ÖZEL HABER | İLKER DOĞAN
Çalıştığı iş yerinde geçirdiği kaza nedeniyle ağır yaralanan KHK’lı Üsteğmen Recep Karaşal’ın, ankesörlü telefon soruşturmaları kapsamında 2018 yılı Ekim ayında gözaltına alındığı ve ardından tutuklandığı öğrenildi. Recep Karaşal, 2014-2015 yılları arasında 17 kez ankesörlü telefondan aranmakla suçlanmış ancak sorun şu ki; Karaşal’ın arandığı ileri sürülen 312… numaralı ankesörlü telefon ne Türk Telekom’un ne de Vodafone’un kayıtlarında var!
ADD BURSUYLA OKUMUŞ
ADD bursuyla okuyan Recep Karaşal, aslında hiç olmayan bir ankesörlü telefonla arandığı için ihraç edilip tutuklanmış! Yetmemiş, ‘olmayan’ bir telefondan arandığı iddiasıyla ceza bile almış. Eşinin masum olduğunu ispatlamak için çırpınan Hacer Karaşal, “Bahsedilen o ankesörlü telefon ‘arandı’ denilen tarihten önce tamamen kapatılmış. Bunu fark edince tutuştular. Benim üzerimden tehdit ederek eşimden isim istediler. ‘Ben kimsenin günahına giremem, kimseyi tanımıyorum’ diyerek reddetti. 4 aylık hamileydim, bebeğimi düşürdüm.” diyor.
AKP iktidarının ‘suç uydurmak’ için açtığı ankesör soruşturmaları nedeniyle yüzlerce hatta binlerce TSK mensubu mağdur edildi. Hakkında başka hiç bir suçlama olmadığı halde sadece 2012’de 1 kez ankesörlü telefondan arandığı gerekçesiyle tutuklanan asker de var, defalarca arandığı halde ‘manipülasyon amaçlı’ olduğu düşünülüp bırakılan da… Birbiriyle çelişen mahkeme kararları, hukuksuz soruşturmalar, mesnetsiz iddialar birbirini takip ediyor. Hukuki hiç bir temeli olmayan sözde soruşturmalar içinden çıkılmaz hale geldi.
2018’DE ANKESÖRDEN TUTUKLANDI
İşte o mağdur askerlerden biri de önceki gün geçirdiği iş kazasında ağır yaralanan KHK’lı Üsteğmen Recep Karaşal. Edinilen bilgilere göre Karaşal, 16 Ekim 2018’de 2014-2015 yıllarında toplam 17 kez ankesörlü telefondan arandığı iddiasıyla gözaltına alınıyor. Ancak gözaltı sürecinde ‘arandığı’ iddia edilen ankesörlü telefonun aslında 2014 yılı Mart ayında tamamen kapatıldığı fark ediliyor.
KAMERADAN EŞİNİ İZLETİP, TEHDİT ETMİŞLER
Eşinin masumiyetini ispatlamak için aylarca uğraşan Hacer Karaşal, o süreçte yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Eşime arandığı’ söylendiği dönemde o ankesörlü telefonun aslında hiç olmadığı ortaya çıktı. Tutuştular. Bunun üzerine ‘itirafçı ol, etkin pişmanlıktan yararlan’ diyerek baskı yaptılar. O dönemde 4 aylık hamileydim. Beni de Emniyet’e götürdüler. Kameradan eşime beni gösterip tehdit etmişler. ‘İsim ver’ demişler. Eşim de ‘Ben kimsenin günahına giremem’ diyerek reddetmiş. Ardından da tutuklandı. Eşim ADD bursuyla okudu. Hiç bir cemaatle ya da yapıyla ilgisi yoktu.”
HAMİLE EŞİ DÜŞÜK YAPTI
Hamile olan eşi Hacer Karaşal stres ve yaşadığı sıkıntılar nedeniyle karnındaki 4 aylık bebeğini kaybediyor. Eşi gözaltına alındığında 98 günlük evli olduklarını anlatan Hacer Karaşal, ankesörün yerini tespit etmek için dedektif gibi çalışıyor. Zira Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan hatların ve adreslerin yer aldığı listede o ankesörün adresi gösterilmiyor. Sadece ‘Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu verisinden alınabilir.” ifadesi yer alıyor. Ancak Hacer hanım orada da adresi bulamıyor.
