HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ
Merkez Bankası piyasaların beklediği gibi politika faizini yüzde 19 düzeyinde sabit tuttu. Karar sürpriz değildi ancak yine de doları durduramadı. Karar sonrası 8,65 seviyelerinden 8,60’a kadar gerileyen dolar kuru birkaç saat içerisinde 8,70’e dayandı.
Peki TL’de dün yaşanan değer kaybının temel sebebi nedir?
Türk Lirası’nın bu kadar kolay ve hızlı değer kaybetmesinin temel nedeni kötü yönetim nedeniyle ekonominin inanılmaz derecede ‘kırılgan’, dış şoklara açık hale gelmesi. Merkez Bankası’nın rezervi eksi 50 milyara dayanmış, dış borç 450 milyar dolara çıkmış, Nisan sonunda 12 aylık cari işlemler açığı 32 milyar 737 milyon dolara fırlamış, enflasyon yüzde 30’un üzerinde, faizler yüzde 19 ve işsiz sayısı 10 milyonu aşmış…
RİSK PRİMİ 389’A ÇIKTI
Bütün bu veriler ekonomide riskleri artırıyor. Dün itibariyle CDS risk primi 389’a çıktı. 11 Haziranda bu rakam 367’ydi. Ekonomik, sosyal ve siyasi riskler arttıkça dolar kuru yükselmeye, TL değer kaybetmeye devam edecek.
FED’İN FAİZ KARARI DA ETKİLİ OLDU
FED’in önceki günkü faiz kararı da dolardaki yükselişte etkili oldu. FED, faiz artış kararını bir yıl öne çekti. FED’in faizleri değiştirmemesi ve varlık alım programında bir değişiklik yapmamasına karşın faiz artışı için 2023’ü işaret etmesi doları güçlendirdi. ABD 10 yıllık Hazine tahvili getirisi ise FED’in enflasyon öngörülerini yükseltmesi sonrası yüzde 1,55’e kadar yükseldi. ABD Hazine tahvillerindeki faiz artışı da dolar/TL’deki yükselişte etkili oldu.
MB’NIN PAS GEÇMESİ YETMEDİ
FED’in önceki günkü kararının ardından dolarda yukarı yönlü küçük çaplı hareketlenme başladı. Ancak asıl sıçrama MB’nin ‘pas’ kararı sonrası yaşandı. MB, beklendiği gibi PPK toplantısında politika faizini yüzde 19’da sabit tuttu. Sürpriz yoktu ancak MB’nin iletişim dili piyasalara güven vermedi. Kısa sürede 8,65’ten 8,60’lara gerileyen dolar kuru akşam saatlerinde ise 8,70’e dayandı. Bu satırlar yazıldığında dolar kuru 8,68, Euro ise 10,40 TL seviyelerindeydi.
MB, GÜVEN VERMİYOR
Belki de en önemlisi piyasalar, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baskısı nedeniyle MB’nin ‘gerektiği zaman faizi artırabileceğine’ inanmıyor. MB’nin Erdoğan’dan bağımsız hareket edemeyeceğine inanan piyasalar, ‘gerek görülmesi halinde’ bile faizin artırılamayacağını düşünüyor. Dolayısıyla tedirgin oluyor.
HDP’YE SALDIRI
HDP’ye yönelik saldırının da dolardaki kıpırdanmada etkili olduğu söylenebilir. Zira planlı olduğu düşünülen saldırı geleceğe dair ‘belirsizlikleri’ de artırıyor. Kaos çıkacağı, erken seçim olacağı beklentisi arttıkça piyasaların tedirginliği de katlanıyor.
Söz konusu nedenlerin hiçbiri birbirinden bağımsız değil. Bütün bu veriler birleşince ortaya kocaman bir ‘bilinmezlik, öngörülemezlik’ dolayısıyla ‘risk’ çıkıyor. Bu ise TL’nin hızla değer kaybetmesine neden oluyor.
Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi; muhtemelen bunlar iyi günlerimiz!