatırımlarıyla yeniden gündeme gelen Katar sermayesinin Türkiye sempatisinin arkasında ise bölgede cihatçılara verilen destek var.
Saray rejiminin son on yıldaki dış politikası komşularla sıfır sorundan ‘değerli yalnızlığa’ dönerken, tek istikrarlı ittifakı Katar ile oldu. Doğalgaz zengini körfez ülkesi ile yakınlık ise Mısır, Suriye ve Libya’daki politik birliğe dayanıyor. Türkiye ile Katar, Suriye ve Mısır’da Müslüman Kardeşler ve tandanslarını desteklerken, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) bu örgütlenmeye karşı hareket edişi, bölgede gerilim hattı oluşturuyor. Libya’ya da yansıyan bu gerilim, Türkiye ve Katar’ın kendilerine yakın cihatçı örgütlenmelere askeri ve ekonomik yardımlarıyla, aralarındaki ittifakı da büyüttü. Türkiye, BAE ve Suudi Arabistan’ın boykotuna karşı Katar’a üretim desteği verdi. Katar, Rahip Brunson krizi sonrası yaşanan döviz sıkıntısında Türkiye’ye sıcak para girişi sağladı. Öte yandan, Katar ile içeride kurulan ekonomik ilişkiler tüm hızıyla sürerken askerlerinin eğitimi için yeni bir anlaşma imzalandı.
Kirli ilişkiler finanse ediliyor
Katar’ın Türkiye’de bir süredir artan ticari yatırımları be ekonomide ciddi bir pay sahibi olduğunu vurgulayan Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Berk Esen, “Daha da önemlisi Türkiye’nin Katar ile ilişkileri hükümetten ziyade lider bazlı olduğu için oradan gelen kaynağın bir bölümü ikili ilişkiler üzerinden, dar bir klik üzerinden finanse ediliyor. Bu yüzden bu kaynak büyük oranda yolsuzluğu arttırıyor ve gücü elinde tutmak isteyen Erdoğan ve çevresine ekonomik kaynak açmış oluyor. Dolayısıyla hem siyasette otoriterleşme hem de artan yolsuzluk büyük oranda kimisi kaydı tutulmuş kimi kayıt dışı olarak Katar’dan gelen kaynak akışından sağlanıyor. Ekonomik krizin etkileri belli oranda ötelenebiliyor bu şekilde” diye konuştu.
Katar’a hükümetin ciddi ekonomik ve siyasi tavizler verdiğinin altını çizen Esen sözlerini şöyle sürdürdü: Yürütülen yolsuzluk ağı üzerinden başka yerde bulamayacağı avantajlar ve paylar verilmiş. Ayrıca bölgede İran ile birlikte yalnızlaştırıldığı dönem Katar’a en çok destek veren iki ülkeden biriydi. Askeri anlamda da ciddi destek veriyor Türkiye. Fakat Biden başkan seçildikten sonra bölgede ciddi değişikliklere tanık oluyoruz. Katar da Türkiye de bölgedeki uzlaşmaz tavrını değiştirmiş durumda. İki ülkenin takip ettiği revizyonist politikalar yalnızlaştırmakla beraber dış politikalarını çökertmedi. Dolayısıyla bu iki ülkenin bu süreçte özellikle Türkiye’nin ciddi tavizler vereceğini düşünüyorum. Bu durum iki ülkenin ilişkilerini bozmayacaktır.”
Libya’dan nasıl çıkılacağı önemli
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Profesör Doktor Ahmet Kasım Han ise “Katar yakınlaşması Türkiye’nin ‘Arap Baharı’ sonrası meydana gelmiş olan olaylara verdiği tepkilerin ve bu tepkilerin Arap alemindeki yansımalarının kısmen bir sonucuydu. Türkiye ve Katar bütün bu olaylarda çizginin belli bir tarafında kalan iki ülke. Bu yakınlaşmanın öncesi de var. Türkiye’nin Körfez ile iyi olduğu dönemde de ilişkileri vardı ama genel olarak iyileşme bu taraflaşmada ortaya çıktı” diyor.
Katar’ın Suudi Arabistan tarafından tehdit edilmesi sonrası Türkiye’nin sahip çıkması ve Katar’da Türkiye’ye askeri üs verilmesinin bu ilişkileri geliştirdiğine vurgu yapan Han, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama Al Jazeera’nın Türkiye’de haber kanalı kurmasına izin vermediler. Orada iktidar içerisindeki bir grubun da Katar ile kurduğu ayrı ilişkileri işaret etmek gerekiyor. Türkiye’nin Mısır ve Suudi Arabistan ile yakınlaşmak istemesi Katar ile Türkiye arasındaki ilişkilerini bozmaz. Türkiye hangi koşullar altında Libya’dan çıkış garantisi verecek bu önemli.”
KAYNAK: BİRGÜN / Yusuf Tuna Koç