TELEKOM: BİZDE KAYITLI BÖYLE BİR NUMARA YOK
Hacer Karaşal, eşinin yargılandığı mahkemeye müracaat ediyor. Bu ankesör numarasının TELEKOM’a sorulmasını istiyor. Mahkeme talebi kabul ediyor. Söz konusu hattın kamuya açık sabit/ankesörlü hat olarak kullanılıp kullanılmadığının, kullanılmış ise hangi tarihler arasında ve nerede kullanıldığının bildirilmesi için TELEKOM’a yazı yazıyor. Gelen cevapta, “Yapılan incelemede; 312…. numaralı hat ile ilgili sistemlerimizde bir bilgi bulunmadığı anlaşılmıştır. Bilgilerinize.” deniliyor.
Yani Recep Karaşal, aslında hiç olmayan bir ankesörlü telefon nedeniyle ihraç ediliyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve 9 ay Sincan’da esir alınıyor. Ancak skandala rağmen yargılama durmadığı gibi, takipsizlik de verilmiyor. Yargılama ‘tutuksuz’ devam ediyor.
VODAFONE: SİSTEMİMİZDE BÖYLE BİR NUMARA YOK
Geçtiğimiz yıl ocak ayındaki yapılan duruşmada Recep Karaşal’ın talebi üzerine bir bilişim uzmanı dinleniyor. Uzman yaşanan karışıklığı uzun uzun anlatıyor ve ardından bu verilerden sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağını söylüyor. Bilirkişinin açıklamaları üzerine mahkeme Vodafone’a söz konusu numaranın kendilerinde kayıtlı olup olmadığını soruyor. Vodafone’dan gelen cevapta da kendilerinde böyle bir numaranın kayıtlı olmadığı belirtiliyor.
EMNİYET: BİZ DE BTK’DAN ALDIK!
Bunun üzerine mahkeme, Ankara Emniyet’e yazı yazıyor. “Hattın niteliğini, yerini, kullanma şeklini ve hangi gerekçelerle işlem yapıldığını” soruyor. Emniyetin cevabı şöyle: “Biz kayıtları BTK’dan ve istihbarat birimlerinden alıyoruz.”
HACER KARAŞAL AÇLIK GREVİNE BAŞLIYOR
Adaletsizliğe tepki gösteren Hacer Karaşal, açlık grevine başlıyor. Sonrasını kendisinden dinleyelim: “Gitmediğim yer kalmadı. Eşim tutukluyken açlık grevine başladım. 39 kiloya düştüm. Hakime mektup yazdım; ben mazlum olarak öleceğim ancak siz zalim olarak hatırlanacaksınız dedim. 21 Haziran 2019’da, açlık grevine başladıktan 1 ay sonra eşimi tahliye ettiler.”
OLMAYAN ANKESÖRDEN CEZA
Recep Karaşal ile ilgili soruşturmanın başlangıcı skandal. Hatalar birbirini izliyor ancak ne savcılık makamı ne de hakimler ‘düzeltme’ yoluna gitmiyor. Sözde yargılama sonunda Karaşal’a ‘varlığı bile ispatlanamayan ankesörlü telefondan arandığı’ gerekçesiyle 1 ekim 2020’de ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası veriliyor. Gerekçe ise vahim; hiç tanımadığı üst devresinin ‘ankesörlü telefondan arandığını kabul etmesi’ nedeniyle, Recep Karaşal’ın da ‘arandığı’ varsayılıyor. Evet, yanlış okumadınız; mahkeme ‘varsayıma’ dayanarak ceza veriyor.
ANKESÖR SORUŞTURMALARI KÖRDÜĞÜM
Recep Karaşal’ın yaşadıkları binlercesinden biri. Bunun gibi ankesör soruşturmaları nedeniyle mağdur edilen binlerce insan var. İpin ucu kaçtı. Hakim ve savcılar da ne yaptığını bilemez halde. Birbiriyle çelişen mahkeme kararları, hukuksuz soruşturmalar, mesnetsiz iddialar birbirini takip ediyor. Hukuki hiç bir temeli olmayan sözde soruşturmalar içinden çıkılmaz hale geldi.