Devlet tarafından beslenen çetelerin toplum içerisinde seri katiller ürettiğini belirten HDP Dış İlişkiler Komisyonu Eşsözcüsü Hişyar Özsoy, bunun son örneğinin İzmir’de parti çalışanı Deniz Poyraz’ın öldürülmesi olayında görüldüğünü söyledi.
Devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker’in sanal medya hesaplarından paylaştığı videolarla devlet-mafya-siyaset üçgenine dair yaptığı itiraflara dair henüz bir soruşturma başlatılmadı. Peker’in kimi “kirli işleri” organize etmekle suçladığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, binlerce faili meçhul cinayetin yaşandığı dönemde İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü yapan Mehmet Ağar ile gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmekle suçladığı Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) eski Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı Korkut Eken, haklarında soruşturma açılmayan isimlerin başında geliyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Komisyonu Eşsözcüsü Hişyar Özsoy, Peker’in itirafları ve sonrasında yaşanan süreci değerlendirdi.
KÜRT DÜŞMANLIĞI
Peker’in itiraflarının çok sınırlı ölçüde olduğunu belirten Özsoy, söz konusu itirafların yakından takip edilmesinin nedeninin, itirafların iktidar içerisinden çıkan ve devletle yakından bağı olan birisi tarafından yapılmasından kaynaklandığını ifade etti. Türkiye’deki çete yapılanmalarının kökünde Kürt düşmanlığının yattığına dikkati çeken Özsoy, Peker gibi çete üyelerinin her dönem devlet ve faşizan çevreler tarafından beslendiğini kaydetti. Özsoy, “Peker bu kokuşmuşluğu ve çürümüşlüğü bizzat yaşayan ve yaşatan biri olmasından dolayı bu kadar gündemde. Peker’in açıklamaları aslında bir mistifakasyon gibi. Yani aslında bu ifşaları yaparken gerçeklerin üstünü de örtüyor. Sedat Peker ve İçişleri Bakanı’nın durumu istisna bir durum değildir. Bu çürümüşlük ve iddialar devlet aygıtının tümüne sirayet etmiş durumda. Açıklamalar sonrası birkaç mafyayı ya da birkaç kurumdan birilerini çektiğiniz zaman mesele düzelmiyor” diye konuştu.
“Devletin bu kirli ilişkileri yeni değil çok eskidir” diyen Özsoy, 1990’lı yıllarda yaşananlara işaret etti. Özsoy, “ Bunu 90’lardaki dönemlerden biliyoruz. Bu devletin Hizbullah ile girdiği ilişkiyi ve faili meçhul cinayetleri biliyoruz. Devlet, ülke içerisinde ve dışarısında bu tür paramiliter güçlerle işbirliği yapmıştır. Ondan dolayı devletin bu ilişkileri rastlantısal ya da istisnai değildir. Devlet hemen hemen her dönem bu çeteleri kullanmıştır. Bugün önemli olan ve gözden kaçırılmaması gereken de budur” ifadelerini kullandı.
‘ÜSTÜ KAPALI’ TEHDİTLER
AKP’nin de varlığını sürdürmek için çete yapılanmalarını kullandığını söyleyen Özsoy, kullanılan çetelerin aynı zamanda Suriye’deki iç savaşta da büyük rol oynadıklarına dikkati çekti. Özsoy, “Suriye’ye binlerce TIR dolusu silah gönderildi. Bunun da SADAT üzerinden gönderildiğini söylüyor. Bu sevkiyatlar MİT Müsteşarı’nın (Hakan Fidan) tapelerinde çıktı. Devlet Kürtlere karşı çeteleri kullanıyor. Zaten Suriye’ye dönük açıklamaları sonrasında Peker, ‘Ben daha bir şey açıklamadım’ diyor. Peker, tırnak içerisinde Cumhurbaşkanını da İçişleri Bakanı’nı da tehdit ediyor. Peker, ‘Eğer bir pislik varsa bu pisliğin en altında ben varım’ diyerek, açık açık hükümeti ve İçişleri Bakanı’nı kastediyor” dedi.
MUHALEFETİN ROLÜ
Özsoy, muhalefetin Peker’in itirafları karşısında rolünü oynayamadığını kaydetti. Muhalefetin, iktidarın üzerine gidemediğini ve bu olayları sorgulamadığını kaydeden Özsoy, kendi partileri dışındaki muhalefet partilerinin itirafları magazin boyutunda tuttuklarını söyledi. Özsoy, “Bir tek biz bu olayın mafya meselesi olmadığını, bunun bir devlet meselesi olduğunu söylüyoruz. Peker’in kendisi de ‘Biz tüm bunları vatan, millet, Sakarya siyaseti üzerinden yapıyoruz’ diyor. Bütün bu pisliklerini bu politikayla yapıyorlar. Koca memleketin üzerine bir güruh gibi çökmüşler. Yapılanların hepsinin araştırılması gerekiyor. Bütün bunlar yaşanırken hiçbir soruşturmanın olmaması da çok ilginç. Olaylar sonrası görevini bırakanlar var. Ya da bu gazetecilerden işini bırakıp gidenler var. Onun dışında kimseden bir ses çıkmıyor. HDP’ye küfür eden adam (Veyis Ateş) zorla gidip 10 milyon dolar almaya çalışmış, bu kişiye televizyonda görev verilmiş. Bugün kimse ‘gidip bunu gözaltına alalım’ demiyor. Dolayısıyla bu durumu sadece magazinsel bir olay olarak ele almak doğru değil” diye konuştu.
POYRAZ’I ÖLDÜREN SİSTEM
Devlet tarafından beslenen çetelerin toplumda seri katiller ürettiğini dile getiren Özsoy, bunun son örneğinin ise HDP İzmir İl Örgütü’ne yapılan saldırıda Deniz Poyraz’ın katledilmesi olduğunu belirtti. Özsoy, “Bu saldırıların toplumsal ve psikolojik ortamını oluşturan bir devlet, mafya ve medya üçlüsü söz konusu. Bugün olan durum şaşırtıcı değil. İzmir’deki arkadaşlarımız emniyete gidip ‘Bakın bizi hedef gösteriyorsunuz, birileri çıkıp burada kan dökecek’ şeklinde uyarılarda bulunmuşlar. Ona rağmen elini kolunu sallayan bir katil gidip bizim kadın bir arkadaşımızı öldürüyor ve polis neredeyse katilin başını okşayarak alıp götürüyor. Bu saldırılar 3-5 serserinin işi değil, çok sistemli bir devlet politikasının sonucudur” ifadelerini kullandı.
Özsoy, son 6 yıldır ülkenin zorlu bir süreçten geçtiğine işaret edere, şöyle devam etti: “Bu gemiyi limana ulaştıracağız. Çok ağır bedeli var ve bunu ödüyoruz. Muhtemelen biz de ödeyeceğiz. Muhalefetin de bu tür çete bağları için kararlı bir yüzleşme yapması lazım. Muhalefet ancak bunu yaparsa topluma bir nefes aldırır.”
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – ERGİN ÇAĞLAR